Binbaşı'dan bir Erzurum fıkrası
Değerli asker emekli binbaşı Asım Yekeler ‘Fıkra denizinde kahkaha dalgaları adını verdiği kitabında bir Erzurum fıkrası anlatmış.
Ramazan günlerinden birinde, Erzurum’da ayyaşın biri içmiş. Bir inşaatın temel çukuruna düşmüş. Bütün gün seslenip durmuş.
-Çimse yok mi?!
Geçenler duruma bakıyor, sarhoş olduğunu anlayınca,
-Ramazan günü içmiş zındık diyerek geçip gidiyorlar.
Sonunda insafı fazla olan bir Erzurumlu adama seslenmiş.
-Seni bu aşağıdan çıharıram Ancak bene söz ver, Bir daha içmeyeceğini söyle.
Sarhoş bunun üzerine yüzünü öte tarafa çevirip seslenmesini sürdürmüş.
-Başka çimse yok mi?!
Xxxx
İnsanların emelleri, istekleri, arzuları vardır. Kazanmak her kişiyi sevince, kaybetmek de üzüntüye boğar. Ama durup düşünmek lazım. Kazansaydım neler olacaktı, kaybettim neler olacak. Ya da kazandım neler oldu, kaybetsem neler olacaktı.
Esasında insan kazanmak istediği şeyin değeriyle çok ilgilenmez. Kazanılan şeyi kazanmak çok önemlidir. Bir de o kazanılan şeyin kendisinden çok, getirisi değerlidir. Ya da değerli addedilir.
Xxxx
Bir hedefe iki talip varsa, ya da birden fazla talip varsa mutlaka birisi kazanacak diğeri ve diğerleri kaybedecektir.
Kazanan sevinecek, şenlikler yapacak, kutlayacak, şımaracak, taşkınlık yapacak, ölçüyü kaçıracaktır kimi hallerde.
Şaşırmamak gerek İnsan davranışı budur. Kaybedenlerin her biri de kazansaydı, kazanan gibi davranacaktı. Şımaracak ve taşkınlık yapacaktı. Farklı davranmayacaktı. O değil de şu kazansaydı demeyiniz. Mevcut kazanan nasıl davranıyorsa, kaybeden kazansaydı o da onun gibi davranacaktı. Hayat bu, insan bu.
Xxxx
Hiçbir insanın her yaptığı, her düşündüğü doğru olmadığı gibi, hiçbir insanın her yaptığı da yanlış değildir. Herkesin iyisi de-kötüsü de, yanlışı da-doğrusu da, alçaklığı da, şerefi de vardır. Toptancılık hep yanıltır. Genelleme hep hataya düşürür. Toptancılıktan, genellemeden kaçınmak şart. Hiç kimse searapa fazilet değildir, hiç kimse de serapa alçaklık değildir. İnsaf ve ölçü hiç vaz geçilemeyecek iki kutsaldır.
Xxxx
Hiç kimse, hiçbir idea, hiçbir düşünce insanları felakete atmalıyım, bunun için çareler bulmalıyım demez. Şeytan hariç. Sadece şeytan, insanları Allah’dan uzaklaştırma hedefiyle kıyamete kadar izin istemiş ve o izin ona verilmiştir. Bunun dışında hiç kimse kötülük yapmak emelinde değildir.
Herkes farklı düşünür ve insanlığa faydalı olmaya, ama kendine de faydalı olmaya çaba harcar. Fakat şartlar insanı kahraman yaptığı gibi alçak da yapabilir.
Xxxx
Ruh bilim, davranış bilimi davranışçılık öbeği vardır.Derler ki insan içinde bulunduğu şartlara göre davranır. Şartlar insanı katile, hırsıza, alime, veliye çevirebilir.
Mesele şudur. Tüm dini bilginize, tüm Mevlana sözleri tekrarlamanıza, tüm Yunus şiirleriyle kitlelere seslenilmesine, tüm tasavvuf terbiyesine rağmen, kişisel ya da roplumsal bir olay karşısında, can havliyle, her şeyi unutuluyor mu, unutulmuyor mu?
Eğer olay anında tüm din ve tasavvuf bilgisi ortadan çekiliyor, sıradan bir canlının can havliyle hareket etmesini tekrarlıyorsa insan, fazilet noktasında nokta kadar ilerlememiş sayılamlı değil mi?