İŞİN İÇYÜZÜ / 24 TEMMUZ'LAR YUVARLANIYOR..
Türkiye’de basın özgürlüğü hiçbir dönemde sağlam ve kalıcı güvencelere kavuşturulmadı.
Basın üzerindeki baskılar tam olarak kalkmadı.
Nedeni açık..
Siyasi iktidarlar, hükümet başkanları, başbakanlık görevlerinde, eleştirilere tahammül edemiyorlar.
Bütün sorunların temelinde bu vardır.
Batı demokrasilerinde, özgürlüğün tanımı, iktidardaki kişilerin eleştirilere tahammül sınırına değil, yasaların tanıdığı hak ve kurallara bağlıdır.
24 TEMMUZ’LARIN ANLAMI
Sansürün kaldırılışının kutlama günü olan, 24 Temmuz’lar, her yıl, hep buruk bir biçimde yaşanır.
Türk Basını için mutlu bir gün olan “24 Temmuz”, 1948 yılında cemiyetimiz (TGC) tarafından “Gazeteciler Günü” olarak ilan edilmişti.
O tarihten bu yana, 14 Temmuz Gazeteciler Günü”, kimi yıllar bir bayram tutkusuyla kutlanmıştı.
Ancak, ülkemizde basın üzerindeki baskılar hemen hiçbir zaman tam olarak kalkmadığı için, bu buruk dönem, medyanın çilesi haline dönüştü.
Basına dolaylı dolaysız çeşitli baskıların uygulandığı, düşüncenin suç sayıldığı, gazetelerin siyasal baskılar altında tutulduğu, cezaların ürkütücü boyutlarda olduğu, gazetecilerin hapse atıldığı, kitapların toplatıldığı bir ülkede, 24 Temmuz’ları da kutlamanın bir önemi kalmıyordu.
(TGC) ÇIKIŞ NOKTASI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, kurulduğu (1946) yılından beri bu konuların takipçisi olmuş, yasaların hazırlanması platformlarında belirleyici görüşler ortaya koymuştur.
(TGC) Siyasal İktidarlar süresince, haberleşme özgürlüğünü kısıtlama girişiminde olan her güce, devamlı tepki gündemi oluşturmuş büyük, saygın bir meslek örgütüdür.
Nitekim, Basın Özgürlüğü ve Sansürü Kaldırılışının kutlandığı 24 Temmuz törenlerine iki yıl önce (TGC) Başkanı Turgay Olcayto yeni bir güç katmıştır.
Türk Basınının bu anlamlı gününe, “mücadele aşısı” yapılmıştır.
Gazeteciler Günü, bir (mücadele yılı) olarak ilan edilmiştir.
Kutlamalara, Basın özgürlüğü sağlanıncaya kadar mücadeleden ödün verilmeyeceği fikri, bir diriliş beyannamesi olarak simgeleştirilmiştir.
BAŞBAKANLAR SERİSİ
Türkiye’de, gelmiş, geçmiş Başbakanların “Basın Özgürlüğü”ne katkılarının araştıran ilk tarihi araştırmayı yapan bir gazeteci olarak öncelikle şu notu ilave edeyim:
“Yasakçı, baskıcı, sansürcü iradelerin, farklı farklı ifadelerinden:
“Benim yumurtam çürüktür.” Diyen çıkmamıştır.
Ancak, “Çorbada tuzu bulunan” bazı Başbakanlar da vardır.
Bir İngiliz Atasözüne göre;
“Hayatın sırrı şudur: “Beğendiğinizi yapmayın, fakat yaptığınızı beğenin.”