BUNDAN İYİSİ CAN SAĞLIĞI
İki ikiz takımın maçı vardı sahada özellikle ilk yarıda. Önde basan, koşan, kora kor mücadele eden,
kafaya tekme uzatan iki takımın sert oynayacağı belliydi maç öncesinde. Fenerbahçe Giuliano’yu
santrafora yakın oynatmaya başladı ya bir kaç haftadır, kazanma serisinin ilk anahtarı buydu zaten. İster
4-2- 3-1 diyin, ister 4-4- 1-1 diyin oyun artık Brezilya’lının üstüneydi. Kocaman haklıydı. Alex ile Giuliano
bir terazinin iki farklı kefesiydi. Haklıydı çünkü karşılaştırılmaları abesle iştigaldi. Giuliano, Alex’e göre
daha hareketliydi ama Alex yeri geldiğinde tek başına maç alan, takımını organize edendi. Giuliano
Kasımpaşa’nın aksine daha sert bir rakip bulunca geçen haftaki hünerlerini pek gösteremedi Bursaspor’a
karşı. İlerki haftalarda Giuliano’nun etkinliğinin daha iyi olacağını düşünüyorum. Penaltılar Alex gibi ama
frikikler henüz değil!
Le Guen Bursaspor’u çok iyi hazırlamıştı karşılaşmaya. Takımı yavaş ancak sağlam adımlarla
toplamıştı 24 puanı. Yenerlerse Fenerbahçe’nin üstünde yer alacaklardı. Kağıt üstünde 3-5- 2’yi
oynuyorlar. Haftalardır bu böyle. Fakat Fenerbahçe atağa geçtikten sonra gördük ki 4’lü-5’li savunmaya
adapta oldular hemen. Barış-Aziz ikilisinin işi çok zor bu dizilişte. Nefeslerini iyi ayarlamak zorundalar.
Hücumda önde, savunurken arkada olmaları gerekli sürekli. İkinci bölgede kenarda oynamak hakikaten
ağır bir yük onlar için. Bursaspor ilk yarı Fener’e karşı denk oynarken ikinci yarı çok kapandı gereksiz bir
şekilde.
PLAN 4-6- 0’ mı?
Jorquera-Batu ile De Souza-Topal ikilileri orta merkezde her iki takım adına da oyunu
yönlendirecek hamleler yapamadılar. Fransız teknik adam orta sahasının zayıf kalmasına neşteri hemen
vuracaktı Kocaman’ın aksine. Ancak Le Guenbu hamlesiyle yenmeye değil yenilmemeye karar vermişti
aslında. Jorquera üç yerin oyuncusuydu. Merkez, forvet arkası ve takım tıkandığında santrafor bile
oynayabilirdi. Batalla ileriyi organize ederken, Şili’li oyuncu orta alana yön verecekti hesapta. Ancak Paul
hoca hazır yukarı çıkmışken puan tablosunda, alacağı beraberlikle yukarda kalmayı istedi. Yanlış da
değildi doğrusu. Kazanamayınca kaybetmek istememişti Jorquera’yı dışarı alarak. Oyuna giren Ricardo
Faty daha defansifdi. O da Jorquera gibi üç pozisyonda oynayabiliyordu. Stoper, defansif ön libero ve
merkez orta saha oynamasıydı hünerleri.
Le Guen oyuna böyle başlayınca, Fenerbahçe yavaş yavaş kontrolü ele almayı başladı düdükle
beraber. İlk yarıda sadece Behiche’in ortasında tehlike yaratan Bursaspor, 0-1 geri düştükten sonra
oyuna sürekli santrafor almasına rağmen tek pozisyonu Delarge’ın şutuydu 88’de.
Kocaman karşılaşma öncesi test maçı demişti. Deplasmanda oynanan Antalya maçından daha zor
bir maç olduğu muhakkaktı Bursa maçının. Derbi tadındaydı. Ne de olsa şampiyon apoletliydi yeşil
beyazlılar ve çok başarılı bir hocaya sahiplerdi üstelik. Janssen-Giuliano, Alper-Giuliano ikilileri fena işler
yapmamışlardı son iki maçdır. Çoğu Fenerbahçe taraftarı eyvah demiştir Janssen çıkınca ama Kocaman’ın
kafası fena halde karışacaktır Bursa maçından sonra. Soldado’nun hem penaltı yaptırması, koşucu ve
gezgin oyunu, şutlar atması, hatta zaman zaman orta alanın solunda, Köybaşının önünde Giuliano’yla
üçgenler yapması Aykut Hoca’nın sürekli resmini çizdiği sistem takımının farklı renkleridir sahaya
yansıyan. Sahi bir ara Şener-Dirar- Valbuena beraberce sağ kanattalarken, İsmail-Giuliano- Soldado üçlüsü
de sol kanadı parsellediler birlikte. İşte bu 5-10 dakikalık görüntü Kocaman’ın santraforsuz oyunu
sevmesinin ipuçları gibi geldi bana. Forvet de olsa, takımın ihtiyacı olduğunda hem kanada hem geriye
gelmeliydi kim olursa olsun Kocaman’ın anlayışında.
KOCAMAN OZAN’ı DEFTERDEN SİLDİ mi?
Oyun 0-1’e gelince kısmi bir satranç izledik hocaların karşılıklı değişiklikleriyle. Sinyor Paul, Delarge
değişikliğyle maça ortak olmak istedi. Kocaman’sa tek farklı öne geçtikten sonra Ozan’la korumak yerine
Valbuena ile Bursaspor’un atağa kalktığında boşaltacakları noktalara kontra yapmayı hedefledi. Geriye
yaslanmaktansa1, savunurken bile topu kendi alanından uzakta tutmayı amaçladı. Doğru karar vermişti
Kocaman. Ancak oyunun son 2 dakikasına girilirken Ozan’ın yerine Oğuz’un girişi pek manidadır kanımca.
Herkes hata yapar, bu elbette bir klişedir ama tek farkla Bursa gibi bir rakibe karşı oyuna tecrübe girer,
tecrübesiz değil. Kocaman’la Ozan’ın arasında kara kedimi var dersiniz?