HOŞGELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
Sevgili okurlar, bugün Ramazanın 1. günündeyiz. Başlıktan da tahmin edeceğiniz üzere konumuz
“Ramazan-ı Şerif” kapsamında olacak. Biraz sizden, biraz bizden bakış açısı ile size ramazanı
kelimelere dökmeye gayret edeceğim.
Ama öncelikle şunu söylemeliyim ki, son birkaç ramazandır bazı hocaların ramazan ve iftar ile ilgili
akıl tutulması yaratan açıklamaları yok denecek kadar azaldı. Bu beni ziyadesi ile mutlu ediyor. Çünkü
fetva ile ramazanın huzurunu, ahengini bozmak isteyen Müslüman görünümlü, anti Müslümanlardır
onlar. Öncelikle bunu fark etmemiz gerek. Sonrasında, senelerdir adet halini almış belki takvası ve
fetvası ile ehlisünnet olan bazı hocalarımızın hala çeşitli medya organlarından almış olduğu yüksek
paralar dönemi bitmiş değil ve bence bu bitmelidir. Benim ve çoğul bir kesimin bu görüşte olduğunu
görüyorum. Arkadaş, son din olan İslam gelmiştir ve Ayetin ifadesi ile Kuran için “Değişmez ve
Değiştirilemez” başka bir ayette “Onu biz indirdik ve muhakkak ki onu biz koruyacağız” şeklinde
ifadeler vardır. Yani her yıl değişen bir şey yok arkadaşlar. Verin tekrarını ya da o büyük büyük
paralarla yardımlaşma organizasyonları kurunuz. Sonra medya kanalı ile halkımızı buna teşvik ediniz.
Ramazanın beti bereketi artsın. Amaç reyting değil, amaç Rahman ve Rahim olan Allah’ın razı olacağı
şekilde davranmak olsun.
Her yıl ramazan ayına eriştiğimiz vakitte şunu hissettim ve gördüm. Huzur, bolluk ve bereket.
Bakın değerli okurlarım, bu ay öyle bir ay ki, zenginler gün içinde açlığı tadarken, açlık ve sefalet
içinde olan insanlar bolluk, bereket ve tokluk içinde yaşarlar. Kumanyalar elden ele giderken, hiç bir
şey yapamayan bir ihtiyaç sahibine akşam yemeği ısmarlayayım yada parasını vereyim gayreti
içerisine girer. Alkol içen Müslüman kardeşim bu ay içki satan marketin önünden bile geçmez. Her
türlü günahtan sakınma gayreti içerisine girer. Aslında ramazana çok detaya girmeden, yüzeysel
olarak bile baktığımızda gerçekten harika olduğunu derinlemesine hissettiriyor. Siz biliyor musunuz?
Bazı aileler ramazanı öyle bir bilmiştir ki, evet bu ay yardımlarla harika bir ay geçireceğiz sevincini
yaşarlar. Ramazan öyle bir aydır ki, görüşmediğiniz insanlarla oturur bir akşam iftar yemeği yeriz.
Aileler bir araya gelir, dostluk, saygı, hoş sohbet, hürmet ve daha nice güzellikler bu aydadır.
1990’larda Ramazanı bilenler bilir, 2000’ler başını da bilenler bilir. Kış ayında saat 17:00 da akşam
ezanı ile açılan oruçlar. Ramazanın şuurunu fark edenler için bu zamanlar da olduğu gibi, o
zamanlarda da huzurluydu ramazanlar. Ancak 3-5 senedir yaza denk gelen Ramazan-ı Şerifin sıcak
hava ve uzun gün meşakkati oluşmuş oluyor. Ama bence böyle olması bir yönü ile daha iyi.
Neden biliyor musunuz? Çünkü HZ. Muhammet ve Sahabeyi İkram çok zor şartlar altında yokluk ve
sefalet ile İslam dinini yaymışlar. Büyük çileler çekmişler. Ama İslam Peygamberinin en iyi yönü sabrı
ve çizgisini hiç bozmaması olmuş. Biz oruçlu iken araba klimalı arabada bile sinir harbi yaşıyoruz. O
Sabır peygamberiydi ve o çizgisini kibarlığını ve adaletini hiç bozmadı. Biraz olsun onları anlama adına
çok değerli bir ay, bu ay.
Bakın sonuç kısmına gelecek olacak olursak; Küfür kelimesi, Kâfir kelimesinden türetilmiştir. O
Yüce peygamber küfür de etmedi. O kul hakkına tenezzül de etmedi. O adil ve hakkaniyetli oldu. Yani
diyeceğim o ki sevgili okurlar, oruçlu iken bir taraftan sevabı kaparken diğer taraftan küfre ve günaha
bulaşmayalım. Rabbinizi, peygamberinizi hissedin, yardım sever olun, iyi insan olun, dürüst olun, hak
yemeyin, en azından 1 ay boyunca da olsa adeta iyi bir mümin gibi yaşayın. Sonra mı? 11 Ayın sultanı
Ramazanı- Şerif bittikten sonra da bu düsturunuzu koruyun. Yazımı bu hafta da sonuna kadar
okuduğunuz için teşekkür ediyor, adil, adaletli, dürüst ve tertemiz bir insan olma gayreti ile gelecek
hafta görüşünceye dek hoşça kalın.