Hesap vermek!

“Aç, fırın yıkar!..”

***

Şimdi siz okurlara bir anımı anlatacağım, tabii isim, yer ve mekan adı vermeden...

80’li 90’lı yılların en popüler, teknik donanımı müthiş bir hastanede, bir kardiyolog arkadaşım görev yapıyordu...

Bu arkadaşım, branşının en iyisiydi...

Hala da öyledir...

Gelen hastalarına, gerekli olmadıkça tahlil ve tetkik yazmıyordu...

Tıbbi muayenesini yapıyor, gerekli ilaçlarını yazıyor, hastasını takibe alıyordu...

Şifa bulanlar çoğaldıkça da, hasta sayısı iletişim nedeniyle arttıkça artıyordu...

***

İşte tam bu durum, hastane yönetiminin dikkatini çekti...

Hastane yönetimi doktoru görüşmeye aldı...

Önce, kendisini hasta sayısındaki artış yüzünden başarılı bulduklarını söyleyerek tebrik ettiler...

Şimdi geliyorum filmin koptuğu ana...

Bu hekim arkadaşımdan ne istediler?

“Muayene gelirimiz iyi, ama bunun hastaneye çok da faydası yok...”

“Bu yüzden her hastanıza mutlaka EMAR, DOOPLER ve pahalı laboratuvar tetkikleri yazın...

Hatta mümkünse her hastanıza anjiyo yapın...” 

***

Benim arkadaşım şokta... “Bu ünlü hastane bunu isterse, diğerleri ne yapar?” diye...

“Ben gereksiz hiçbir tetkik istemem” diyince, odada soğuk rüzgar fırtınaya döndü...

Hastane yönetimi de ısrarcı olunca, görevinden istifa etti...

İşte, “sağlık” alanında bile zihniyetimiz bu...

***

Paranın önemli olduğunu hepimiz biliyoruz...

Onsuz yaşamanın mümkün olmadığını da...

Ama, gereksiz harcama yapmanın ne anlamı var?

Ülkemizde bunca acz içinde olan yurttaşlarımız varken!

Dinimiz bile bunu emretmiyor mu?

“Komşusu açken, tok uyuyan bizden değildir!” diye...

***

Lüksün, şatafatın harcamayı yapana bile faydası yok, unutmayalım!

Mutluluk lükste değil, gülen insanlar oluşturmakla yaşanılır...

Önce ülkemiz, sonra dünya gerçeğini unutmayalım...

Son sözüm de şu:

Unutmayalım, mantıklı hareket ve harcama yapmayan, imkanı olup da yardımlaşmadan uzak duran her canlı, gerçek dünyada hesabını verecek...

İşte bu nedenle mantıksız hareket eden zenginin hesabı zor olacak!..