Kerim EVREN

Kerim EVREN

BERLİN'DE İKİ TÜRK KIZI (2)

Ve dördüncüsü; iki hafta sonra olimpiyat efsanesi bir Türk kadınının 104'üncü doğum yıldönümünü kutlayacağız. İlk kez 1936 Berlin Olimpiyatları'na katılan iki Türk kadın sporcudan biri olan Halet Çambel'in (26 Ağustos 1916 - 12 Ocak 2014)... Bu konuda tarihe geçen diğer kadın sporcumuz, Suat Aşani Fetgeri (22 Eylül 1916 - 22 Nisan 1970).

Çambel ile Fetgeri'nin Berlin'de yarıştıkları dallar da ilginçtir; -futbol spikerinin yaptığı gibi- cinsiyetçi bir yaklaşımla değerlendirilecek olursa 'şövalye sporu' sayılabilecek "eskrim".

İki genç, Arnavutköy Kız Koleji’nde öğrenciyken Rus eskrim hocası Nadolsky’den ders almışlar. Halet Çambel, öğrenimini Paris Sorbonne Üniversitesi'nde sürdürürken de eskrimi bırakmamış. 

Atatürk’ün isteğiyle Türk kadınlarının da olimpiyata katılımına  karar verilmiş ve Çambel ile Fetgeri oyunlara gönderilmişler.

Fetgeri'nin babası, BJK'nin kurucularından, o tarihte Güreş Federasyonu Başkanı olan Ahmet Fetgeri.

Halet Çambel'in babası ise Hasan Cemil Çambel; Prusya Askerî Akademisi’ni bitirmiş, sonra cumhuriyet döneminde uzun yıllar milletvekilliği yapmış, Türk Tarih Kurumu’nun kurucularından. 

Halet Çambel, babasının ataşe olarak bulunduğu Berlin’de doğmuş. Baba Hasan Cemil Bey, Atatürk’ün arkadaşı; alçakgönüllülük anıtı. Bir gün Atatürk, kendisiyle söyleşirken iki Türk kızının olimpiyatlara katılmasından duyduğu memnunluğu dile getirir. Halet'in, Hasan Cemil Bey'in kızı olduğunu bilmemektedir. Hasan Cemil Bey, 'söylersem böbürlenmiş, kendime pay çıkarmış olurum' düşüncesiyle 'o benim kızım' demez, diyemez.

Zamanın "devlet adamlığı terbiyesi"...

HİTLER'E ÇİFTE DARBE

1936 Berlin Olimpiyatları'nın asıl çarpıcı tarihsel yönü, Almanya diktatörü Hitler'in 'üstün, ari ırk' tezinin ağır yara almasıydı. ABD’li siyahî atlet Jesse Owens, Hitler’in gözü önünde dört altın madalya birden kazanmış, olimpiyatların simgesi olmuştu.

Führer'e bir darbe de 20 yaşındaki Türk sporcu Halet Çambel'den gelecekti. 

Diktatörün mihmandarlarından biri Halet Çambel'in yanına varıp "Sizi Hitler'le tanıştıracağım." der. Devamını, Çambel'in kendisinden aktaralım (2):

"Biz dedik ki ‘Hayır, biz Hitler’le tanışmayız ve elini sıkmayız; çünkü, eğer devletimiz göndermeseydi biz zaten gelmezdik. İstemiyoruz!’

O iş öyle bitti. Sonra Jesse Owens isimli bir koşucu kazandı atletizm yarışmasını. Tabii o 'ari ırk' teorileri falan hepsi battı. Kıyametler koptu!"

II. Dünya Savaşı yıllarında (1940) Türkiye'ye kesin dönüş yapan Halet Çambel, akademisyenliği yeğleyecek, bu arada mimar Nail Çakırhan'la evlenecekti. Arkeoloji dalındaki üstün başarılarının yanı sıra Güneydoğu Anadolu köylerinde tek başına okuma yazma seferberliği uygulayacaktı.

Bir gün -Türkiye'nin hiç değişmeyen ayıbı- 'fikir suçlusu' olarak Nâzım Hikmet'le aynı cezaevinde kalan kocası Nail Çakırhan'ı ziyarete gidecek, onunla görüştürülmeyince de ortalığı birbirine katacaktı. Nâzım Hikmet, bu ziyaretçiden şöyle söz edecekti (3):

"Bağıran, genç ve güzelliği tuhaf bir kadın. Babası mebus. Kocası komünist..."

Evet... ABD'li kadın romancı Ayn Rand gibi Halet Çambel'in de bir objektivist olduğunu söyleyebiliriz. O bizim objektivistimiz:

"Soru, bana kimin izin vereceği değil, beni kimin durdurabileceğidir."

Ama, Türk toplumunu çok iyi tanıyan biri olarak iyimserliği hiç elden bırakmamıştır, Halet Çambel. Örneğin, şu bilgece söz de ona aittir:

"Belki durum umutlu da biz onu ciddiye almıyoruz."

GRAM GRAM 'EPİGRAM'

Çığır barış türkülerini

Yılmadan.

Yalandan değil

Yılandan...

Sol anahtarın olsun.

1) Objektivizm: Kişinin kendi yetenek ve zekâsına inan(dırıl)arak özgüvenini kazanması. İlk olarak psikiyatr Alan Blumenthal tarafından, romancı Ayn Rand'ın kitaplarından esinlenilerek ortaya atılmış psikoterapi yöntemi. (Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi)

2) Socrates dergisi, Haziran 2017 sayısı

3) Nâzım Hikmet; "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim", Gün Yayınları, 1967

(Bitti)

<