İŞİN İÇYÜZÜ / MASRAFSIZ İNSANLARIN DERDİ..
Alışkanlık haline gelen zam haberleriyle doların acımasız yüzü, hergün biraz daha çirkinleşiyor. vatandaşın, işadamının, hatta sokaktaki simitçinin günlük derdi, tasası bu oldu. Zamların tek bir dili vardır. İnsafı yoktur.
Dolar artışa tırmandı mı, diğerleri yerinde çivileyip durur mu!.. Hemen peşine takılırlar.
“Dolar, Euro, altın ve benzin zamlandı,” haberleri artık kimseyi şaşırtmıyor.
Bunun arkasından nelerin çıkacağına, vatandaş alışkın. Çünkü etiket sürprizlerine, yüreğinin sızısını katmaktan başka çaresi kalmadı.
Karları temizlemeniz gerekiyorsa, bir dakika durun ve çevrenize göz gezdirin. Eğer ağır işitiyorsanız, herkesin ağzına yerleşen bir bıktırıcı sözleri duymamakla kazançlı olursunuz. Yanınızdan dalgın dalgın geçenlerin en masrafsız insanlar olduğunu nereden bileceksiniz..
Zam mağdurları!. Fiyatlara tepkili insanlar!. Gelişen öfkelerine aldanarak onların “zamlarla” güreşeceğini hele hele, hiç aklınızda gezdirmeyin..
Sonra sizleri, “zam mahcubiyeti” duyan Devlet Adamları diye algılarlar..
Aslında ne olursanız olun, sabır içinde beklemesini öğrenin.
Şimdi, gerçekliğe dönelim. şöyle bir soruyla karşılaşırsanız, neler dersiniz?
“Her geçen gün; ömrünüze en hızlı zammını hızlı zammı yapmış olmuyor mu?”
Farklı yaşlarda olan insanlar arasında, geleceğin korkusunu yanıtlayacak kimseyi bulamazsınız.
“Ömür zammını” derinliğine düşünmek kimsenin aklından geçmez.
İlerlemiş ömürlere gelince, yaşı üzerinde devamlı “indirimler” yapanları nasıl karşılarsınız?
Konumuzu değiştirmeden devam edelim: Hastalıklardan ve daha bir çok şeyden yakınanlar, genelde eski günlerinden söz ederler:
“Ah, o zamanlar deve bir pulaydı..” derler.
Ama, bugün “devenin kamburu” gibi selamsız, sabahsız gelen zamlarla şakanın zerresini anlayacak, “dört dörtlük bir insan” bulunabilecek mi?
Üzüntü verici bulduğunuz şeylere karşı gülmenizi öneririz..
Havaya, nefese, yolları adımlayanlara zam var!.
Şimdilik ” Gülmeye zam” yok.. Bol bol kullanın..
YAŞ ZAMLANMAZ!.
Kadının biri, 70 yaşında olmasına rağmen, kendisinin etrafına hep küçük gösterirmiş!. Kimse sormasa bile, yeri geldiğinde kendisini,
“Kırk yaşında” diye tanıtırmış..
Kadın, günün birinde “yaşla” ilgili bir toplantıya katılmış. Profesör yaşın önemi olmadığını, geçen zamanı iyi değerlendirmeyi anlatırken kadın söz olarak sormuş:
“Acaba öldükten sonra yeniden diriliş var mı?”
Elbette var.. Bakın siz, 40 yaşında olduğunuz halde, 70 yıla kadar olan olayları, adeta yaşamış gibi hatırlıyorsunuz.. Yeniden dirilmiş sayabilirsiniz kendinizi!.”
İŞİN DOĞRUSU: “Gülemeyen güldüğünü sanır, gülemediğini anlayınca da güleni kıskanır..”
