Diplomasi
Marmara Grubu Vakfı başkanlığımın yanı sıra, Montenegro (Karadağ) Devleti'nin de on yıldır İstanbul fahri başkonsolosluğunu yapmaktayım. Dolayısıyla Karadağ'ın fahri başkonsoloslu olarak zaman zaman İstanbul'da kariyer ve fahri konsoloslar da bir araya geliyoruz. Macaristan'ın İstanbul Başkonsolosu Balazs Hendrich'in başkanlığını yaptığı ICC (İstanbul Konsoloslar Birliği) her ay bir konu etrafında bizleri bir araya getiriyor. Aktüel bir konuyu, konusunun uzmanı bir veya iki şahsiyetin ağzından dinliyor ve bilgi sahibi oluyoruz. Bu ay TÜSİAD'daydık. Bahadır Kaleağası'nı ve Zümrüt İmamoğlu'nu dinledik. Daha önce söz alan Macaristan İstanbul Başkonsolosu Balazs Hendrich yaptığı giriş konuşmasında muhteşem bir değerlendirme yaptı.
ICC bizim kuruluşun kısaltılmış adı. İngilizcesi "Istanbul Consul Corps - İstanbul Konsoloslar Birliği". Başkonsolos Balazs Hendrich, "ICC"nin açılımını "Integration, Communication, Contribution - Entegrasyon, İletişim, Katkı" diye çevirince katılımcıların verimli bir ufuk turu yapmasını sağladı.
Nesnelerin interneti üzerinden temiz enerjiye, genetik bilimden yapay zekaya uzanan bir konuşma yapan Bahadır Kaleağası, insan ve doğa odaklı bir sunumla toplumsal kalkınmanın önemini gündeme getirdi.
Zümrüt İmamoğlu ise Türk ekonomisinin içinde bulunduğu açmazları ve sahip olduğu değerleri ortaya koydu.
İstanbul'da görevli yabancı diplomatlarla fahri diplomatların, ayda bir de olsa yana yana gelip düşüncelerini paylaşmasına kaynak sağlayan bu toplantılar gerçekte günümüzün meselelerine değişik bakışların paylaşımını sağlayan verimli bir etkinlikler dizisidir.
Ben bu toplantıların, bu birlikteliklerin yeni değerlere ulaşımda yararlı bir yol haritası oluşturacağına inanıyorum.
Zira bu toplantılarda ortaya konulan sunumlar, duyulanların, bilinenlerin veyahut da kulaktan dolma bilgilerin dışında gerçeğe varmada önemli bir yaklaşım oluşturmaktadır.
İstanbul Konsoloslar Birliği hali hazırda sahip olduğu mensupları göz önüne alındığında New York ve Hong Kong'dan sonra dünyadaki en büyük gayri resmi konsolosluk yapılanmasıdır. 130 üyesi olan bu model inisiyatif, kapsayıcı ve verimli çalışmalara odaklanmış bir temas birlikteliği olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu haftaki yazımı madem diplomasiye ayırdık, bir diplomasi fıkrasıyla noktalayalım istedim.
Dubai’de farklı ülkelerin diplomatik temsilcileri şerefine bir davet verilmiş.
Yemekte her şey güzelmiş, ancak ikram edilen kola bardaklarının içinde kocaman bir sinek yüzüyormuş. Bu sinek olayına, değişik diplomatik temsilciler değişik tepkiler vermiş.
İngiliz diplomat, başka bir bardakta yeni bir kola istemiş.
Alman, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş.
Arap diplomat, sineği fark etmeden kolayı sinekle birlikte hüpletmiş.
Rus, sineği koladan alıp cebine koymuş ve yardımcısına suikast olabilir şüphesiyle sineği biyolojik tahlile göndermelerini istemiş.
Çinli diplomat, sineği yemiş, Japon’a sineği karşılığı kolayı vermeyi teklif etmiş, anlaşamamışlar.
Yahudi, sineği Çinli’ye satmış, kolayı içmiş.
Yunanlı, kolanın büyük kısmını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş.
Norveçli diplomat, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış.
İrlandalı, sineği ezip kolayla karıştırmış ve çaktırmadan İngiliz’in bardağına dökmüş.
Amerikalı diplomat, 1 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Arabistan hükümeti, özür dileyerek, Amerikalıya 100 milyon dolar tazminat ödemiş.
Türk diplomat ise, "Olayı Şiddetle Kınamış".