CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

BEN İSTANBUL'DAYKEN...

Ben İstanbul’dayken Beşiktaş’ta çalışır, geceleri   Üsküdar’a  geçerdim. 

Akşam vapurunda  beş  sularında , güneş  solar,  yorgun düşer .

Vapurlar hüzünlü yolcularını karşıdan karşıya taşır. Yolcular batan akşam güneşinde sararıp solar, ağaçtan bir yaprak daha düşer;   iç  sıkıntısından denizler kararır...

Ben İstanbul’dayken... Martılar ; akşam olunca  rıhtımda Maraşlıyı  beklerler. Maraşlı lokantacı esnafından yemek, ekmek artıklarını toplar.

Kızıl yıldızlı beresiyle  Maraşlı , sırtında ekmek çuvalları taşır.  O; 

 “ Bütün dünya’nın  martıları temiz bir dünya için birleşiniz!”

sloganını patlattığında  bütün kuşlar kolkola girip uygun adımla;   kanat çırparak  enternasyonal martı marşı  söylerler : 

Trap rap rap....

“...Bu kavga, en sonuncu kavgamızdır artık / Enternasyonal ile kurtulur insanlık...”

Trap rap rap...

Kızıl yıldız bereli , Castro sakallı  Maraşlı, bir orada bir burada , sırtındaki ekmek  çuvalıyla rıhtımda;  martıların göz bebeklerinde devrilir. 

Kanat çarparak,  martılar yürüyüşe geçerler...

Trap rap rap...

Köprü altında yatar  bir serseri..

Bir adı da var; Düzceli...

Geceden kalma ; bali çekmiş uyuşmuş elleri... Elleri elinde değil, kollar omuzunda degil; Düzceli kendinde değil...

Kalksana ulan  Düzceli !  Kalk ve  bak!  Üsküdar’da sabah oldu... 

Bülbül sesli müezzinler minarelere üşüşürler birazdan ...

Kalk Düzceli kalk!..

“ Namaz uykudan hayırlıdır...”

Düzceli bali  çekip matiz olmuş ! Bu gidişle zor ulaşır köyüne...

Ben İstanbul’dayken, Üsküdar’da; çiçekçiler çiçek bağlar . Tavşanlar zıp zıp zıplar . Korkak fareler sinik dolaşır  seyyar tezgahlarda.

Rap rap tavşanlar trampet çalar. 

Uzun kuyruklu kurbağalar zıp zıp zıplar...

Ben İstanbul’dayken herkes bir yerlere koşardı ; vapurlara , dolmuşlara , otobüslere ...

Gene ben İstanbul’dayken  akşam ezanı  okunduğunda  ;

...koşun kurtuluşa../...koşun duaya... 

Koşuyorum...

İstanbul ‘da herkes koşuyor...

Anladım sonunda ; 

Ben de  kendime , kendi iç dünyama   doğru koşuyormuşum meğerse ; İstanbul da bana koşuyormuş...

 

<