İLK KEZ YAPMIYOR
CHP’de seçim sonrası kılıçlar çekildi…
Çoktandır pusuda bekleyen İBB Başkanı İmamoğlu, kaybedildiği iddia edilen seçim sonrasında Kılıçdaroğlu’na erken bayrak açtı..
Aslında bu İmamoğlu’nun ilk vukuatı değil…
İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini kazanmasının hemen akabinde tüm kenti “hedef daha büyük” diyerek cumhurbaşkanlığına aday olduğunu cümle aleme üstü kapalı duyurmuştu.
İmamoğlu, seçim skandalı sonrası yapılan 2. Turda 800 bin fark atınca kerameti kendinden bilmişti.
Oysa AKP’nin adayı, Binali Yıldırım seçime son derece gönülsüz katılmış ve AKP’li seçmenin bile neredeyse “nefreti”ni kazanmıştı…. Çünkü Yıldırım’ın hedefi İBB başkanlığı değil, olası bir AKP başkanlığıydı…
İmamoğlu’nun afişleri hem CHP içinde huzursuzluk yarattı hemde il başkanı Canan Kaftancıoğlu ile arsının açılmasına neden oldu.
İmamoğlu’nun seçim koçu Necdet Özkan, “ben kazandırdım” diye kitap bile yazınca ipler koptu.. Ondan sonraki birliktelikler sadece siyasi görüntüydü..
İmamoğlu ve takımı peş peşe toplumun tepkisini çeken icraatlar da yaptı sel felaketinde tatile gitti, Erzincan depreminde kayak yapmaya, İstanbul’un kara teslim olduğu günlerde konvoyla İngiliz büyükelçisi ile yemeğe çıktı…
Bir eylemi nedeniyle tepki koyan gazetecilere ve parti ileri gelenlerine ve STK temsilcilerine “3 beş …. kişiler” tanımıyla hakaret mesajlar yayınlandı ve kabak sözcü Murat Ongun’un başına patladı…
Son olarak düzmece bir mahkeme olan hakaret davasını fırsat bildi, mahkemenin karar günü, İYİ Partili yoldaşı Akşener ile İBB önünde gövde gösterisi yaptı…
Oysa o gün Kılıçdaroğlu, Ekrem Bey’in davasının karar günü olmasını bile bile Almanya’ya gitmiş ve İmamoğlu’na bir uyarıda bulunmak istemişti…
Ama Akşener-İmamoğlu şovu üzerine Almanya’dan apar topar dönmek zorunda kaldı.
Oyunun son perdesinde ise masayı deviren Akşener, iki ülküdaşı İmamoğlu ve Yavaş’ı da kabineye ekledi, böylece 7 başlı bir ejderha doğdu ve seçmen ürktü… Kazanılmayan seçimde “at pazarlığı” yapılmıştı..
Kılıçdaroğlu, seçimi öyle veya böyle kaybetti, kaybedeceği de belliydi.
ABD’lilerin yaptırdığı iddia edilen ankette Erdoğan seçimi yüzde 52 oyla aldığı görülüyordu ve bu bazı ABD gazetelerinde yayınlanmıştı.
Zaten, Kılıçdaroğlu alabileceği maksimum oyu almıştı. Tıpkı daha önceki seçimlerin bir kopyasıydı bu seçimde.. Birde “büyük olduklarını söyleyen “DEVA, GELECEK, DP ve SAADET” yüzde 0.38 oy desteğiyle 38 milletvekili çıkardı. Elbette buda Kılıçdaroğlu’nun günah listesine eklendi…
Bu seçimde son 3 seçimin oy oranları dahil bire bir aynısıydı. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçiminde İmamoğlu ve Yavaş’ın desteğiyle sadece yüzde 0.64 artırabilmişti. Son 3 seçimde Erdoğan hep yüzde 52, muhalefet parçalı girdiği dönemlerde bile toplamda hep yüzde 48 almıştı…
Yani siyaset cephesinde değişen bir şey yoktu…
Ayrıca Akşener’in zorlamasıyla seçim çalışmasına katılan İmamoğlu ve Yavaş’ın Anadolu ve de Karadenizli seçmen üzerinde pekte etkili olmadığı da ortaya çıktı.… Etkili olsalar da oy artışı sadece yüzde 0.64 olmazdı.
Aslında bu kavganın başlayacağı ve fitili Akşener’in ateşleyeceği dünden belliydi…
Gelelim işin bam teline, CHP kendisini, sosoyal demokrat olarak tanımlayan ve üstü kapalı olarak Kemalist bir programı olan yani solda bir partidir…
Oysa İmamoğlu’nun solla uzaktan yakından ilgisi yok… Babasının ANAP’ın kurucularından olduğu söyleniyor, kendisi de ANAP sur dışı il başkan yardımcısı olarak görev yaptı…
Değişim diyen İmamoğlu’da değişebilir mi? Elbette değişebilir, ama sol yandaşlı olmak eylem ve söylem işidir… Öyle bir hareket yok…
Ancak şöyle de söylenebilir; Kılıçdaroğlu Millet İttifakı ile CHP’yi zaten sağa çekti…
Oy uğruna en azgın FETO’cüyü bile “protokol gereği” diye Çankaya’dan aday yaptı…
Elbette Kılıçdaoğlu, yıprandı ve eskidi. Açıkçası “siyaseten tedavülden” kalktı…
Ama o hatalarından dönmeli ve CHP’yi Akşener-İmamoğlu ikilisine bırakmadan “sol” u tartışılmayan bir adayı göstermeli ve desteklemeli…
Kemal Bey’e mutfak çok yakışıyor..
Artık gerisi delegenin işi…
Sağcı CHP, bu siyasi akıma ne kadar dayanabilir bilinmez.. Onu zaman gösterecek…
Ama tarih CHP’nin hazin sonunu yazmaya hazırlanıyor.