HAK DÜZENİ
HAK DÜZENİ
Hak Düzeni (Sistemi)nde 1- Herkes kendi içerisinde ayrı ayrı varlığa sahiptir. Sorumluluğu vardır. 2- Herkes kendi işinde ve hayatını yaşarken, temel ahlak hukuk kuralları çerçevesinde istediği gibi yaşayacaktır. Bu kişinin en temel hakkıdır. Hiç kimse hiç kimsenin işine ve yaşayışına karışamayacaktır. Bu anlamda insan, yaratılış gereği tam bağımsız olarak kendine verilen özgürlüğünü kullanabilecektir.
Hak Düzeni; Adaletin, Hakk’ın, insanlar arasında ADİL dağıtılması üzerine kurulmuş düzenin adıdır. bu düzende, sistemin yürüyüşü BARIŞ esasına dayalıdır. Güven esasına göre BARIŞ uygulanır. Hiç bir kimse hiç bir kişinin HAKKINI gasp etme yetkisine sahip değildir. Karşılıklı RIZA esastır. Hak Düzenli BARIŞ sisteminin kuvvet kazanması için kişiler kendi aralarında ANLAŞMALAR yaparlar. bu anlaşmalar BAĞLAYICILIK özelliği taşırlar. Kişiler kendilerine has varlıkları içerisinde tamamen bağımsızlık esasına dayalı, istedikleri şekilde yaşarken, bir taraftan da karşılıklı ilişkiler hiç kesilmeyecektir. Toplum RUHUNU güçlü tutan birliktelik yapısı da zedelenmeden yürütülecektir.
Adaletin hâkim olduğu HAK düzeninde, herkes kendi fikir ve düşüncelerini, görüşlerini birbirlerine anlatarak karşılıklı ufuk genişletmenin kaplarını açık tutacaklardır. Zorla dayatma olmamak şartıyla, birbirlerine gönül birlikteliği açısından olayların değerlendirilmesi, kendilerine katma değer katacak, SİSTEMİN verimliliğini artıracaktır. Bütün bu davranış şekilleri sonucu, yine de İHTİLAFLAR oluşması tabiidir. O zamanda taraflar HÂKEMLİK sistemini devreye sokarlar. Her taraf kendi hakemini seçer. Tarafların seçtiği hakemler de BAŞ hakemi seçerler. Başhâkemin verdiği karara da uyulur.
Görüldüğü üzere KUVVET sisteminde böyle bir durum yoktur. Orada zorla iş başına gelen BAŞKAN her konuda tek SÖZ sahibidir. Yani kuvvet sisteminde yetki KUVVET kimdeyse ona aittir. HAK sistemin de bir BAŞKAN yine vardır. Ancak buradaki BAŞKAN zorla iş başına gelen değildir. Başkan, İSTİŞARE ederek, ortak fikirlerden süzülen Hak-Adalet ölçü esasına göre KARAR verir.
HAK sisteminde, (Yaşama, Yürütme, Yargı, Ahlâk, Denetim) DENGE esasına uygun hareket ederler. Gerçekten her birim, kendi işinde tam bağımsızdır. KUVVET sisteminde ise, bütün birimlere müdahale edilebilen dış tesirler vardır. Kaldı ki birimleri Denetleyecek AHLÂKİ bir Denetim mekanizmaları da yoktur.
Hak sisteminde topluluklar, kendi istekleriyle oluşuyorlar. Kendi istekleriyle birleşerek NÖBET tutuyorlar. HAK düzeninde Askeri ve Sivil yönetim ayrılmalıdır. Bununla birlikte ilmi, iktisadi, siyasi ve Dini (Ahlâki) kurumlar DENGEDE tutulmalıdırlar. İLMİN, Ahlâkın, Adaletin, Hakkın, merhametin öncülük etmediği hiç bir DÜZEN HAK düzeni değildir. İnsanlığa mutluluk verecek bu düzen devamlı, öncülüğü yürütmelidir.
HAK sisteminde KURALSIZLIK yoktur. Kurallara uyulup uyulmadığının DENETİMİ vardır. Keyfilik yoktur. GÜCÜN, KUVVETİN egemenliği yoktur. Hak düzeninde herkes DAVRANIŞLARINDA özgürdür. Ancak bu özgürlük SORUMLULUĞU DA beraberinde getirir. HAK düzeninde üretim HALK işletmeleri tarafından yapılır. İhtiyaçların PLANLANMASINA azami titizlik gösterilir. HAK düzeninde başkalarının HAKLARINA tecavüz edecek şekilde sınırsız TÜKETİM yoktur. Bu düzende HALK her alanda güçlüdür. Gücün temeli de ADALETTİR. Halkın güçlü olduğu devletlerde doğal olarak GÜÇLÜ devletlerdir.
Barış sistemini bozmak isteyen, gerek içeriden, gerek dışarıdan müdahalelere karşı (BARIŞ için) savaş meşrudur.
Bu düzende her şey, EŞREF-İ Mahlükat olan İNSANIN hem dünyası hem de Ahiret için huzur ve mutluluk üzerine tesis edilmiştir. Farklı dinlere mensup HALKLARIN da her türlü HAK ve HUKUKLARI koruma altına alınan bir düzendir.
Sevgi ve Saygılarımla. Garip kul S.