İLLE de TEDBİRLİ OLMAK
Öyle ya da böyle Kocaman’ın futbol mantalitesi böyle maalesef. Aykut Hocanın aklında hep oyunu
tutup, dengede götürüp, sonra skora etki etmek var. Sosa’yı oynatmayan Çalımbay da rol çalmıştı adeta
Kocaman’dan. Her ikisi de korkak değil belki ama çekingen ve risksiz oyun tarzını tercih ettiler. Nitekim
sonunda kazanan olmadı.
Kocaman’ın onbiri ile Çalımbay’ın onbiri al birini vur ötekineydi. Fener’in kadrosunu ilk
gördüğümde Kocaman sol kanadı sağlama aldı dedim önlü arkalı. Hasan-İsmail ikilisiyle sol taraf sağlam
diye düşünmüştüm. Ve nihayet dedim Kocaman Potuk’u Joseph’in yanında oynatacaktı. Ama gelin görün
ki Aykut Kocaman şapkadan tavşan çıkardı. H. Ali ön liberodaydı. Diğer taraftan da Trabzon önde pasar,
pres yapar diye beklenirken; Bordo mavililer kötü olan taraftı ilk yarıda. Deyim yerindeyse hiçbir şey
oynamadılar. Köybaşı atsa devreyi kötünün iyisi önde bitirecekti. İlk yarının özetinde Fernandao ve Burak
haricinde her iki teknik direktörde koşucu oyuncularla oynamak istedi. Sonuç elbette fakirlik üstüydü
çünkü her iki takımda da futbol aklı noksandı.
ÖNCE SOSA SONRA VALBUENA
Maçın gidişatının bu kadro yapısıyla değişmeyeceğine ilk inanan Rıza hoca oldu. Yusuf zaten
formsuzdu. İlk yarıda da bal yapamayınca Çalımbay çarenin Sosa olduğunu düşündü. Haklıydı. Dedim ya
az evvel her iki takımında da futbol aklı yoktu diye, Trabzon’un futbol aklı da Arjantin’liydi. Çalımbay
doğruyu erken yakalamıştı bu değişiklikle.
Kocaman Valbuena kartını kullanmayı ancak golü yedikten sonra hatırlayabilmişti. Fransız da
Fener’in aklıydı. Onun da oyuna girmesiyle geç de olsa Fenerbahçe’nin de çehresi değişecekti. Ve değişti
de. Golü de attıran Fransız’dı. Sonra gelen Soldado değişikliğiyle Kocaman maç başında almadığı dengeli
risk faktörünü karşılaşmanın sonuna doğru misliyle aldı ama iş işten geçmişti. Oysa ki Kocaman maça
Valbuena’yla başlayabilir, Alper’i de orta sahanın merkezinde oynatabilirdi Joseph’in yanında. Joseph
demişken; Brezilya’lı hem orta sahada, hem hücumda, hem de defansta Topal’a yakın oynamasıyla adeta
ders verdi arkadaşlarına. Tek kelimeyle gecenin yıldızıydı De Souza. Bir ihtimalde İsla’yı stoper
oynatmaktı ki böylelikle Topal-Joseph halkası orta sahada bozulmamış olurdu. Bu Brezilya’lının daha
ekonomik oynamasını sağlayabilirdi. Ancak bu tercih Fenerbahçe’de defansın göbeğinde kısalmasını
sağlardı ki Kocaman da bunu bilerek böyle bir düzeni tercih etmemiş olmalıydı. 1.77’lik İsla, 1.88’lik
Burak’a, 1.83’lük Yusuf’a, 1.86’lık Kucka’ya kısa kalırdı sanırım. Bu yüzden stoperde Topal veya Joseph
oynamalıydı ki Kocaman’ın tercih kararı doğruydu.
“En sonunda almadığımız riskler için pişman olacağız” der ünlü İngiliz yazar ve matematik üstadı
Lewis Carroll. Kocaman Valbuena’yla, Çalımbay da Sosa’yla oyuna başlamadıkları pişman olmalılar ikinci
yarıda oynanan heyecanlı oyundan sonra. Ne diyelim kendi düşen ağlamaz!