CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

HAZIR KITA MUHALİF SOHBETLERİ...

Gazete almak bahanesiyle yürürüm, açılırım dedim saldım kendimi; sessiz sakin dar sokaklar arasından geçerek  gazete-tost büfesine ulaştım. 

Büfe çevresinde üç kişinin kümelenip sohbet ettiklerini gördüm.  Bu üç  kişiden fırıncı genç bir yana kara montlu iki şişko  adam aç karnına , siyasi lakırdılar ediyorlardı. 

Kumral saçı hayli  dökülmüş büfecinin diyet yapmadığı ayan beyan ortada. Fırıncı genç ise  yemiyor, içmiyor ; sadece  gülüyor .

Büfeciden bir yandaş gazete istedim. 

Sessiz  semtimizde yaşlılar   emekliler ezici çoğunlukta.  Bunlar Sözcü ya da Cumhuriyet  okurlar. 

Benim de dahil olduğum yandaş gazete okuru  kelaynak kuşları adedince  bulunduğundan gazetelerimiz  sayılı geliyor. 

Bu yüzden büfeci uzun bir aramadan  sonra yandaş  gazeteyi,  muhalif gazetelerin arasından çıkardı.

 Büfe çevresinde  üç kişiden  ikisini  tanımıyorum. Bu iki kişi  kara mont giymiş, şişko ve kısa boylu. Birinin saçı kapkara, diğerinin saçı kırlaşmış. Yaşları  elli civarında.

Kara saçlı olanı sigara içiyor. Kır saçlı olanı tost bekliyor.  Büfeci seslendi;

-Tostun hazır, gel, dedi. Kır saçlı büfeye doğru hamle kılarken   yirmibinliralık gelirini muhtarlık vazifesi uğruna   terk ettiğini beyan eden ince, uzun  muhtar hızla önümüzden geçerek büfeye yöneldi, Her zaman olduğu gibi kimseye selam vermemişti.  Büfeden muhalif gazetesini aldı.  Kendi kulübesine doğru yöneldi.

Muhtar  kulübesine , kır saçlı şişko, hazır olan  tostu için büfeye doğru yönelmeden önce  benim de kulak misafiri olduğum  şöyle bir muhavere   geçmişti.

Büfeden tost bekleyen kır saçlı adam;

-Yandaş olmazsa uçak gönderir miydi? demiş, sigara içerken başını sallayarak, iddiayı onaylayan  diğer muhalif ; 

- Hiç getirirler miydi, dedi.  Ben söze girdim ; 

- Kimi getirirse getirsin ,  ülkemizin şerefini yükseltti, dedim.

Tosta saldıran adam orta yere konuştu ; 

-Bunda da reklam olur mu? 

Elimdeki yandaş gazeteye nazar eden iki muhalif arkalarını  dönmüşlerdi.  

İşte muhtar  tam bu sırada  ,gazete için büfeye doğru yönelmişti.

 Tost yiyen adam; muhtara yalakalık yaptı  ;  

-Muhtarım dağıtım için ihtiyaç varsa  arabam emrinize amade...Muhtar gayet vakur lütfen konuştu  ;

-Belediye perşembeye gönderir...O zaman uğrayın bakalım, dedi.

Muhtar hızlı adımlarla muhtarlık ve kulübesine yaklaşırken, çok konuşan kır saçlı muhalif; 

-Var mı böyle yahu ? Erdoğan  belediye yardımını engelliyor ! diye söylendi.

Kara saçlı muhalif ;

-Haklısın yerde göğe kadar, anlamında başını salladı.

Büfeci işinin başındaydı. Söze girmedi. Fırıncı her zamanki haliyle  mütebessim bir bana bir muhaliflere baktı.

Partiyle, pırtıyla hiç bir alakam olmadığı halde aldığım gazeteden ,yazdığım yazılardan ve İsveç’teki  vatandaş operasyonunu  övdüğümden dolayı yandaş muamelesiyle arkalarını döndükleri ben, eve doğru yürüdüm...

Yürürken iktidar şu şanlı   kurtarma  harekatını  muhaliflere nasıl olur da  anlatamaz, diye  hayıflanıyordum... 

<