Hep afakta dolaşmak
Ayaklarımız yer yüzünde değil. Kendimizle ilgili değiliz. İnsanı bilmiyor, merak etmiyoruz. Ama başka her şey ile meşgulüz. Şimdi düşünüyorum da bizle ilgili, aileyle ilgili, ben ile ilgili yazmak o kadar da kolay değil. En iyisi vatan kurtarmak. Hamaset yapmak, uluslar arası kumpasları açıklamak daha kolay. Hiç kimse masum olmadığı gibi hiç kimse de samimi değil. Bir ara samimi olmaya karar verdiğimizde bu kendi hakkımızda değil, yakın çevremiz hakkında seyrediyor. Ama kendimiz hakkında asla samimi olamıyoruz. Bu yüzden sohbetler hep vatan-millet-sakarya, ya da hükümet kurmak, ya da avcı hikeayeleri ya da belden aşağı cinsiyet fıkraları oluyor. Samimi olunamıyor. Samimi olunduğunda, hakiki olunduğunda bir çok kişi itibarsız hale gelecek, bir çok yuva dağılacak.Samimiyetin canı cehenneme diyelim mi?
Xxxx
Mesela sen aziz dostum, birisi seni adam yerine koymuş, sana bir kitap göndermiş. Aldığında gönderen kişiyi arayıp teşekkür ediyor musun? Aracı olmuş, aranızı bulmuş bir ticari anlaşma gerçekleştirmişsiniz. Ödemeleri takside bağlamışsınız. Taksitler geciktiğinde aracı olan kişiyi arayan alacaklı, taksitler ödendiğinde, aracı olan kişiyi arayıp teşekkür ediyor mu? Taksit gecikmesini bildirdiğinde, verecekli ödemeyi yaptığında gecikmeli olarak, ya da öteki taksiti ödediğinde zamanında, seni arayıp, ‘o kişiye borcumuz kalmadı, bilginiz olsun’ diyor mu? O kişi bir başka iş göndermişse posta ile, postayı alan kişi siz iseniz, aracı olan kişiyi arayıp, ‘sizin tanıştırdığınız kişi bize bir de posta gönderdi’ diye bilgilendirme yapıyor musunuz? Hayırsa tüm bunların anlattığı hakikat şudur: siz medeni bir insan değilsiniz.
Xxxx
Birileri hep sizi arayacak, halinizi hatırınızı soracak değil ya. Siz de birilerini aramalısınız. Kimse kimseye mecbur değil ama kimsesiz de yaşanmaz. Sevmeyi seven insan var sevilmeyi seven insan var. Sevmeyi ve sevilmeyi seven insan var. Kendinizi bir terazide tartınız. Siz sevilmeyi mi, sevmeyi mi seviyorsunuz? Yoksa ortalama insan gibi sevmeyi ve sevilmeyi bir arada arar mısınız?
Ortalama insan huzurdur, mutluluktur. Saadettir. Sevmeyi ve sevilmeyi bir arada aramıyorsanız, hastasınız demektir. Bir ruh sağlıkçısından, ya da davranış danışmanından bilgi ve destek almalısınız.
Xxxx
Başşehirlerde patlamalar ve katliamlar oluyor. Ankara, Paris gibi. Her iki patlamanın da failleri yakalanmadı, bir suçlu örgüt mesul tutuldu. Ama bu katliamları niye yaptıkları anlatılmadı, anlatılmıyor, kimse de sormuyor zaten. Ankara katliamı hükümeti tarihe karışmaktan kurtardı, Paris katliamı batıyı göçmen dalgasından kurtardı. Terör örgütü üyeleri bu katliamlara canları pahasına imza attılar. Kendilerini patlattılar ve öldüler. Bu görevi kim için, ne pahasına, ne kazanmak için yaptılar araştırmak gerekmez mi? Kimse hiçbir meselenin peşine düşmüyor.
Toplum bilimciler kimseye seslerini duyuramasalar bile, kimseye sözlerini dinletemeseler bile gelecek kuşaklara bir açıklama borçlu olduklarını unutmasınlar.
Xxxx
Gün gelecek nesiller araştıracaklar. Bir insan canı pahasına, kendini öldürerek neyi kazanıyor olabilir? Hayatını feda ettiği değer nedir? Onu kim mecbur ediyor? Acaba başka türlü davranmasını engelleyen güç odakları neresidir? Birileri erki elinde bulundurmak için örgütleri kullanıyor. Tamam da o örgüt mensupları bu eylemi yaparken ne kazanıyor da hayatını feda ediyor bunu anlamak gerek. Örgütün erk sahipleri acaba o eylemlerden birini yapmış olsalardı, şimdi erk sahibi olabilirler miydi? Yüzlerce soru sormak mümkün. Soru sormak bir ilim yöntemidir. Ama cevap veren bir muhatap varsa.
Xxxx
Azizim sana kıymet vermeyene sen de aynısını yap. Hayat hiç kimseye bağımlı yürümez. Ama hayat kimsesiz de yürümez.