HOCALARIN TAKINTISI
Fenerbahçe için zor bir deplasman olacağı öngörülüyordu. Kocaman’ın oyun mantalitesi devam etti. Ancak bu defa kontrollü oyun kadar oyunu da kontrol ediyorlardı. Kimi diğer deplasmanlara göre Fener kendi sahasında değil rakip sahada oynama gayretindeydi. Tabi bu ilk yarı için geçerliydi.
Samet hoca daha bir temkinliydi. Avrupa şansını zorlamak adına son haftalarda kullandığı Bifouma-Kone-Robinho üçlüsüyle başlamayı tercih etmedi. Kendi adıma bu üçlüyle başlayıp oyunu Fenerbahçe’nin sahasına yığacağını tahmin etmiştim. Oysaki fena halde yanıldım doğrusu! Rakip Fener olunca çekinmiş olmalıydı. Bu Fener’in sağı solu belli olmaz diye düşünmüştü.
Fenerbahçe ilk yarıda istediğini alarak girdi içeriye hem de 2 farkla. Bu, ikinci yarının ilk 15 dakikasında gol yememeleri halinde rahat bir maç oynayacaklarına işaretti. Soldado kolayı zorlaştırmasaydı üç farkla gireceklerdi half time’e.
Deniz’in ayağı kayıp Galatasaray’a golü nasıl atamadıysa, Bifouma da öylesine şansızdı ilk yarıda. 23. dakika Fenerbahçe adına belki de hayat kurtaran bir andı. Genç oyuncu golü atabilseydi eğer ev sahibi adına, Fenerbahçe bir anda kendini çıkmaz sokakta bulabilirdi.
AYBABA GEÇ KALDI
Karşılaşmaya risk faktörünü düşünmeden başlayan Samet hoca başka çaresi olmadığından ikinci yarıda önce Robinho’yu sonra da Cyrac’ı oyuna aldı. İkinci 45’e başlarken en azından Robinho’yla başlayabilirdi oyuna. Forvetleri dörtlese de istediği pozisyonları bulamadı Sivasspor. Gerçi Bifouma yine sahnedeydi ama golünü atamadı gene aynı oyunun ilk perdesinde olduğu gibi. 79’de Volkan’ın ellerinde eridi şutu. Zaten ne olduysa bu pozisyondan sonra oldu. Sivas’ın puan almasına ramak kalmıştı adeta.
KOCAMAN SEYİRCİ GİBİYDİ
İlk yarıda ne yaptığını bilen, kazanmak isteyen bir Fenerbahçe ikinci devrede aşırı korumacı hale bürününce son dakikaları gereksiz stresle oynadı. Maç sonunda Volkan’ın yere çöküp rahat nefes alması stresin sona erdiğinin kanıtıydı. Oysaki Kocaman bunu daha önce görmeli, takımının yaşadığı olumsuz durumu olumluya çevirmek adına oyuna müdahale etmeliydi. O da aynı bizler gibi seyretti tüm ikinci yarıyı ve özellikle stresli son dakikaları.
Soldado-Fernandao değişikliğiyle ne oynadığınız oyunu ne de oyuncularınızı rahatlatabilirsiniz böylesine bir deplasmanda. Bir santrafor girer, diğeri çıkar; Sizde ancak kendinizi kandırırsınız kenarda soğuk terler dökerek. Oyunun sıkıştığı bu tarz dönemlerde reçete Valbuena’dır ancak doktorumuz biraz takıntılıdır.
Robinho’nun golünden sonra Aybaba, “Keşke” demiş midir sizce? Robinho ilk 11’de oynasaydı, sanırım oyunun senaryosu çok farklı olurdu. Ne diyelim, Kocaman Aybaba’ya teşekkür etsin. Aybaba’da yaptığı tercih hatasına yansın. Fenerbahçe kazanmalıydı. Şimdilik yola devam ediyorlar.