Son yıllarda  ülkemiz, hadsiz hesapsız iç ve dış saldırılara maruz kaldı ve bu saldırılar halkımızın  basiret ve ferasetiyle püskürtüldü. 
Olmaz, denilenler oldu.  Tankları  durdurdular, altında  kalanlar sağ çıktılar. 
Şehitlerimiz  birer  kırmızı gonca gül gibi  toprağa düştüler. Kanları bayrağımızın rengine karıştı.
Yaralananlar vücutlarındaki kurşunları  gazi madalyaları gibi taşıyorlar…
Vatanımız, toprağıyla ,insanlarıyla artık düşmanın saldırılarına karşı bir direnç kazanmıştır. 
Hainler,  gençlerin ,ihtiyarların, kadınların   “ölümüne” direndiklerini  görünce şaşkınlığa düştüler.
Bu saldırıların sivrisinek  sokması  kadar hükmü olmadı. 
Bu hikmeti  görenler, ellerini kötülüklerden çektiler. Çekmeyenler kahru perişan oldular.  
 Büyük vicdani  vizyona sahip lideriyle ,  İslam dünyasının    büyük itibar ve iltifatını kazanmış bulunuyor.  
Misafirlerimiz  mahzun olmasınlar. Petrolümüz ,zengin maden kaynaklarımız yok belki  ama onları en iyi şekilde ağırlayacak, yedirecek içirecek zengin topraklarımız var.    
İnancımıza göre mülk Allah”ındır.
 Bu dünya herkese yeter. Topraklarımız her zaman misafirlerimize açıktır.  
Emperyalist keferenin tekerine taş koyduk ve zalimin zulmüne karşı sesimizi yükselttik. Düşman bütün    güçleriyle üzerimize saldırı hazırlığı içindeler.
Bizler ise düşmana ve işbirlikçilerine   karşı asil insanlarımızla bütün yurt  sathında teyakkuz halindeyiz . Bize zarar veremeyecekler!..  
 Onların  aldatma ve zulümlerine , sözde demokrasilerine teslim olmayacağız. İnsanlarımız insan gibi yaşamalı. 
Bunun için mücadele ediyoruz.
Mazlum dünya  izzetimizi istiyor. Kötülüklere karşı efsunluyuz.
Ölümden korkmuyoruz!