ÇAĞIMIZIN DOLANDIRICILIĞI ÇİFTLİK BANK
Değerli okurlar, bu haftaki konumuz 25 yaşında gencecik bir dolandırıcılık konusu üzerinedir. Konuya girişmeden önce, Cumhuriyet tarihine 1923'e gitmek istiyorum. 1923 senesinde İstanbul'da doğan Osman Ziya Sülün başta kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları, tramvaylar olmak üzere birçok kamu malını ve tarihi eseri halka satarak ya da kiraya vererek büyük paralar kazanmış. Çevirdiği işler ve yaptığı savunmalarla fıkra gibi bir hayat yaşayan Sülün birçok filme ve kitaba da konu olmuştur. Bakın, ilk kurbanı kiracısı olduğu evin sahibi olmuş. Söz konusu Sülün Osman olunca insan merak ediyor ama pek bir detaylı bilgi yok, sadece yolculuğa oradan başladığı iddia ediliyor. Sonrasında Dolmabahçe’nin önüne birkaç arkadaş gider, saat ayarlama parası alırmış. Şimdi hepiniz nasıl yani? demiş olabilirsiniz. Adam Dolmabahçe Sarayının önünde durup saate bakarak kol saatini ayarlayanlardan para alıyormuş. Benzer bir olay, Taksimin, göbeğinde yaşanmış. Taksimin girişine kocaman bir paspas atmış ve ayakbastı parası toplamaya başlamış. Ne kadar kazanıyorsun sen buradan? diyenlere taksimin tamamını satmış. Galata Kulesi meselesinde, Sülün Osman yakayı ele vermiş ve mahkeme karşısına çıkmış. Galata Kulesi'ni de sahiplenen Osman, kusura bakma hâkim bey. Memlekette Galata Kulesi'ni satın alacak insanlar olduğu sürece ben bu kuleyi satarım sözleri ile kendini savunmuştur. Sülün, Tarzan Çetin'in ormandaki kulübesini satmaya kalkınca durumu fark eden Tarzan Çetin'den büyük bir dayak yemiş. Neredeyse hasta hanelik olan Sülün ''Daha önce böyle dayak yememiştim'' demiştir. Böyle daha nice, falcılık, büyücülük, gittiği bardaki kadınları dolandırması ve birçok olaya imza atıyor. Bu arada takdir edersiniz ki bu işleri sonu hapishane ile biter. Sülün Osman’ın cezaevine girme hikâyesi Galata Kulesi’ni satmak istediğinde hâkimin karşısına çıkışı dönemidir. Ancak cezaevinde de durulmayan Sülün Osman hemen hemen her röportajında dolandırmaya çalıştığı insanların herhangi birileri ya da fukara olmadıklarını, kolay yoldan para kazanmaya çalışan ve hatta kendisini dolandırmaya çalışan kişiler olduğunu belirten Ziya Osman Sülün, 20 Nisan 1962’de hapisteyken 'Alınteri ile Yaşamak' konulu konferansta vermiştir.
İşte Sülün Osman döneminden, bu döneme kadar bu ve benzeri birçok isim ve vaka vuku bulmuştur. Ancak bugün her şey çok daha farklı bir seviyeye gelmiştir. Belki artık, saatiniz ayarladınız diye kimseye para vermezsiniz ya da Taksim’e gidince biri sizden ayakbastı parası isterse inanmaz hatta dövüşür veya da polise başvurursunuz değil mi? Ancak, birileri sizin o güzel manevi ve milli duygularınızla kanınıza girmeye çalışıyorsa? Mesela helal konut diyerek milletten para toplanarak, konutlar bitmeden kaçanlar oldu. Bugün de faizsiz ticari kazanç adı altında, yani helal dairesi içerisinde olduğu iddia edilen bir para kazanma sistemi. Çiftlik Bank, aslında paranızı faize koymuyorsunuz. Sözde, paralarınız yumurta, süt, hayvan satışı gibi gelirlerden kar payı alıyor. İşte insanlarımızın iyi niyetleri günahtan dahi uzak durma güdüleri sayesinde, 77 bin insanımız maalesef dolandırıldı. Şirket sahibi bulaşıkçılıktan, rap sanatçılığına kadar değişik işler yapmış 25 yaşında bir genç ve bugün kendisi yurtdışına kaçmış vaziyettedir. Ancak eşi gözaltına alındı ve ifadesinde ki başlıklar şöyle. Diyor ki; İlk sisteme dâhil olan kişi 16 yaşında, ilk başta para yatırılan kişilerin parasını günlük yerdi. Sonrada önce para yatıran kişinin parası, sonra para yatıran kişinin hanesine ilerleyen günlerde kar olarak gözükmeye başladı. Ancak, bir süre sonra 30 gün için de yavaş yavaş muadillerin hesapları giriş yapılamaz hale gelince, kişiler konuyu mahkemeye taşıyorlar ve şuanda şirkete kayyum atanmış vaziyettedir. Ancak olayların bu noktaya geleceğini daha önceden planladığı için çeşitli platformlar sayesinde parayı, yurtdışına çıkarmayı başarmış ve sonrasında da inşaat işi ile Uruguay ülkesine yatırım yaptığı için o ülkeden vatandaşlık almıştır. Dolayısı ile bugünde kendisi oradadır. Parayı verirken, belki hiç kimse olayların bu seviyeye geleceğini tahmin edemezdi. Herkes iyi niyeti ile bu sisteme giriş yaptı. Evet, ama başımıza ne gelmişse, iyi niyetimizden gelmektedir. Vatandaşında yapacağı bir şey yok. Kendilerine has düzenledikleri gecelere, tanınan birçok sima iştirak edince, istemsiz bir güven oluşmuş mağdurlarda. Bugün yapılacak en güzel şey, Uruguay devletine gerekli bildirimlerin yapılmasıdır. Kanunen vatandaşların haklarını aramaları üzerinedir. Ancak, ülke olarak artık birçok şeye uyandık. Gözlerimiz, oldukça açılmış vaziyette. Lakin, gene de dikkatli olmak gerekir. Çiftlik Bank bir banka değildir. Bank ismini kullanan bir şirkettir. BDDK veya SPK gibi devletin denetleyici kurum ve kuruluşları ile bağı var mıdır? Yok mudur? Mutlaka araştırılması gerekmektedir. Gözü açık bir millet olduk eskiye nazaran evet ama bugünün dolandırıcıları da, eskinin üstüne yeni fikirler katarak yeni bir seviye oluşturmuştur. Bunu da çok iyi görmemiz gerekiyor. Haftaya görüşünceye dek esen kalın. Hoşça kalın.