Kadın merkezli düşünmek
Değerli yazar Nazife Şişman, 24 Ocak 2010 tarihinde bir makale yayınlamış. İslam tarihinde kadınlar
var mıydı başlığı ile. Fevkalade güzel, deruni bir çalışma. Geç kalmış tebriklerimle.
Xxxx
Her şey batıl bir yarışın neticesidir. Batı ile Doğu’yu yarıştırmak. Batı geç oluşan bir medeniyet.
İnsanlık Mezopotamya’da, Nil-Fırat- Dicle nehirleri etrafında başladı. Batı kendini yeryüzünde
kusarken bir düşmana ihtiyaç duydu. Bu Doğu, daha hususi olarak da İslam’dı. Müslümanlardı. 19.
Yüzyıl Batı devletlerinin güçlendiği, imparatorluklar haline gelmeye başladığı yüzyıldır. Aynı yüzyılda
ırkçılığın, ırka dayalı küçük devletlerin de tavsiye edildiği dönemdir. Rusya’nın ve onun yanında
Osmanlı’nın ırka dayalı devletçikler haline getirilmesi istekleri, batılı devletlerin büyümesini
hedeflemekteydi. Osmanlıyı parçalayan bu ırka dayalı teşviklerin karşılık bulmasıdır.
Xxxx
Batı ısrarla Müslüman milletler geri kalmıştır, Çünki hayatlarında kadın yoktur. Kadınlar evde var ama
sokakta yok diyorlardı. Batının başka hezeyanları da vardı elbette. Bambaşka hayat anlayışıyla var
olan batı, İslam toplumlarını kendileriyle yarıştırıyor ve kurallarını kendilsi koyduğu için, her defasında
galip geliyordu.
Her medeniyet kendi değerlerini üretir. Medeniyetlerin ürettiği kendi değeri, kendi nizamı içinde bir
anlam taşır ve uygulamada işe yarar. Oto aksamı üzerinden meseleye bakmak aydınlatıcı olacaktır. Bir
başka marka ve modelin aksamı, öteki marka ve modellere uygulanamaz. Bunun gibi Doğu’da Hind,
Çin, Japon ve Rus medeniyetleri var. Bunların, her biri doğu içindedir ama her birinin, ürettiği kendi
değerleri var. Selçuklu- Osmanlı-Türk milletleri de İslam dini mensubu olarak kendi değerlerini
ürettiler. Daha eskilere gidilirse, Eyyubiler, Fatımiler ve onlardan önce de şehir devletleri de
Müslüman insanlar olarak kendi medeniyetlerine uygun değerler ürettiler. İslam medeniyeti içinde
yer alan Arap, fars, Türk, Kürt, Boşnak, Pomak ve daha bir yığın ırk mensupları da ürettikleri değerlere
Müslüman olmaları yanında milli alametlerini de ilave ettiler.
Xxxx
Müslümanlar kimseyle yarışmadılar, kendilerine inanmak için başka düşmanlar üretmeye ihtiyaç
duymadılar. Ama batı var olmak için genelde doğuya, özelde ise İslam’a düşman gözüyle baktı ve
onları istemedikleri bir yarışa soktular. Bu yarışın kurallarını da kendileri koydular. Ölçü alet-edevat
yapmaktı. Halbuki, Müslüman dünyanın derdi alet-edevat yapmak değildi. Onlar düşüncelerinin
merkezine ahireti, hesabı, kul hakkını, Allah rızasını koymuşlardı. Batının temel düşüncesi hayat ve
dünyadır ve maddedir. Doğunun bilhassa İslamın ise düşüncesinin ana umdeleri asla madde ve dünya
değildir.
O halde bu iki medeniyetin yarıştırılması iyi niyetli değildi. Ne yazık ki, İslam dünyası Çin, Japon,Hind
gibi davranmadı. Yarışa kaçınılmazlık sanrısıyla dahil oldu. Batı gibi olmaya, onun gibi olmaya
çabaladı. Kadının toplum hayatında, sokakta var olmasının çare olduğunu düşündü. Bu alanda büyük
atılımlar, açılımlar yapıldı. Batı gibi olunamadı. Olunamazdı. Arılar başka, karıncalar başka, kuşlar
başka, çekirgeler başka medeniyetlerdi. Biri ne yaparsa yapsın öteki gibi olamazdı. Ama İslam
dünyasının münevverleri bunu anlamaktan acizdiler. Batının ilmini, fennini alalım dediler. Batının ilmi
de fenni de dünya, hayat ve madde esaslıydı.
Xxxx
Kadınlarla ilgili eserler, hayat hikeayeleri yazıldı. Bizde de büyük hizmetler gören kadınlar var diye
kadın müzeleri, kadın eserleri, kadın meşhurları üretile durdu. Batı ile bu alanda da yarışılamazdı.
Yarışmak doğru değildi. Onlar başka bir medeniyet, biz başka bir medeniyettik. Onların ürettiği
değerler bizde, bizim ürettiğimiz değerler onlarda işe yaramazdı.
Xxxx
Özetle İslam tarihinde kadınlar var mıydı sorusunu soranlar hazreti Peygamberin eşlerine, Hazreti
Ömer’in, Hazreti Ebubekir’in kızlarına baksınlar. 8-9- 10. Yüzyılda Türk kadın hakanlara, devlet başkanı
olan hanımlara baksınlar. Süleyman aleyhisselamın getirdiği tahtın sahibi Belkıs hanımhakana
baksınlar. İslam tarihinde kadın çok da, Allah kadını önce zevce, sonra da anne olsun diye yarattı.
Fıtrat, yaratılış kanunu ve hedeflerini bırakıp Batı ile yarışmak son derece saçmadır.