EKONOMİ ÖNGÖREBİLİRLİK İSTER..
Ekonomi öngörülebilirlik ister, nasihat ve kırılganlık istemez...
Güçlü ekonomiye geçiş programının iç yüzü:
Bilindiği gibi bu programın ekonomik içeriğinin özü, ekseni çöken programdan taban tabana farklı olarak döviz kurunu dalgalanmaya bırakmasıdır. Böylece ilkin Türk Lirası yapay olarak değer kaybettirerek bankacılık sistemine ve genel olarak bütün ekonomiye ağır bir darbe indirilmiş, sonra da döviz bu kez dalgalanmaya bırakılarak öncelikle reel ekonominin önünü görmesi , hesap yapabilmesi adeta imkansızlaştırılmıştır.
Bankaların dalgalanan döviz kuru ortamında döviz açıkları daha da büyüyecektir. Çünkü kur güya dalgalı olacaktır yani teorik olarak dalga çıkar da iner de ve bundan ötürü kurların geri gideceği izlenimi yaratılmaktadır. Bu, büyük bir aldatmacadır. Kuru bu şekilde dalgalanmaya bırakmak birilerinin aslında bir şantaj sopası olarak kullanması fırsatını tanımaktan başka bir şey değildir.
Türkiye'deki yabancı bankalar aracılığıyla spekülatif saldırılarla kuru istediği gibi zıplatabilecek ve iradelerini kabul ettirdiğinde bir parça aşağı çekecektir. Ama süreç içinde kurun düzeyi yine hep tırmanan bir seyir izleyecektir.
Faizlerin yükselmesini önlemenin yolu dövizi akabildiğine tırmanmaya bırakmak değil , devletin giderlerini azaltıp, gelirlerini artırıp iç borçlanma ihtiyacını düşürmek ve mali piyasalarda istikrar, reel ekonomide yeniden bir canlanma sağlayarak risk primini aşağıya çekmektir. Bunun yolu her düzeyde tasarruftan geçer. Vergi tabanını yaymak, kayıt dışı ekonomiyi vergi altına almaktan geçer.
Bazı çevreler iki seçenek olarak görüyorlar. Biri sabit kur diğeri dalgalı kur.
Sabit kur başarısız olduğuna göre, dalgalı kur ile mutlaka başarılı olunacağı söyleniyor. Bu kocaman bir aldatmacadır. Bunu sayın Prof. Esfender Korkmaz’a sorduğumda; sabit kurun dünya piyasalarda olumlu karşılanmayacağı ve Merkez Bankasının güvenirliğini, bağımsızlığını yitireceğini söyledi. Ona cevaben benim de söylediğim; hocam böyle olunca iç de güvensizliğin daha önemli olduğunu, önünü görememesinin iyi sonuçlar doğurmayacağı konusunu paylaştık.
Dalgalı kurun acı reçetesini de Türk halkı çekmektedir. Dalgalandı, petrol arttı, dalgalandı elektrik arttı, doğalgaz arttı. Yat Dolar, kalk Euro...
Sıkı denetlenebilirlik krediler, özelleştirmeden dolayı TL'nin dövize yönlenmesini önlemek ve devlet harcamalardaki tasarruf (siyasi partilere seçim nakdi yardımın kesilmesi ).. Öncelik olmalı..
Aksi şey olursa.
Korkarım ki ; nihai hedefin Türk Lirasını tamamen tedavülden kaldırılıp yerine ABD Doları veya Euro'nun geçirilmesi olmasın!
Tabi bu benim şahsi görüşüm. Devlet aklı ile daha rasyonel kaynakların veri tabanına göre hareket eden yönetici ekonomistler de yok değil.
Sevgi ve saygılarımla.