ASIM ÇALIK

ASIM ÇALIK

Hesap Kitap İşi

Taraftarından futbolcusuna, teknik adamına, federasyondaki yöneticiye, tv-radyo programlarındaki yorumcuya hatta sokaklarda, mahalle aralarında top peşinde koşan çocuklara kadar herkes futbolun matematiğini yapmakla meşguldü maçın öncesinde. Fransa zaten kazanacaktı ama diğer taraftan Milli Takım kazanmalı, İzlanda da kaybetmemeliydi. Nitekim de öyle oldu. Evdeki hesap çarşıya uymuştu. Geceyi öylesine karlı kapattık ki hem gol averajıyla liderlik koltuğuna oturduk hem de evimizde İzlanda’yı yenersek farkı 6 puana taşıma şansını cebimize koyduk. 


Şenol hocanın da bir hesabı vardı elbette. Andora maçının zor kazanılması farklı tercihlere itmişti hocayı. Takım sahaya lidersiz çıkıyor diye hayıflanırken, İrfan Can’dan da 10 numara olur mu diye söylenmiştim kendimce. Ancak işin aslının böyle olmadığını, olmayacağını anladık ilerleyen dakikalarda. İrfan Can klasik bir 10 numara gibi değilde koşucu ve gezgin bir karakterle yönlendirecekti oyunu. Kahveci ve ona eşlik eden Türüç sahanın her santimine adımlarını koydular beraberce. Tüm takımda onlara eşlik edince, özellikle ikinci yarıda kolay çözüldü Moldova bilmecesi. 


Aslında işi 19. dakika bitirebilir, skoru 2-0’a, hatta 3-0’a getirebilirdik kolaylıkla. Cenk’in ve İrfan’ın yararlanamadığı net pozisyonlar gol olsaydı kafamız çok rahat bir şekilde gidecektik molaya. 


Keşke Hakan’ın Şutu Gol Olsaydı


Çalhanoğlu Andora maçında çok eleştiri almıştı. Kendisi de hak vermişti bu eleştirilere. Kanımca Hakan’ın kenarlarda oynaması onun verimini düşüren en büyük faktör. Serbest oynamalı Hakan forvet arkasında ama kendisinin koşucu özelliğinin çok fazla olmaması en büyük dezavantajı bence her ne kadar ayakları kadife kalitesinde olsada. Dün Cenk’in son golünden önceki vuruşu ancak Hakan’ın kadife ayakları yapabilirdi. Yaptığı vuruş golü getirseydi inanılmaz bir moral olacaktı gurbetçi oyuncumuz için.

Moldova futboluyla değilde şaraplarıyla tanınıyor. Kimine göre Fransız şaraplarına rakip olabilecek tat ve kalitede üzüm yetiştiriyorlar. Yerin 60-70 metre altındaki mahzenlerde saklıyorlar şaraplarını. Ama onları oynadığımız güzel futbolla ve attığımız nefis gollerle sarhoş ettiğimiz çok aşikardı mücadele sonunda. Ve bu maçla Şenol hoca kapanan takımlara karşı kullabileceği yeni bir çözüm üretti bence. Önde oynayan oyuncuların koşucu ve yer değiştirerek oynamalarıydı bu çözüm. Bu görevi İrfan Can ve Deniz üstlenmişlerdi. Hücumda, defansda, kenarlarda, orta sahanın merkezinde, deyim yerindeyse sahanın her yerindeydiler. 

Bir parantezde Dorukhan’a açmak istiyorum. Emre’nin yokluğunda orta sahaya yön verdi. İlk golde Cenk’e servis ettiği milimetrik pas içimizi ferahlattı. Emre’nin varisini bulduğumuzun resmiydi bu milimetrik pas. Şenol hoca da Emre’nin yokluğunda Dorukhan’ın görevini layıkıyla yapacağından emindir sanırım. Yolumuz uzun ancak gençler bu işi başaracak gibiler bence. Liderlik koltuğuna oturduk bile. Umarım sonunu getiririz. 
<