Bir kısım Türk toplumu, bir çok akım ve inanışlar içerisinde çalkanmakta, temel Türk töre gerçeklerini bulmakta telâş ve taşkınlık göstermektedir. Bilinçli ve olgun kişiler bu sallantıyı ve sonucun ne olacağını ibretle ve olumlu bir sabırla izlemektedir.

Fakat ! Bu bekleyiş ne kadar devam edecektir , bu bilinmez.

Bu gidiş de böyle devam edemeyeceğine göre ne olacaktır?

Türkler çağdaş uygarlık içerisinde yerinde mi sayacaktır, yoksa yok olup gidecek midir?

Doğal olarak bunun ikisi de olmayacaktır. Türk ulusu, kendi öz yaratıcılığı ile gerçeği görecek yapısına uygun ekonomik takdirini ve gelişimi bulacaktır.

Demokrasi inanışı ve anlayışı içerisinde , ne kendisini komünizmin korkunç pençesine ve ne de faşizmin diktatör dönüşüne atacaktır.

Türk ulusu Milli ve sosyal bir inanışı Atatürk ilkelerine sadık kalarak savunacak , yarının mutlu ve ileri Türkiye'sine kavuşacaktır.

Yurdumuzda, ne burjuva sınıfının egemenliğine ve ne de proletarya sınıfının ihtilâlci görüşüne yer vardır. Türkiye; siyasal ekonomik ve sosyal bir eşitliğin mutlu kavramı içerisinde yaşayan insanların yurdudur.

Bu devletin başlıca görevi , toplum özgürlüğüne sataşma ve iğrenç saldırılarına engel olmasıdır.

Bir taraftan kızıl emperyalist çığırtkanlığı yapanlar, bir taraftan Amerikan sempatizanlığı yapanlar, bir taraftan da tarikatlar ve cemaatler çok dikkatle izlenmeli, bunların ideallerini pasifize edebilecek demokratik önlemler alınmalıdır.

Unutulmamalıdır ki ! Bu yurt bu ulus hiç kimsenin uşağı ve sömürgesi olmamış ve olmayacaktır. Ne Amerika ,ne Rusya ,ne de başka devletlerin borusu bu ülkede ötmez. Bu yurt arık bir soyun arık toprağıdır. Burada muzur ot yetişmez. Burada ancak içinde yaşayanlar at koşturabilirler , başkaları değil.. Ard düşünceler yerini gerçekçi düşüncelere bırakmak zorundadır.

Bu ülkede yaşayanlar arasında sınıf , ırk ve din ayrıntısı gözetilmez.

Bu topraklar ,bu toprak için yaşayan, çalışan terleyen, seve seve kanını döken ve bu toprak benimdir ,diyenindir. Yoksa kökü dışarıda olanların değil.

Kardeşlerim ; Müslümanlık tekel dini değildir. Bütün insanlara seslenir. Laiklik kavramı anlaşılamamaktadır. Laiklik İslâm da vardır. İlk defa 1400 yılı aşkın süre önce Peygamberimiz Mekke'den Medine'ye göç ettiğinde, Musevilere ( Yahudilere ) dinlerinde hak tanıyarak lâikliği ortaya atmış ve bu suretle karışıklık ve anlaşmazlığın önüne geçmiştir. Bununla da kalmamış, anayasal düzenini ve sosyal adaleti tahakkuk ettirerek tatbik alanına koymuştur.

İslâm dini geçici ve gerici bir din değildir. Olumlu bilimi kendi bünyesinde taşır ve ona büyük yer ve güç verir. Bu hareketleri yapanlar ; İslâm devleti adı altında kötü düşüncelere sahip geri kafalı insanların maşası olan kişilerdir. Cahil ve yobaz bir kesim, yüce dinimizi yalan yanlış bilgiler ve hurafelerle zedeliyorlar. Bunlar, gerçekçi milliyetçilerin bilinç potalarında ergeç erimeğe mahkumdurlar.

Gençler! Birleşiniz, mutlu ve özgür bir Türkiye'nin doğumunda ve yücelmesinde bilinçli adımlar atarak olumlu sonuca inançla varınız. Bu yurt, ancak sizin iyi niyetli davranışlarla özgürlüğe, kalkınmaya ve mutlu geleceğe kavuşacaktır. Atatürk Türk Ulusunu ve yurdunu size emanet etmiştir. Bu emaneti, Atatürk ilkelerine bağlı kalarak olumlu bilgilerle koruyup savunabilirsiniz.

Ülkümüz Vatan, İlkemiz Ata'm olmalıdır. Bu inanç Türk Ulusunun parolası ve dayanağıdır. Bizler, sizlere inanarak bu amaca bel bağlayan mutlu ve umutlu kişileriz.

Bu yolda, ALNINIZ AK, DAVRANIŞINIZ PAK OLSUN…

Tanrı Türkü Korusun

Sevgi ve Saygılarımla