ÇİÇEK DESENLİ YORGANLAR…
Zaman zaman haber verdiğim gibi, Barbaros Anıtının yer aldığı meydanda, ata yadigarı toplar ile alanın bir köşesinde sahipsiz simitçi tezgahı bulunuyor.
MEYDANDAN GEÇENLER
Bu meydandan kimler kimler gelip geçti. Bizanslılar,Cenevizliler, Barbaros Hayrettin Paşa , Fatih Sultan Mehmet, Kanuni ve diğer padişahlar geçti.. Sonunda onlar vefat ettiler.
Sonunda sıra bizlere gelince ben de buradan sıkça geçiyorum . Bugün de buradan Dolmabahçe Sarayına,Deniz Müzesine, Ortabahçe caddesine gidenler geçiyor. Ben de Ortabahçe’ye gidiyorum.
TEZGAHTAN GEÇENLER
Bu simitçi tezgahından da bir çok insan gelip geçti. Tezgahı bir süreliğine de olsa sahiplendiler. Bunların kimi su sattı,kimi salep,kimi simit sattı. Ancak buradan bu kadar gelip geçen olmasına rağmen kimse burada bir dikiş tutturamadı. Köründen topalına,yaşlısından gencine çok insan geçti. Sonra onlar da kayboldu. .
ÇİÇEK DESENLİ YORGANIN İÇİNDE
Bugünlerde de buralarını evsizler mekan tutuyor. Çiçek desenli yorganlarını başlarına çekip uyuyanlar görüyorum. Pet su şişelerindeki balileri çekiyorlar.
Dün bunlardan birine yanaştım. Yorganı başına çekmiş oturuyor gibi yatıyordu. Ama oturamıyor,sırtını verdiği simitçi tezgahının önünden yıkılıyor…Kolunu sarstım ;
- Hey burada yatma , dedim.
Havalar soğuyunca gidecekmiş . Havalar artık soğumuş ve yağmurlar başlamıştı..
Eline birkaç kuruş sıkıştırdım. İlerideki simitçiden simit almasını söyledim. Adam teşekkür etti, tekrar bayıldı. Oradan ayrıldım.
ZABITA VE ALO 155…
Rahat edemedim. Sinanpaşa Camisinin yanındaki zabıtayı olaydan haberdar ettim. Zabıta;
-Maalesef bunlardan çok var, yarın barınacak bir yer bulurlar, dedi. Ben;
-Yarına kadar ölmezse,dedim.
Mesai saati dolduğundan bir şey yapamazlarmış. Kararlıydım; alo 155’i açtım. Zar zor polise yeri tarif ettim. Polis ;
-Tamam, oraya bir ekip göndereceğim,dedi.
Gönderecek miydi? Onbeş yirmi dakika bekledim. Trafik yoğundu. Belki de ekip trafiğe takılmıştı;
-Benden bu kadar, deyip meydandan vapurla Üsküdar’a geçtim. Oradan da Doğancılar parkına kadar yürüdüm.
GENE ÇİÇEK DESENLİ YORGAN…
Paşakapısı cezaevine gelince karşı kaldırıma geçtim. Marketin yanında bir bankamatikten para çekenler, onların yanıbaşında da yerde yatan gene o çiçek desenli yorganı gördüm. Adam derin uykulara geçmişti.
Yandaki küçük lokantaya gittim. Adam çoktan umutlarını kaybetmişti. Müşterisi şişman bayana paket hazırlıyordu. Müşterisine döndü;
-Çok var bunlardan, dedi. Sonra bana amaaan, der gibi ;
-Karışma garibana yatsın,dedi.
Yatsın da ,belediye ve devlet en azından bundan haberdar edilmeliydi. Şişman bayan,bana hak verdi;
-Haklısın, dedi.
Alo 155’i çevirdim. Telefona gelen memura kendimi tanıttıktan sonra ,olayı ilettim. Memura olayın geçtiği yerin koordinatlarını, kıta, mahalle ve sokağı Ben buraların yabancısıyım;
-Paşakapısı cezaevinin karşısında bankamatikler var onların önünde, bir köşede; çiçek desenli bir yorganın içinde , dedim. Polis memuru;
-Peki ekip göndereceğiz , dedi…
Gönderdi mi bilmiyorum.
Oradan geçip evine giden milli piyangocuyu durdurdum,bileti uzattım. Piyangocu bilete baktı;
-Son iki rakamı tutturmuşsun, dedi.
Her şey tamam da peki bu çiçek desenli yorganlar ne anlama geliyordu?..