İSMAİL SAYGILI

İSMAİL SAYGILI

CUMHURİYET 100 YAŞINDA

CUMHURİYET 100 YAŞINDA

Cumhuriyetin 100. Yılı kutlu olsun. Yurdumuzun aydınlık ve refah içinde yükselmesi; değişmez dilek olsun.

Cumhuriyet sayesinde “adam” seviyesine ulaşanların nankörlüğü umutları söndürmesin.

*****

Kimi “elli yıllık ara” dedi. Kimi “doğduğu yerde batmalı” dedi. Kimi “dinsiz” dedi. Sonuncusu da, Cumhuriyet’in TBMM’de oturup utanmadan “yüzyıllık narkoz” olarak niteliyor.

Cumhuriyet’in padişah kulu olmaktan çıkarıp özgür yurttaş kişiliğine ulaştırdığı birçok kişi; kula kul olma özlemiyle kendilerini adam seviyesine ulaştıran yapıyı kötüleme yarışına girmiş.

Bu cüretkarlıklar durup dururken olmadı!

İp; “iki sarhoş” söyleminden ve “T.C” ile “Andımız” kaldırılmasından sonra koptu.

Laik Cumhuriyet düşmanı ve şeriat özlemci kimselerin lider yaptığı bir Cumhurbaşkanı; Anadolu’daki yoksul bir demirci çocuğu olarak sayesinde ulaştığı makama rağmen Cumhuriyeti yadsıyarak nankörlük yapmayı hüner bildi: Her 23 Nisan, 30 Ağustos ve 30 Ekim tarihlerindeki ulusal bayram törenlerine katılmamak için “hasta” takiyyesi yaptı.

Bir kayıkçı oğlu olan bir diğeri, Cumhuriyeti\demokrasiyi “tramvay” olarak niteledi. Hedeflediği durağa vardığında ineceğini, sürdürdüğü kinin intikamını alacağını açıkladı. Kurtarıcı ve kurucu babaları aşağılamayı temel politika yaptı.

Anayasa Mahkemesi’nin “irticai hareketlerin odağı” olarak niteleyip ceza verdiği o kimselerin lider olduğu siyasi parti; yıllardır devletin kurucu babalarına hakaret edilmeyi özendiriyor. Liboş ve tarikatlar ile ele ele vererek Cumhuriyet’i yok etmek için çalışmalarını aleniyete dökmüştür.

CİA kurmaylarının öğütlerine uyanlar, Atatürk adını resmi kurumların duvarlarından kaldırmakla, TC rumuzunu yasaklamakla işe başladılar.

Hain 2016 darbesine kadar birlikte Laik Cumhuriyet’in temellerini oydukları FETÖ örgütü ile aydınlık ve laiklik düşmanı tarikat ve cemaatlere “ne istedilerse” verdiler. ”Kumpas” davaları organize ederek Türk Ordusu’nu terörist, Genelkurmay Başkanını terörist başı ilan ettiler. Böylece Cumhuriyet düşmanlarını azimli hale getirdiler.

23 Nisan Bayramı öncesinde İslam dünyasında olmayan “peygamberin doğum haftası” uydurmasını başlatarak “Egemenlik ve Çocuk Bayramını” gölgelediler. Buna karşın Birleşmiş Milletler’in ilan ettiği “Atatürk Yılı” kararını görmezden geldiler.

2023 yılının 29 Ekim cumhuriyet Bayramı arifesinde ise; düzenlenen “Filistinle dayanışma” mitingini de aynı amaçla düzenlemiş bulunuyorlar. Sivas Madımak Oteli, Ankara Gar ve Maraş katliamlarından Maraş-Hatay arasındaki deprem yıkım ve ölüm nedeniyle öncelikle ulusal yas ilan etmeyen aynı irade; 21 gün önce başlayan Gazze bombalanmasını bahane ederek 28Ekim’de düzenlenen mitingle 29 Ekim’i gölgeliyor. İktidar olanaklarıyla yurttaşların duygularını ajite ederek ve kilometrelerce uzaktaki havaalanına taşıyıp iaşe ederek aslında yerel seçim öncesinde tabanı konsolide ediliyor!

Merkez Bankası gibi siyasi iradenin emriyle hareket eden TRT; müzik kanalı hiç sunmazken, Cumhuriyet Kutlama Programını erteliyor.

