KENAN SÖNMEZLER

KENAN SÖNMEZLER

HAYDİ ŞEREFE!

Yaşlandığım bir kez daha kanıtlandı. Rakı masasından eskiden kalktığım gibi kalkamıyorum artık. Daha doğrusu kalkamıyorum, doğrulabiliyorsam doğru yatağa o da evde isem. Dışarlarda isem daha dikkatli olmaya özen gösteriyorum. Rakıdan ve masasından açılmışken eski günlerime doğru bi yolculuk yapalım sizlerle. Önüne gelenin politik ve stratejik yorumlar yaptığı şu günlerde biraz nefes alalım….
Bizim müzmin akşamcılardan biri geçenlerde kötüledi. Röntgen filmleri de tahliller de bozuk çıktı. Kendisini zihin açacak kadar silkelemek, sert uyarmak borç oldu: “Bana bak! Ayarını kaçırma! Sağlık şartlarına uy!”
O masum ama kararlı bir şekilde karşı koydu: “Ayıp ettin abi! Sağlık şartlarına uymaz mıyım hiç? Uyuyorum elbet” dedi. Nasıl uyduğunu sorduğumda da açıkladı:
“Eşofmanla içiyorum.”
Bizim eski arkadaşlar hava kararmadan içmeye başlıyorlar. Kendilerini de kapıp koy veriyorlar. Gece yarısı yaklaşırken birisi öneriyor:
“Bir deneyelim. Kalkıp gidebiliyorsak, geri dönüp biraz daha içelim. Eğer kalkıp gidemiyorsak, vakit geldi demektir kalkıp gidelim.”
Coşkulu içtiği bir akşam bizimkilerden biri başına gelecek hiçbir tersliği önemsemez. Yani kazık yese, soysalar, karakola düşse falan var ya hepsi vız gelir.
Tek korktuğu nedir biliyor musunuz?
Eve dönünce karısına hesap vermek.
Akşamcı bir arkadaşımız gece yarısından sonra ayakta duramadığı halde evini bulan her sarhoş gibi yuvasına döndü. Bekleyen karısından özür diledi: “Affet karıcığım bir içki yarışması yaptık da” Karısı sordu:
“İkinci kim oldu?”
Başlamışken devam edelim mi arkadaşlar….
Adam eve gece yarısından sonra geldi. Öyle sarhoştu ki ayakta zor duruyor gözlerini zor açıyordu. Karası yine kendini tutamadı bağırdı: “Doyamamışsın zıkkımlanmaya. Öküz bile su içerken yeter olduğunu anlar…” Akşamcı arkadaş kendini savundu:
“Ben de su içsem anlarım.”
Akşamcılardan biri barda beşinci dubleyi söyledi. Üzüntülüydü gözlerinde iki damla yaş vardı. Barmene açıkladı: “Karım içtiğime o kadar kızdı ki benimle bir ay tek kelime konuşmayacağına yemin etti.”
Barmen anlayışlıydı: “Yazık! Zor bir zaman…”
Akşamcı düzeltti:
“Yok canım! Zor zaman asıl şimdi başlıyor. O bir ay bu akşam bitiyor…”
Bilmiyorum içinde bulunduğumuz şu kargaşadan ve herkesin siyaset bilimci kesildiği bu ortamdan uzaklaştırabildim mi sizleri. Uzaklaştıramadıysam, benden günah gitti! Haydi şerefe o zaman…
Haftaya görüşmek dileğiyle…
 

 

<