Hayali Aşkım
Bu başlık Ahmet Haşim’in ilk yayınlanan şiirinin adıdır. 1884-1933 yılları arasında yaşamış, bağdat’ta doğmuş, İstanbul’da vefat etmiş bir Mutasarrıf çocuğu. Hayatı boyunca hem de akıllı zannedilen Peyami Safa ve Nazım Hikmet tarafından Bağdat doğumlu olması ona hep bir itham sebebi sayılmış, yazılar yazılmış ve ona hakaret etmek için Arap olduğu söylenip durmuştur.
Şiir elbette yazıldığı günlerin Türkçe’siyle ve arzu vezniyle yazılmış.
xxxxx
Münfail bir sema-yı giryanın
Zerdî-yi iğbirarı altında
Münkeşif bir hazan-ı nâlânın
Gird-bâdî-yi gam-nisârında
Soluvermiş, peride-reng-i bahar,
Mesti-yi inkisar içinde nihan
Bir çiçek gördüğüm zaman güzelim!
Ufk-ı uryân-ı ömr-i tarımda,
Bir sehâb-î nihan içinde iyân,
Sarı bir çehre... Ah o dem görürüm
Sarı bir çehre, bir hayal-i besim,
Oh, ey yâr-ı bî-vefâ! Bilmem,
Bu soluk renkli, münkesir, ebkem
Bu hayali tanır mısın acebâ?
Dest-i bî-rahm-ı lehv ü lû'bunla
Kırdığın, sonra attığın, ey mâh!
O, benim aşkımın hayalidir âh!
Bu şiiri okuduğunuzda bilmediğiniz çok sayıda kelime var. Ama yine de ne anlatıldığını anlamak mümkündür.
Son dörtlükte merhametsizlik levhası olan dudaklarıyla hiç merhameti olmayan sevgiliye bu hayali tanır mısın dedikten sonra, ona ay diye sesleniyor ve kırıp attığı şeyin kendisinin aşkının hayali olduğunu ifade ediyor.
Xxxx
Ahmet Haşim Galatasaray Lisesinin yatılı öğrencilerindendir. İki öğretmeni var. Birisi şair Tevfik Fikret, öteki hikeayeci Ahmet Hikmet Müftüoğlu. Şiirlerinde Ahmet Haşim Cenap Şahabettin ve Tevfik Fikret tesirindedir. Küçük yaşta annesini kaybetmiş, Türkiye’de Çanakkale savaşlarında yedek subaylık yapmış, ama yine de Peyami Safa ve Nazım Hikmet tarafından Araplıkla suçlanmaktan, ayıplanmaktan kurtulamamıştır. Ona kültür Türkçülüğü peşinden hiç ayrılmayan Hamdullah Suphi Tanrıöver sahip çıkmış ve onu hep savunmuştur.
Ahmet Haşim’i Araplıkla suçlayan Nazım’ın ırkını herkes biliyor. Aynı tarihte Nazım Türkiye Komünist Partisi mensubuydu.
Beşir Ayvazoğlu’nun Ahmet Haşim çalışması çok değerli bir çalışmadır.
Xxxx
Türkiye’deki rıkçılığın hangi boyutlarda ne kadar çok fikri cimayete sebep olduğunu anlamak gerek. Dönem dönem Irkçılık, Türkçülük, İslamcılık, Osmanlıcılık, Kemalistlik etkin olur ve o kılıf altında fecaatler yaşanır. Kalpler kırılır, zulümler yapılır, insanlar harcanır, hayatlar söndürülür.
Yıllar geçer bu ülkede hiçbir şey değişmez. Putlar değişir, putçuluk devam eder. Zalimler gelir geçer zulüm devam eder. Okullar açılır, değiştirilir, kapatılır, öğretmenler gelp geçer, ama cehalet devam eder.
Özgür düşünce her devirde suçludur, suçlanır. Hiçbir yönetim birbirinden farklı uygulama yapmaz. Yönetimler değişir, tek tipleştirme devam eder.
İnsanlar yasalarla ölüme gönderilir Ölenler değişir, devam ettirilmek istenen iktidarlar değişir, iktidarda birileri olmaya hep devam eder.
Öl Mehmedim, öl evladım, öl ki vatan hayatta kalsın.