Hayalsiz yazar olmaz
Yazar, yani yazgıç, yazıcı, yani insanla, toplumla ilgili düşüncesi olan insanlar, bu düşüncelerini bir zemine oturturlar. Bu zemin onların hayalidir. Onlar hayal ettikleri kadar düşünür, hayal ettikleri kadar yazarlar.
Bir düşüncesi yoksa insanın, bir iddiası, fikri, ideali, hedefi, maksadı, ereği yoksa, yazı yazmasının da gereği yoktur.
Yazar ile düşünür arasında fark var. Yazar daha güncel, daha uygulamacı, daha acelecidir. Yazdığı yazı ile hemen bir anda muhteşem değişiklikler olmasını bekler ve ister. Onun sadece insan ve daha çok toplumla ilgili endişeleri vardır.
Xxxx
Düşünür aceleci değildir. Daha kavramlarla, terimlerle, genellemelerle, tüm insanlığı düşünerek yeni düşünceler üretmeyi amaçlar.
Düşünür yazardan farklı olarak, Allah ile, Keainat ile, yaratılış ile, hayat ve ölüm ile, ölümden sonrası ile en geniş çerçevede bilgi ve düşünce sahibidir. Düşünür insan ile, şahsiyet ile, birey ile, fıtrat yani genlerle, doğum öncesi, doğumla, süt bebekliği ile, emzik bebekliği ile özetle hayatın her evresi ile alakalı düşünce üretmek zorundadır.
Düşünür aile, sokak, mahalle, ev hayatı, iş hayatı, eğitim, öğretim, üretim, tüketim, verili üretim, verimli tüketim gibi konularda; hayatın her alanı ve her evresi için bilgi ve düşünce sahibi olması gerekir.
Xxxx
Yazarların da, düşünürlerin de hayalleri olacaktır. Yazar düşünürün bir alt kademesidir.
Ziya Paşa’nın hayali Padışahın altında bir Millet Meclisi açılmasıdır. Kanuni Esasi yani Anayasa olmalıdır. Ziya Paşa’ya göre bu hayali gerçekleştiğinde millet huzur bulacak ve tüm olumsuzluklar bitecektir. Bu hayal gerçek oldu. Meclis’e her ırktan milletvekilleri doldu. Kavgalar, gürültüler oldu, kanunlar çıkarıldı. Ama çare olmadığı görülünce Meclis kapatıldı. Ziya Paşa bu hayalini Rüya adlı kitabında ayrıntılı biçimde anlatmıştır.
Xxxx
Halide Edip’in de bir hayali var. Rusya’dan Azeri ve diğer Türk topluluğu mensubu aydınlar Türkiye’ye kaçıp gelince yeni fikirler de getirdiler. Turan düşüncesi oradan geldi. Enver Paşa’da bu düşünce İslam dünyasını birleştirmek hayaliydi. Türklerde Türk dünyasını birleştirmek hülyası oldu.
Vatanne Türkiye’dir Türklere ne Türkistan
Vatan müebbed bir ülkedir Turan.
Bu mısralar Halide Edip’in hayali haline geldi veya getirildi. Resmi zorlama, tavsiye var mı yok mu bilinmez.
Yeni Turan adlı kitabında Halide Edip, roman kahramanı Oğuz’u baş kahraman şeçer. Oğuz Osmanlı halkını ikaz eder, onları derleyp-toplar. Sonra onları İttihat Terakki Fırkasında vazifelendirir. İttihat Terakki iktidar olur. Her yerde okullar açılır. Anadolu ihya edilir ve tüm Osmanlı tebaası müreffeh hale gelir. Tü sıkıntılar da biter.
Xxxx
Halide Edip’in hayali de İttihat terakki iktidarı ile gerçekleşti. Ama Turan olamadı. 1912 tarihli bu hülya gerçek oldu ama kısa sürede İttihat Terakki iktidarı savaştan savaşa girmek zorunda kaldı ve Osmanlı dağıldı.
Xxxx
Tamam da doğru veya yanlış o zamanın insanında bir hayal, bir hülya, bir ideal vardı. Bugün yazarların istediği, düşündüğü, hayali nedir derseniz, siyasi iktidarla iyi geçinerek kültürden, sanattan, inşaattan, siyasi kadrolardan nemalanmak.
Haklarını teslim etmek gerek. Bu istekleri gerçekleştiğinde millet kurtulur, müreffeh olur, mutlu olur demiyorlar.
Xxxx
Düşünür mü dediniz? Üzgünüm devrimizde düşünür yok. Çünki kimse düşünmeyi bilmiyor, bilenler de faturanın ağırlığı karşısında susuyor.