Halbuki bunlar, Filistin Kurtuluş Örgütü’ne destek için Filistin-İsrail savaşına katılmaya giden özgürlük savaşçılarını “kominist” ve “katli vacip” diye ilan etmişlerdi. O gün Filistinlilere düşmanca davrananların, bugün timsah göz yaşı dökmeleri inandırıcı oluyor mu?

*****

Cumhuriyet, demokratik laik hukuk düzeni rejimidir. 1912’den 1922 yılına kadar savaşan, Halife Sultan’a rağmen Mustafa Kemal liderliğinde ve kuvayi milliye ruhuyla ayağa kalkan halk tarafından kurulmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Osmanlı Devleti külleri üzerinde ve savaş yorgunu halkla birlikte bir devlet kurdu. Bu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Tam bağımsız olması için ekonomik ve eğitim seferberliğini başlattı. Türkiye kalkınma ve aydınlanma mucizesini başardı. Kazmanın ucuyla yurt “demir ağlarla” örüldü. Eğitim seferberliğiyle aydınlanma; hızlı kalkınma için üretim kurumları (KİT) gerçekleştirildi.

Ama Osmanlı Hanedanlığı gibi üretmeden israf boyutlu yaşayan zihniyet; Atatürk düşmanlığıyla Türkiye’yi “dar’ül harp” kabul etmiş. Cumhuriyetin bütün kazanımlarını yok pahasına elden çıkarıp laik rejim karşıtı yandaşlara servet transferi yapmıştır.

Emperyal ABD’nin BOP eş başkanlığı üstlenekle siyasal İslamcı düzene geçişin taşlarını döşeniyor. Osmanlı Devleti’ni değil, Osmanlı hanedanlığı yüceltiliyor. Yerine kendilerini kaim ediyor. Siyasal İslamcı terör militanlarını özel afla serbest bırakılırken Türk Ordusunun saygın komutanlarını zindanda çürütülüyor. Halk, “kahrolsun istibdat yaşasın özgürlük” diye haykırmak zorunda kamıştır.

Anayasa ve AİHM kararlarına rağmen TBMM üyeleri bile hapiste tutularak otoriterlik provası yapılmaktadır. Mülkün temeli olan adalet, muhalifleri sindiren silah haline getirilmiştir. “Hukukun üstünlüğü” artık bulunmuyor. TBMM dahi baypas edilmiştir. Adım başı cami yapma populizmne rağmen ahlak çürümesi gerçekleştirilmiştir.. Din işleri görevlileri okullarda öğretmen yapılarak ve formasyon sahibi eğitimlilerin atamaları yapılmayarak aydınlanma hareketi dumura uğratılıyor! Çağın değil, ortaçağın toplumu yaratılmaya çalışılıyor!

Bu durum; muhalefet veya karamsarlık belirtmek için değil; son yirmi yılda Türkiye’nin evrildiği halı göstermek için bir saptamadır

Cumhuriyet kurulduğunda erkek nüfusun yüzde üçü, kadın nüfusun yüzde biri okur yazar idi. Çoğu da gayri müslim idi. Eğitim seferberliği ve “harf devrimi” ile on yılda toplam nüfusun yüzde altmışı okur-yazar hale getirildi.

Bu gerçeği çarpıtan dinbazlar; halen “bir gecede mezar taşlarımızı okuyamaz hale getirildik” yalanına devam ediyor. Mezarları yok ederek üzerine gökdelenler diken ikiyüzlü ahlaksızlık; Emevi türü din sapkınlığından bile kaçınmıyor! Gençlerin işsiz, emeklilerin geçimden aciz bırakıldığı koşullarda, insanları cehle sürükleniyor; Arapça ibadet özendirilerek hem insani hem İslami ahlakı yok ediliyor. Adeta Osmanlı’nın Halet Efendi devri yaratıldı.

Bütün bunlara rağmen demokratik laik hukuk rejim olan Cumhuriyet; Atatürk’ün emanet ettiği çağdaş Türk Gençliği tarafından “ilelebet” yaşatılacaktır.

Kurtuluş Savaşında olduğu gibi emperyal projeler ile işbirlikçiler, er geç hüsrana uğratılacaktır.

Ulusumuzun onuru ve çağdaşlaşmanın umudu olan Cumhuriyet; çok yaşayacaktır.

<