MEHMET AYCAN

MEHMET AYCAN

CUMHURİYETİN 100. YILI OLDUĞUNU BİR TEK YURTTAŞLAR HATIRLADI

bügün yarın

Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladık…

Kutladık ifadesini biraz buruk söylüyorum…

Bizler yürekten kutladık coşkumuz sonsuzdu…

Ama dilerdik ki; bizim coşkumuza katılım bürokrasiden ve siyaseten de gelsin…

Bu cumhuriyetin kurucu partisi de 100. Yılını kutladı. Çünkü o da 100 yaşındaydı ve kurucusu da büyük önderimizi Atatürk’tü…

Bir iki cılız kutlama reklam filmi ile geçiştirdi CHP cumhuriyetimizin 100. Yıl kutlamaların ve de kendi yaş gününü.… Bizde siyaset koltukta yapılıyor, oturan kalkmıyor her nedense…

Yani CHP ve de İYİ çok eleştirdiği AKP ile aynı paraleldeydi neredeyse…

Elbette birde seçim ortakları vardı…

Kuru birer mesajdı, 100 yıl kutlamalarına olan katkıları…

Ama vatandaşın coşkusu sınırsızdı…. Tüm evler bayraklarla donatıldı; siyasilere inat…

Gecede bayrağını alan çıktı sokaklara… Gökyüzünü havai fişekler aydınlattı.

Siyasilerin tüm bu duyarsızlıkları boşaydı. Yurttaş şöyle dedi siyasiler için: Oralarda Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet ve oluşturduğu sizin bir türlü geliştiremediğiniz demokrasi sayesinde gelebildiniz…

Ama önce birileri onu inkar etti, laf kalabalığı çoktu… İktidar muhalefet,, sizin belediyelerin yaptığı törenler sizi aklamaz…

CHP'li birçok belediye de yerel seçim öncesi seçim yatırımı yaptı o kadar…

Oysa; böylesi bir günde Türkiye’de onlarca devlet başkanı gelmeliydi, oldukça görkemli törenler yapılmalıydı…

Siyasiler dosta düşmana Türkiye'nin dimdik ayakta durduğu gösterilmeliydi…

Ordumuz bir gövde gösterisi yapmalıydı…

Gençlerimizin coşkusu sınırlanmamalıydı…

İşte o zaman büyük bir devlet olduğumuzu, geçici bir mali sıkıntıya düştüğümüz anlaşılır ve kredi muslukları bile açılırdı…

Yurttaşın yaptığı muhteşem katılım bu cumhuriyetin güvencesiydi…

Oysa Cumhuriyetimizin 100 kuruluş yılında bile Filistin-İsrail savaşı bahanesiyle bazı yerlerde hadsiz kişiler “hilafet çağrıları” bile yaptı.

Ama nafile; yurttaş “yurttaş” olduğunu biliyor artık… Ümmet .çoktan Ortadoğu çöllerinde kaldı…

Yurttaş bu bilgeliğin yüceliği ve Cumhuriyetin 100. yılının farkında bile olmayan koltuk derdine düşen, siyasilere inat öyle yanıtlar verdi ki meydanlarda; ne alkış ne övgü ne de takdirlere sığamayacak kadar büyük ve yüceydi Cumhuriyet sevgisi, coşkusu…

Anlaşılan Cumhuriyetin 100. yılının bir tek onlar farkındaydı…

Oysa Cumhuriyet bir medeniyet ve demokrasi çağrısıydı.. Öncelik kadın ve gençlerdeydi…

Okullarda çağdaş eğitim veriliyordu….

Okulda kız çocukları, sosyal yaşamda kadınlar öncelikliydi… Çünkü onların geri bırakılmışlığına karşı büyük bir savaş veriliyordu…

Büyük Atatürk, “Nüfusun yarısını okutup , yarısını cahil bırakarak gelişme kaydedemezsiniz” özdeyişi ile sanki bir vasiyet bırakmıştı…

İşte o bilgelikler ışığında bir dönem eğitimde farklı yaklaşımlar ve aydınlık gelecek vardı..

Bir cumhuriyet köy öğretmeninin ve onu teftişe gelen müfettişin gençlere, özellikle kız öğrencilere verdiği önemi öylesine güzel anlatıyor ki; duygulanmamak mümkün değil…

Bir gün öğretmenler odasında sınav kâğıtlarını okuyordum. Bir yandan da kız öğrencilerin yanlış olan cevaplarını silip, sınıfı geçecek notu alacak şekilde düzeltiyordum. Öğretmenler odasına giren bir beyin bu durum dikkatini çekmiş. Neden kız öğrencilerin sınav kâğıtlarını değiştirdiğimi sorduğunda cevabım şu oldu:

‘Bu kızlar eğer sınıfta kalacak olurlarsa babaları okuldan alıp 12-13 yaşında evlendirecek. Ama sınıflarını geçerlerse evlilik yaşları en az 15-16 olacak. Hem en tembel öğrenci bile derste mutlaka bir şeyler öğrenir.’

Yarım saat kadar sonra okul müdürümüz beni yanına çağırdı. Öğretmenler odasında ne yaptığımı sordu. Sınav kâğıtlarını okuduğumu söyleyince müdür

‘Peki bir bey gelmiş yanına ona ne söyledin’ diye sordu.

Öğretmen Okulundan yeni mezun olmuştum. İdealist bir yapıya sahiptim. Gençliğin verdiği güçle kızgın bir şekilde ‘Size beni mi şikâyet etti o bey’ deyince, müdür; o beyin müfettiş olduğunu yanına gelip kendisine ‘Müdür bey benim sizi teftiş etmeme gerek yok sizin zehir gibi gencecik öğretmenleriniz var kendisine teşekkürlerimi iletin’" dediğini anlattı.

xxx

Büyük oranda o günleri aştık, ama dönemlere geri dönüş özlemi içinde olanlar var elbette;

Daha kısa bir süre önce kızını 6 yaşındayken, kendisinden 25 yaş büyük biriyle evlendiren bir anne babanın şokunu yaşadık…

Kadın cinayetlerinde Türkiye maalesef Avrupa’da ilk sırada…

Okulda sadece öğretmenlerimiz olsa ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki heyecan sürse acaba bu sorunları yaşar mıydık…

Başaramadık… Cumhuriyeti ve demokrasiyi kör siyasetin eline bıraktık…

“Yeteri kadar sağlam kurumlar kurabilseydik siyaset bu kadar egemen olabilir midi?” sorusu gündemdedir

Aslında belki biz, yeni bir şey başlatmalıyız; cumhuriyetle geçirdiğimiz her gün kutlu olsun demeliyiz cumhuriyet düşmanlarına inat…

Türkiye daha onlarca 100. Yıl kutlayacaktır…

Önümüzde cumhuriyetimizin 101. yılı var.. Kutlamaya hazır olun…

<