Hocalı ve Karabağ
Hocalı'da bir insanlık dramı yaşanalı yirmi altı yıl oldu. Yaralıları, şehit yakınları hayatta olan bir dram. Bu dramı katmerleştiren Karabağ işgali ve o işgalin bir milyona yakın mağduru aramızdalar.
Birleşmiş Milletler, AGIT, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi'nin kararları bütün yaptırımlarıyla geçerliliğini korurken kimse birilerine "çık şu gasp ettiğin topraklardan" demiyor veya diyemiyor.
Ama o birileri; utanmadan, sıkılmadan kapı kapı gezip, sözde soykırım yalanlarıyla Karabağ'ın, Hocalı'nın insanlarını görmezden gelmeyi sürdürüyorlar.
Konunun sahiplerine yani tarih bilimcilerine rağbet etmeden, ayartabildikleri siyasilere parmak kaldırtıp Avrupa kıtasının, Amerika kıtasının bazı ülkelerinin parlamentolarında "soykırım" naraları attırtabiliyorlar.
O ülkelerin bir çoğunun geçmişinde sömürgelerinde yaptıkları bütün canlılığıyla ortadayken birilerinin bizlere sözde soykırım yaftası yapıştırmağa kalkması karşısında hep savunmada kalmamıza, "biz yapmadık" örnekleriyle cevaplar bulmaya kalkışmamıza bir son vermemiz gerekliliğine inanıyorum.
Efendim biz arşivlerimizi açtık, siz de açın, tarafsız tarihçiler çalışsınlar demenin bir anlamının kalmadığının da farkındayım.
Azerbaycan yangın yeriyken, Türk milleti iftiralar altındayken birilerine dert anlatmak yerine sabırla, itinayla ama usanmadan dünyanın dört bir köşesinde yapılanları anlatma sorumluluğunu ofansif olarak üzerimize almalıyız.
Bayrağında hâlâ Ağrı Dağı'nın resmi bulunan Ermenistan insancıl, toprağında legal- illegal yaklaşık 70 milyon Ermenistan vatandaşına çalışma hakkı veren Türkiye insanlık düşmanı?!!!
Terörist Asala Örgütü mensuplarını bağrına basan, onlara para, ikramiye, madalya vererek kol kanat geren Ermenistan insancıl, terörün her türlüsünü reddeden Türkiye insanlık düşmanı?!!!
Türkiye, dağlara, taşlara, parlamentolara, senatolara, gazetecilere, yazarlara, yaşadığı paradoksu anlatmalıdır. Azerbaycan da yaşadığı büyük acının ızdırabını dünyanın her köşesinde duyurmalıdır.
Afrika'dan Avustralya'ya, Amerika'dan Avrupa'ya ülkelerin kapısını çala çala Ermenistan'ın yaptıklarını anlatmakla mükellefiz. Elbette Türk soyunun yüksek ve asil efendiliğine saygı duymayan Ermenistan; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle Osmanlı tokadını hak etmektedir.
Onların tarihçilerle değil, militan demagoglarla yollarına devam ettiklerine göre bizler de yaşadıklarımızı sözle, yazıyla, fotoğrafla, filmle, şiirle, şarkıyla her türlü etkinlikle anlatmakla mükellefiz.
Geç kalmış değiliz!
Yeter ki planlı, programlı bir yol haritası ile yolumuza devam edelim.