RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Gün olur…

Gün olur doğrular yanlış, yanlışlar doğru haline gelir. Kahramanlar sahtekear, hırsızlar kahraman olabilirler. Şartlar çoğu şeyi geçici olarak değiştirir. Bireysel hayatta, toplum hayatında anlaşılması güç, tahammül edilmesi olanaksız olaylar meydana gelir. Unutulmaması gereken şudur: Her an imtihan içinde olan insan, her duygu, arzu, düşünce ve fiilinden, eyleminden kazanır veya kaybeder. Olaylar karşısında takınılan tavırlar, gönlün o tarafa ya da bu tarafa müteveccih olması sevap-günah terazisinin kefelerini bir aşağı, bir yukarı çıkarır. İnsan bilmez başına ne geldiğini. Neyle sınandığını bilmez kimi insan. Ama bilse de bilmese de sınanır insan. Kader var, irade sahibi yarattığı her bireyin nasıl yaşayacağını, neler yapacağını bilir de, o yaratığı kendisine şahit tutmak için bunları yaşatır.

Xxxx

Tarihe mal olmuş insanlar kadar tarihe mal olmaya aday liderler konusunda da her kafadan bir ses çıkar. Kimileri bu sesleri kaydeder, yazar. Aradan yıllar geçer, o yazılanlar bir daha okunur. Belki o günün şartlarından uzak olunduğunda, o günlerde yapılan değerlendirmelerin ne kadar da hakikatten uzak olduğu fark edilir.
Adnan Menderes’i anlatan en önemli isim Şevket Süreyya Aydemir’dir. Ama o kendi siyasi görüşünü haklı çıkarmak amacında olduğundan, Menderes hakkında yazdıklarının çoğunda isabet edememiştir.
İktidarda olanlar karşılarındaki güç odaklarıyla her zaman aynı telden çalmazlar. İşte o aynı telden çalınmadığı zamanlarda en büyük güç odağı olan iktidar yani yürütme, karşısındaki dişli duran güç odaklarını hafifleyici, aşağılayıcı cümlelerle tecavüzde bulunurlar.
Sonra o diş bilenen küçük güç odakları ele geçirildiğinde, o sahiplenilir ve hatta vatandaşa karşı, muhalefete karşı korunur.

Xxxx

Türk Silahlı Kuvvetleri çok sık darbe yapıyor, hükümetlere müdahale ediyor diye yola çıkanlar bir süre sonra TSK göz bebeğimizdir demek zorunda kalır. YÖK bir ihtilal kurumudur, üniversitelerin içine karısşıyor, rektörler bir şey yapamıyor diyenler bir zaman gelir, YÖK  çok değerli bir kurumdur. Ona dokundurmam, dokundurtmam diyecektir.
Polisi, istihbaratı, jandarmayı, TÜBİTAK’ı, Yargıtay’ı Anayasa Mahkemesi eleştirenler, bu söylemlerle oy toplayanlar iktidara geldiklerinde, o kuurmlara kendi yandaşlarını yerleştirdiklerinde, benim polisime, benim MİT’ime, benim Yargıtay’ıma, benim Anayasa Mahkememe söz söyletmem diyeceklerdir. Gün olur reddedilen her şeye sahip çıkılır. Gün olur gömlekler değiştirilir. Gömlek dediğin nedir ki, yazları her gün, kışları en çok üç günde bir değiştirilen bir giysidir.

xxxx

Tarihe mal olmadan bir kişinin ne olduğu anlaşılabilir ama, söylenemez. En azından susulur ve gün olur her şey söylenir oluru beklerler.
Sınavda zaman içinde başka sorulara geçilir elbette. Hep aynı soruda hayat geçmez. Şartlar değişir, yeni haller yaşanmaya başlanır ve yaşanan her durum imtihanın yeni sorusudur. Önemli olan o soruların nasıl cevaplanacağıdır. Hiçbir an imtihandan hariç değildir. Hiç bir an sevapsız ya da günahsız yaşanmaz. İmtihan her bir yaratılmışı kendine şahit tutmayı hedefler. Gün olur ölür insan. Daha önce ölüp d eoralarda yaşam nasıl gelip anlatılmamıştır diyenler vahiyden habersiz, ya da vahiye imanı olmayan insanlardır. Evet ölüp oralarda kalıp sonra dönerek şunlar, şunlar oluyor dememiştir. Allah ayetlerinde, son Peygamber hadislerinde ölümden sonraki hayatı anlatıyorlar. Alt tarafında nehirler akan köşkler de, ölümsüzlük ateşinde yanmak ve yakılmak da anlatılıyor. Vahye inanmayanlar için de durum aynıdır. Onlar da inanmadıkları ama vahiyle onlara anlatılanları yaşayacaklardır.

Xxxx

Adnan Menderes’i muhalefetle, eski partisi ile, üniversite camiası ile, askerle tartıştığı ve onların her birini aşağıladığı, küçümsediği, değiştirmek istediğini belli eden cümleleriyle hatırlatan bir yazar, günümüz liderinin de onun tavır ve davranışlarıyla denk düşen davranışlarına dikkat çekmiş. Bu da bir değerlendirme. Benzerlik aynılık değildir.
Liderler de insandır, yaratıktır, kuldur, imtihan olmaktadırlar. Onların ölmeyeceklerini düşünmeleri, ellerindeki iktidarın, gücün hiç ellerinden çıkmayacağını düşündüklerine bakmayın. Hatta o iktidarı ellerinde tutmak için kullanmayacakları hiçbir değer olmamasına rağmen, gün olur o iktidar elden çıkar.

Xxxx

Gençken insanlar merdivenlere tırmanırken, basamaklara tek tek basmaya sabır gösteremezler. Üç basamak üç basamak zıplarlar. Eşek öldüren tabir edilen yokuşlara koşarak çıkar gençler. Hep öyle olacağını zannederken yavaş yavaş fark ederler nefes nefese kaldıklarını. Sonra zıplayarak çıkılan merdivenleri tek basamak çıkmak bile mesele haline gelir. Günün ikindisi gibi, yılın güzü gibi insan hayatının da hazanı olan yaşlılıkta artık o basamaklar çıkılamaz hale geldiğinde  Ahmet Haşim gibi şiir yazılır. 
 
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden 
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak 
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak 

Sular sarardı yüzün perde perde solmakta 
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta 

Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller 
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller 
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer 

Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta 
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta       
      

<