SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

"BOŞ VERME" ALGILARI..

Her gün, ömrünüzden silinen bir günün hüzünlü kaybına takılmayın.

Düşünür Panin’in ünlü sözünü hatırlatalım:

“Gençlikte günler kısa, yıllar uzun, yaşlılıkta ise yıllar kısa günler uzundur..”

Harvard Üniversitesi psikoloji profesörlerinden Skinner’in, gençlikten yaşlılığa uzanan yolun tarifi şöyledir:

“Yaşlılık hakkında ilk düşünmeye başlanılan zaman elbette yaşlandığımız zamandır. Yaşlılık genellikle birden çıkar ortaya. Ağır ağır sokulur ve insanı genellikle gafil avlar. Çünkü kişi hazırlamamıştır kendini buna.”

Söylemek istediğimiz, gençlikte yollar aşılırken, tadını çıkaracak fırsatlar elinize geçtikçe, olanakların elverdiği bütün çarelere başvurun.. Yaşam düzenleri gençlikte kurulur. Şayet yaşam biçimlerini yeni tercihlere yöneltmemiş iseniz bulunduğunuz yolda çözümsüzsünüz demektir. Yıllarca bir çok şeyin içinde bocalayanlar, bir günlüğün her günkü bölümünde daima zamanı öldürürler. Hiçbir şey yapamamak günlük sıkıntıları davet eder. Bunalım ortaya çıkar. Bunun doğal sonucu depresyondur. Kişiliğinizi belirleyen pozitif duygularınız olmadığı vakit sürekli değişim, fiziksel bedeninizi yıpratır. Gençlik yıllarında geleceği hakkında olumsuz düşünenler, önlerindeki uzun yollara güvenmesinler. Bilgin Panin’in dediği gibi, “gençlikte günler kısa, yıllar uzun görünür..” İnsan kendine zarar vermiş bir ömrü boşuna tüketmiş olur. Amaç olmayan yerde zaman buhar olup uçar gider. Düşünün ki yaşlılıkta, yararlanamadığınız bir gençliğin ihtiyarlığa hiçbir faydası kalmaz. O halde neler yapılmalıdır? Yazımızın başından beri izah ettiğimiz en tehlikeli süreç , gençlik yollarında başlar. Bizim toplumumuzda gençlerin yaşlılığa hiçbir hazırlığı görülmez. Gençler geleceğe karşı genellikle ürkek ve çekingendir. Yaşadıkları ortam, çevre ve sosyal ilişkilerin bezginliğin ve yorgunluğuna göre bir yaşam biçimine yatkın kimselerdir. Kendilerini kadere bağlı gençlik suçlusu olarak algılarlar. Onlar için gelecek zaman aldatıcı ve hoşlanılmayan bir akıştır. Bu nedenle gençler “boş vericiliği” daha çekici bulmaktadırlar. Yaşlılar “çok şükürler” yaşamlarını zenginleştirme yolunu uygularlar. Bundan da büyük ölçüde kazançlı çıkarlar. Yaşlılıkta çöken bedenlerini bununla zinde tutmaya çalışırlar.

Ömür bir dalga kıran gibidir. Geride iz bırakmaz, sürüklediğini alır götürür. Yaşama karşı gençlikte ortaya çıkan bezginlik, üzgünlük yakınmalarına aynen dalga kıranlara benzer. Mevsimler geçer, ağaçlar yaşlanır ama, yakınmalar, gençliğin yolunda hep engel olarak kalır. Kötü bir yolda araçla gidilirken sarsıntılar rahatsızlık verebilir.

Geleceğinin gerekçesi ne olmalıdır? Üzülmemize gerek yok.. Yeteneklerinin farkında olan aydınlıklı kafalı, düşünceli genç beyinler, umutlarının tesellisini depresip hallerde sıyırıp, depresyon baskısından kurtardıkları gün, “boş vermişlik” illetinden sıyrılırlar. Uzun gibi görünüp birden eriyen gençliğin zamanlamasına engel olabilecek birimi seçmiş olurlar.. Bu konuda eğitim kurumları, becerikli davranabilirse doktor hastanın ayağına gitmiş olur..

AKILDA KALANLAR: “Gençler yapacaklarını, ihtiyarlar yaptıklarını söylerler, aklı başında orta yaşlılar hiç birini söylemezler..”

<