FENERBAHÇE'nin YENİ HÜCUMCULARI!
Hocalarımız fena halde dört orta saha, kanatsız!, oynamaya meraklılar bu sıralarda. Şenol Güneş’in Fransa ve İzlanda maç başlangıçları, Yanal’ın bir kaç haftadır Ozan-Emre-Gustavo-Tolga karesine yapışmış olması ve en son Okan Buruk’un Galatasaray önüne Topal-Mahmut-Azubuike-İrfan Can dörtlüsüyle çıkması. İnanılacak gibi değil doğrusu. Hele ki Mevüt’ün ve Muriç’in sakatlıklarından sonra hala daha kanat oynama yetenekleri kısıtlı olan orta saha oyuncularıyla oyunu götürme tercihi çok net olarak bir puanı alıp gidelim mesajıydı Ersun Yanal’ın ortaya koyduğu.
İlk yarı için çok şey yazmaya gerek yok sanırım. Didişmesi bol oyunda futbolcuların yere düşüp yok yere ve boşa zaman öldürmelerini gördük. Jahovic aşırabilse Malatya öne geçebilir, Moses çerçeveyi bulabilse skorbord Feerbahçe lehine değişebilirdi.
Ersun Yanal Malayaspor’un önemli ayaklarını güçlü orta saha kurgusuyla durdurmayı hedeflemişti. Emre penaltıyı gole çevirebilse hedefine mutlak ulaşmış olacaktı. Ancak Emre şaşırtıcı bir şekilde kötü bir vuruş yaptı. Fenerbahçe bu sezon elindeki kadro yapısı itibariyle ilk defa beklenilen isimlerden kurdu defans hattını. Sizi bilmem ama bence İsla yerine Dirar oynamalı hep defansın sağında. Hasan Ali ve Dirar ile birlikte kanatları yoğun kullanmaktı hocanın yegane amacı. Bu yüzden Muriqi ve Mevlüt olmamasına rağmen orta sahayı güçlü tuttu. Elimdeki dört isimle oyunun merkezine hükmeder, Hasan ve Dirar ile kanatlara işlerlik kazandırırım diye düşündü. Yanal’ın Alper tercihi herkesleri şaşırttı elbette. Alper sağa sola kaçarsa Ozan-Tolga’yı sürpriz golcüler olarak ceza alanına sürerim diye planlamış olmalıydı.
Oysaki Alper’in yerine Rodriguez ve hatta orta sahalardan birinin yerine Deniz’i oynatarak da bu planı işletebilirdi. Yukarıda da dediğim gibi Emre penaltıyı gole çevirebilseydi, Ersun hoca bir anda futbol dahisi olacaktı birilerinin gözünde. Okan Buruk Galatasaray önünde gole gidemediğini anladığında dakikalar 60’ı gösteriyordu. Mahmut oyundan çıkıp Gulbrandsen oyuna girmişti. Tam anlamıyla bir defansif orta saha oyundan alınıp kanat-forvet tandaslı bir karakter sahne alıyordu. Kanat-forvet oynayan Norveçli futbolcu 78’de oyunun kaderini cesaretle risk alan hocasının lehine değiştirdi. İkinci yarı bakalım Yanal böylesine bir risk alacak mıydı?
YANAL KAZANMAK İSTEMEDİ!
Tahmin ettiğim gibi Esun hoca Okan hoca gibi risk alamadı. Alper’in çıkıp Rodriguez’in oyuna alınması yalandandı. Yanına oyuna Deniz veya Miha girseydi; hoca risk aldı, kazanmak istedi diyebilirdik. Ancak aksine hoca mücadeleye önce Jailson’u devamında da Tolgay’ı dahil etti. Kısacası bana bir puan yeter dedi. Hocanın hanesine bir puan yeterdi ama genlerinde şampiyonluk olan, damarlarında kazanmak olan Fenerbahçe’ye bir puan yeter miydi?
İkinci devrede anlık alevli dakikalar vardı. Hasan Ali’nin şutu, Guilherme’nin frikiği filan derken yavan bir ortama büründü oyunun ikinci perdesi. Malatyaspor yoruldu ama Fenerbahçe’de topu rakip defansın arasına sıkıştıracak oyuncular sahada değil klübedeydi. Rodriguez’i son 20’de oyuna almak gecikmiş bir hamleydi.
Oysaki kazanıp haftayı ikinci sırada bitirmek adına Fenerbahçe’nin sahaya farklı bir sistemle çıkabilirdi. Mevlüt, Muriqi, Kruse yokken 2 orta saha ile oynayıp önde güçlü bir dörtlüyle dizilebilirlerdi. En azından bunu ikinci devre başlangıcı olarak da yapabilirdi Yanal. Ancak kesin bir şey varki elinizdeki tek santrafor alternatifi olan Mosas en uçta karşılaşmaya başlamalı, Rodriguez ve Deniz-Miha ikilisinden birisinin diğer kanatta oynamalıydı. Ersun Yanal statükocu olmaya emin adımlarla gidiyor maalesef. Artık hoca için en önemli olgunun kalabalık orta saha olduğunu bir kez daha anlıyoruz Maatyaspor maçından sonra.
Bu kafa yapısıyla, bu tatktiksel anlayışla Fenerbahçe’nin şampiyon olması pek mümkün görünmüyor kanımca. Ersun Yanal’ın yaptığı hamleleri, taktiğini, oyunu tutup 1 puan almak adına fazla defansif karakterli oyuncularla oynamasını hep tartışıyoruz bu satırlarda. Bunların hepsini hepimiz bir noktaya kadar anlayabiliriz. Fakat Malatyaspor önünde dakikalar 71’i gösterdiğinde Rodriguez oyuna girdiğinde Ozan’ın santrafor pozisyonunda görev almasını anlayabileniniz ve anlamlandırabileniniz var mı? Yanal nasıl psikolojik travma içersindeyse Miha’yı hatta Deniz’i bile zorunluluktan o bölgeye atabilecekken Ozan’ı o noktaya göndermesi hangi akılla izah edilir bunu anlamak hakikaten zor. Ama herşeye rağmen Fenerbahçe iki puan kaybetmesine rağmen iki yeni santrafor kazanmış oldu!