İLİMLE TAÇLANANLAR
Sevgili dostlar, fen ilmiyle hemen hiç ilgim olmadı. Daha doğrusu bu dallar beni bir türlü cezbetmedi. Ancak bu ilim dallarındaki araştırmalarla çalışmaları yapanlara olan saygı hayatımın her döneminde etkisini bana hissettirmiştir. Fen ilimlerinde çalışma yapmadığım ve bir bilim insanı olmadığım duygusu içimde hep bir ukde olarak durmaktadır.
Bu açıdan bakınca evrendeki konumumuzu ve buna bağlı olarak Dünya’daki varlığımızı, özellikle fiziğin kesin gerçekliğiyle ortaya koyan en temel verileri özveriyle hazırlayan ve insanlığa sunan eşsiz bilim insanlarını anmamak olur mu?.
Her konuda insanlığa birbirinden değerli eşsiz çalışmalar ve sonuçlarını açıklayan bilim alanları olduğu kadar;
Geometrinin piri Matematikçi İskenderiye’li Öklid (M.Ö 330-275), “Pisagor Bağıntısı” gibi eşsiz bir geometrik bağıntıyı bulan İyonyalı Pisagor ( M.Ö 570-495), Hidrostatik ve mekaniğin ne olduğunu açıklayan Arşimet (M.Ö. 287-212), Dünya’nın kendi ekseni ve güneşin etrafında döndüğünü açıklayan Galileo Galilei (1564-1642) ve “Yerçekimi Genel Kanunu’nu” bularak fizik ilminde çığır açan Isaac Newton’dan (1642-1727) bu yana bilim alanındaki çalışmalar sürekli olarak devam etmektedir.
Özellikle son yüzyılın en büyük buluşlarını gerçekleştiren Alman fizikçi Pof. Dr. Albert Einstein (1879-1955) “Kuantum Teorisi“ ve ”İzafiyet Teorisini” ni açıklayarak, Fizik İlmiyle ilgilenmenin insanlığa neler sunduğunu ortaya koymuş oluyordu.
Ancak 2. Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletlerinin atom bombasını ilk kez Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atarak sonuçlarının neler olduğunu gördükten sonra “Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler. Böyle olacağını bilseydim, bir ayakkabı tamircisi olurdum.” sözleriyle insanlığın gelişmesi ve iyiliği için yapılan çalışmaların kötü niyetli insanların elinde nasıl bir vahşete dönüşebileceğini açıklamaktaydı.
Bilim uğruna yapılan bu denli iyi niyetli uğraşıları kendisine vazife edinmiş olanların önderlerinden birisi de, kendisiyle aynı zaman dilimi içerisinde yaşamış olduğumuz ve kadere bakın ki, 14.Mart.2018 de büyük rastlantı sonucu matematikçilerin bayramı olan “Dünya Pİ Günü” nde (İrrasyonel matematik sabit sayısı: 3.14) ve Prof. Dr. Albert Einstein’in doğum günde hayata veda eden fizikçi Prof. Dr. Stephen William Hawking (1942-2018)...
Uzayla, özellikle Quantum Fiziği ve Kara Delikler üzerine yaptığı araştırmalarla, bu alanda bilinmeyen pek çok kavramın anlaşılır olmasını sağlayarak ve gözlemleri sonucunda Evren’in geleceğiyle ilgili yaptığı tahminler, bilim yolunda yapılan çalışmalara ışık tutmaktadır.
Henüz 21 yaşında ALS (Amyotrofik lateral skleroz-Sinir sistemi felci) hastalığı sonucunda tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalması, O’nun çalışmalarını engelleyemedi.
Royal Society (Kraliyet Bilimler Akademisi – İngiltere) ve ABD Ulusal Bilimler Akademisinin üyesi olmakla, bilim alanında yaptığı çalışmaların ne denli önemli olduğu konusunda fikir verebilir.
Değerli okurlar, kendini ilime ve bilime adayanlar; Evrenin sırlarını bilmemize, ne ve kim olduğumuzu anlamamıza, düzeyli bir geleceğin nasıl olması gerektiğini bize öğreterek, insanlığın devamı ile daha kaliteli bir hayat yaşamamız konusundaki çalışmaların da önünü açmaktadır.
Yazımızı yine Einstein’in “Yeryüzündeki şartların düzelmesi, sadece bilimsel buluşlara değil çok ahlaklı bir yaşama düzeninin gerçekleşmesine bağlıdır” sözleriyle sonlandıralım.
Ve.,
Hayatını bilime vakfedenlerin yaptıkları bu eşsiz çalışmalarını insanlığın yararına kullanmanın da bizim yaşantımızın temeli ve görevimiz olması gerektiğini belirtelim.
Esen kalın.
Not : 13.Mart.2018 tarihinde yayımlanan “ÇANAKKALE” başlıklı yazımda Fatih Sultan Mehmet’in doğum tarihi sehven 1342 olarak yazılmıştır. Doğrusu 1432 olacaktır. Düzeltir, okuyucularımdan özür dilerim.