'HER AŞK BİRAZ KOMİKTİR '
Epey zamandır hemen hemen iki yıl oluyor, tiyatroya gitmeyeli. Değerli hemşerim, dostum , tiyatro sanatçısı profesyonel rehber , seslendirmeci , kırk yıllık hukukçu Pekcan Türkeş ile Kadıköy Halk Eğitim Merkezindeki tiyatroya gittik. İtiraf etmek gerekirse oyuna kerhen gittim. Afişte oyuncular açılan bir iskambil kağıdı gibi dağılmıştı. Adı oyunun içeriğine uygundu ancak pek de çekici değildi: “Her Aşk Biraz Komiktir”
En son iki sene önce Üsküdar Musahip zade Celal Tiyatrosu’nda oynanan “ Ölü Ordunun Generali “ adlı oyuna gitmiş , bayağı sıkılmıştım. Bu yüzden her gün önünden geçtiğim tiyatroya hep mesafeli oldum. Dolayısıyla tiyatro sanatına da...
İstanbul Komedi Tiyatrosu’nun bu oyunu insanları güldürmeyi, güldürürken de düşündürmeyi amaçlıyor ve bunu başarıyor ...
Oyunda ailede bir fındık kabuğunu doldurmadığı soylenegelen boşanma sebeplerinin aslında gereksiz harcamalarla bir ceviz kabuğunu doldurduğunu , bunun sistemin bir türlü durdurulamayan tüketim çılgınlığından kaynaklandığını öğreniyoruz.
Oyunun akıcı +18 ‘lik diyalogları salonun arka sıralarındaki yaşları elliyi aşkın ev hanımlarını, yeni yetme kızları kahkahalara saldı.
Oyun gerçek hayattan diyaloglarla seller sular gibi kendi mecrasından akıyor... Kahkahalar gırla gidiyordu. Bu yüzden zaten ağır işiten kulağımla oyunun sinir uçları olan sözcüklerini kaçırdım. Oyunun yazarı , yönetmeni ve oyuncularından İrfan Kargı, küçük bir esnafı (?) ya da sıradan bir devlet memurunu (?) , Hande Katipoğlu sinir küpü huzursuz ve çocuksuz ve pasaklı bir ev hanımını canlandırmada çok başarılıydılar. Kendilerini dünyanın merkezine alan küçük bir ailenin çıkmazları resmedilmişti.
Bu çıkmaz senaryonun alt mesaji olarak seyirciye veriliyor. Aşırı tüketim alışkanlıkları aileleri içi çatışmalara sebep oluyor! İnsanın iç burkultan dramı tam da burada : Aşırı tüketim harcamaları ailelerde krizlere yol açıyor... Bu yüzden oyunun mutlu ya da mutsuz bittiği hiç de önemli değil. Senaryo yazarı bence doğru bir tercihte bulunuyor. Nitekim, gerçek bu; gerçekte hayatta sonu mutlu olan hikayeler yoktur..
Oyunun önemli kişilerinden Kerem Poyraz Kayaalp, girdiği rollerin hakkini verdi. Atilla Pekdemir, babacan, tonton bir hakimi başarıyla canlandırdı. Begüm Öner sakız çiğnedi, saçı ve aklı kısa bir kadınları başarıyla canlandırdı. Dekor basit ve sade idi. Bu da konunun bütünlüğünü bozmadı.
Geçişlerde kullanılan İtalyanca ezgiler oyunun dinamiğine uygun düşmüştü.
Tiyatro biraz da ekip işidir. Dekor, müzik, ışık... ekip başarılıydı...
Bu oyun , karşılıklı diyaloglarla tiyatro beğenimizin eski halk hikayelerine doğru hareket ettiğini gösteriyor.
Bu oyunda meddah hikayelerinin tadı var. İki perdede ağlanacak hallerimize gülmek için hazırlanın .