İŞİN İÇYÜZÜ / BREJNEV, İYİ BİR SİYASET TAMİRATCISIYDI..
Türkiye’nin ulusal çıkarları batı normlarıyla yaşamaktır. Ama, Rusya ve İran’la da her zaman sıcak ilişkiler içinde kalmaktır.
Atatürk, bu politikaların bir örneğini verdi. Hem batıya yüzünü döndü, hem de Ortadoğu’da “Sadabat” Paktını kurdu. Bu hassas bölgelerde, ülkeler arası dostlukları geliştirdi.
Türk Dış politikasında denge böyle olmuştu.
Günümüzde bu politikaların zeminden kaydığına tanık oluyoruz.
Burnumuzun dibindeki Arap ülkeleri, bugün bir sorun yumağı haline döndü. Kavganın asıl nedeni petrol. Bununla beraber, bulunduğumuz alan, Batı-Doğu blokları arasında bir güç gösterisi merkezi oldu. Bu balonu Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri şişiriyor. Rusya ve İran balona kıvılcımla yaklaşıyor. Devamını anlatırsak, akılla bağlantısı kalmayacak.
Küresel barış dünyanın gündeminden gittikçe uzaklaşıyor. Aklın ucunu karıştıranlar, barışı iyice çıkmaza sürüklüyorlar.
Atalarımız ne güzel anlatmışlar:
“Gün var yılı besler, yıl var ayı besler.”
Dengeli ve sabırlı olmanın sırrı, bununla pek güzel anlatılmaktadır. Gene bir fıkramızda, dargınlığa karşı şöyle bir zeka örneği gösterilmiştir.
İsmi toplumumuza mal olmuş ünlülerden Abdullah Cevdet, bir gün Süleyman Nazif’in kabrini ziyarete gitmiş. Tam duaya hazırlanırken Süleyman Nazif, mezardan başını kaldırarak fısıldamış:
“Küs ayrıldığımızı biliyoruz. Aramızdaki dargınlığa rağmen, eski dostluk hukukuna riayetle, beni ziyarete gelmene memnun oldum. Fakat, bu kadarcık olmaz, seni gece yatısına da beklerim!..”
Küresel dostluklarda bazı çatlaklar olacak. İnsan aile içinde bile devamlı huzuru yaratamıyor. Düzeni korumanın bir yönü de sorunları tetikleyen isyan duygularını bastırmaktır.
Rusya tarih boyunca inatçı yüzüyle tanınır. Pişmanlık duyacağı noktaya gelince de kabuğuna çekilir. Yahut da çeşitli kurnazlık alternatiflerine sığınır.
Rusya’nın önceki liderlerinden Brejnev ve Çin devletinin önderlerinden Mao arasında sık sık çekişmeler yaşanırdı. Bu iki devlet, kriz dönemlerinde birbirlerine aslanlar gibi kükrerlerdi.
Brejnev, bu sertlik politikalarının ülkesinin ekonomisine de zararı dokunduğunu görünce tavır değiştirmeye yönelmiş. Sert yüzünü yumuşatmak ve yılgınlık gösterdiğini belli etmemek için bir diplomasi zekası göstererek hem kendi makamına, hem de Çin’e, şu mahiyette bir telgraf göndermiş:
“Aranızdaki anlaşmazlık beni üzüyor?.. Aranızı bulmak, sizleri barıştırmak istiyorum?”
Çaresizliklerin ve çözümsüzlüklerin akılla aşıldığına uygun düşün bu mizahı fıkra, yeri geldiğinde gerçek gibi algılanmalıdır.
Şimdi, düşünür Emily Dickinson’a hak verecek noktadayız:
“Beyin, gökyüzünden daha geniştir..”