D.ALİ GÜLTEKİN

D.ALİ GÜLTEKİN

DEVLET VE DEVLET YÖNETMEK

Her şeyi bilmek, öğrenmek  gerekir. Cehalet sığınılacak ve affedilecek bir mazeret değildir. Ama öğrenirken önce  doğruyu öğrenmek çok önemlidir. Farabi’nin, “önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse yanlışta bilinir. Ama önce yanlış bilinirse  doğruya ulaşılmaz” sözünü çok önemserim. 

Elime kalemi aldığımda bin kez düşünürüm. Kalemimin yazdıklarının doğru olmasının vebalini taşırım hep. O yüzden az yazmaya çalışırım.

Devlet, devlet yönetmek ve siyaseti yazacağım bu gün.

İlk devlet kavramına M.Ö. 5000’lerde rastlanır. Devletler tarihini incelediğimizde Türklerin devlet kurma ve yönetme yönünden en yetenekli millet olduğunu görürüz. 

Devlet kurmak, devlet yönetmek ve siyaseti iyi bilmek üstün bir meziyettir.

Devlet kavramının genel tanımına baktığımızda, belli bir toprağa sahip bir milletin, elindeki toprağı korumak ve kendini yönetmek için oluşturduğu organizasyonun adı olarak görürüz devleti.

Devlet olmak için önce millet olmak lazım. Devletin olmazsa olmazı vatan ve millettir.

Oluşturulan devleti yönetme kabiliyetine, bilgisine ve sanatına sahip insana da siyasetçi adı verilir. Siyasetin tanımı budur.

Siyaset, devlet  işlerini düzenleme ve yürütme  sanatıdır. Bunun içindir ki devlet yönetmeye talip olan biri bu sanatı iyi bilmelidir.

“Kendini idare etmesini bilmeyenler, kendi yurttaşlarını yönetmek iddiasında bulunamazlar”  der, Platon.

İdeal devlet anlayışına göre devleti yöneten, yönettiği milletin efendisi değil, hizmetkarı olmalıdır. Gurura ve kibre kapılmamalı, milleti başının üstünde tutmalıdır. 

Yavuz Sultan Selim’in şu sözü kulağa küpe olmalıdır. 

“Devletleri yıkan tüm hataların altında, gururun gafleti yatar.” 

Devlet, kendini oluşturan milletinin eğitim, kültür ve sağlık gibi tüm ihtiyaçlarını karşılamak, refah ve huzurunu sağlamakla yükümlüdür. 

Devlet yönetmeye talip olan veya yöneten  birinin kişisel rahatını düşünmek gibi bir lüksü olamaz. Günün her saniyesini tetikte, diken üstünde geçirmelidir. Ayrıca çok çalışmaktan, yorulmaktan şikayet etme hakkı da yoktur. Tek gayesi milletini rahat ettirmek, devletini, diğer devletler arasında siyasi, askeri, kültürel ve teknolojik anlamda en üste yerleştirmek olmalıdır.

Bir devlet adamında; Akıl, cesaret, yiğitlik, cömertlik, adalet olmazsa olmaz vasıflardır.

Devlet, kanun ve kural demektir. Birlikte huzur içinde yaşamak, bu kanun ve kurallara uymayı gerektirir. Bu kanun ve kurallar düzenlenirken yönetilen  millet dikkate alınmalıdır.

Devlet milletinin, millet devletinin değerini bilmezse o devlet çökmeye ve o millet yok olmaya mahkumdur.

Devleti yöneten elbette eleştirilir. Bundan yöneten gocunmamalı tam tersi olumlu sonuçlar çıkarmalıdır. Ama devleti yöneteni eleştirirken devlete ve devletin kurumlarına saldırmak ve yıpratmak son derece tehlikelidir.

Onun için hep söylüyorum ve yine söyleyeceğim, devlet yönetmeye talip olanların iyi bir devlet terbiyesi alması, devletin en alt kademesinden, en üst kademesine kadar çalışmış ve tecrübe sahibi olmuş olması şarttır.

Devlet tesadüflere emanet edilmez.

Bu konuda bu gün bu kadar yeter.  Bu hafta yaşadığımız çığ faciası ve uçak kazası yüreğimizi yaktı.

Allah beterinden korusun.

Ölenlere rahmet, yaralılara şifalar diliyorum.

Beni teselli eden tek şey, her ney yaşanırsa yaşansın devletin gününün milletin hizmetinde olduğunu görmek.

Devletimiz var olsun.

 

<