Demokrasi bir anlayıştır
2011 yılında Hür Adam adlı bir film çevrildi. Hayatını üç döneme ayıran Said Nursi anlatıldı. Onun hayatı örnek gösterilerek, numune tutularak demokrasideki ayıplarımız anlatılmaya çalışıldı. Vatan Gazetesinde Reha Muhtar bir yazı yazarak o dönemlerde nelerin demokratik, nelerin de olmadığını anlatmış. Ama yine de kendisini de hukuk karşısında, meri bürokrat nezdinde zor durumda bırakmayacak dikkati göstermiş. İslamiyet ile de arasına belli bir ince mesafe koymuş yazısında.
Eski Said meselesi tam da anlatılmamış. Eski Said dönemi Osmanlı münevverlerinin her birinin nasıl ateş çemberinde yaşadığını, ne kadar cesur olduklarını, nasıl hiçbir tehlikeye kafa tutmaktan geri durmadıklarını anlatır.
Evet 19. yüzyılın sonlarında doğanlar 20. yüzyılın hercümercinde her biri bir destan yazmış insanlardır.
Xxxx
Tek tek kişileri ele aldığında bir araştırmacı, her bir insanın nasıl büyük niteliklere sahip olduklarına şaşacaklardır. Dünya değişiyor, İmparatorluklar yıkılıyor, yerine başkalarının iteklemesiyle ırka dayalı ulus devletler kuruluyor. Osmanlı devleti de bir muazzam devlet. Yıkılacaktır. Karar böyledir.
19.yüzyılın başından itibaren bu gelen cereyan görülmüş, bu yıkımdan kurtulmanın yolları aranmış, tersaneler, mühendis mektepleri, tıp mektepleri açılmış. Asker gücü yenilenmiş, şartları değiştirilmiş, ama bütün bu çabalar içinde yanlışlar da yapılmış. Alman subaylar Türk ordusunu yönetir olmuş.
Xxxx
Eski Said dediğinizde, Ebul Ula Mardini, Mehmet Akif Ersoy, Süleyman Askeri, Eşref Subaşı, Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa, Mustafa Kemal, Ziya Gökalp ve binlerce çağdaşı aydın, münevver. Daha önce Namık Kemal, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Tevfik Fikret, Abdülhak Hamid, Rıza Tevfik, Rıza Nur saymakla bitmez. Hepsi canhıraş bir çaba içinde hayatlarını hiçe sayarak Osmanlıyı yıkılmaktan alıkoymaya çalışıyorlar.
Eski Said dönemi için yüzlerce film yapılabilir.
Birilerini karalamadan, birilerini ilahlaştırmadan o dönemin münevverlerini anlatmak lazım. Hiç birinin Osmanlının kurtarılmasından başka bir gayesi yok. Gel gelelim. Her birinin teklifi farklı.
Turan düşüncesi, İttihadı Muhammedi düşüncesi ve Batılı olma düşüncesi olarak üçe ayırılan görüşler o kadarla kalmıyordu. Her bir düşünce ve öneri öbeğinde binlerce farklı yaklaşımlar da vardı.
Xxxx
Sonunda iktidar gücünü elinde tutanlar İttihatçılardı. Bürokrasiye hakimdiler ve genel olarak çerçevelenmiş düşünceleri vardı. Uluslar arası parmaklarında oynadığı bir hareketti. Bir kısmı devleti batırdınız suçlamasıyla yurt dışına sürüldü ise de liderler Ermeni kurşunlarına hedef olarak can verdiler. İttihad Terakki’nin yönetim kadrosunda görev almayanlar da Osmanlı’nın yıkılmasını önleyemediler ama yerine yepyeni bir ulus devlet kurarak namusu kurtardılar.
Xxxx
İşte Said Nursi’nin birinci Said dönemi bütün bu hercümercin yaşandığı dönemdir. Bir Osmanlı münevversidir. Osmanlının kurtarılması için çaba harcamaktadır, eğitime önem vermektedir.Sultan Abdülhamid ile tartışması Van’da bir okul açılmasını istemekle başlar. Sultan Reşad İtttihad Terakkicilerle çalıştığı halde eski Said ‘in mektep teklifini tasdik eder ve para tahsisi yapar. Ancak dedik ya, o hercümerç içinde o ayrılan para da kuvveden fiile geçemez ve Hazinede kalır.
Xxxx
Demokrasiyi bir yönetim biçimi sanır herkes. Yanlıştır. Demokrasi hayatı kavrayış biçimidir. Demokrasi bir medeniyettir. Tek tek insanların kafasında yeri yoksa, yönetimlerdeki varlığı ve var olma çabası onu yaşatmaya yetmez.
Halkın kendini yönetmesi, bunun için temsilciler seçmesi, yapılan her işi sorgulaması ve denetlemesi, hesap sormasıdır. Devlet demek denetim demektir. Demokrasiye ait bir hususiyet de değildir. Hangi yönetim olursa olsun denetleme yoksa, kişilerin zaafları, ihmalleri, çıkarcılıkları her yönetim biçimin felç eder.
Öyle bir hale gelir ki, oy toplama sihirbazı olunduğunda demokrasi, sandıkrasi şekline döner.