CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

BİLENLER - BİLMEYENLER

Sevgili dostlar, ilk insanların Doğu Afrika’da yaklaşık 300 bin yıl öncesinde ortaya çıkışından beri insanlık tarihini oluşturan Paleolitik Çağ ( Eski Taş Devri ) ile birlikte, en azından günlük yaşantıyı sürdürebilmek açısından insanlığın öğrenme süreci de başlamış oldu. 

 Sonrasında öğrenmenin sayesinde bilimsel buluşlarla birlikte teknolojik gelişmelerin sağlanacağını da keşfeden insanoğlu, 1789 Fransız İhtilali ile birlikte Yakın Çağa adımını attığında, artık bilmenin ve öğrenmenin önünde engel olmaması gerektiğini de  kavramıştı. Akabinde ardı ardına açılan üniversiteler bilim adamları yetiştirmek yolunda yarışa girerken, ipi göğüslemeye yakın olanlar da her seferinde diğerlerinden hep bir adım önde olmanın gururunu yaşıyordu.

İşte bunlar, bulundukları ülkelere ve kendi etrafına ışık saçan  “ BİLENLER “ olarak ünlü ya da ünsüz hayatın içinde yer aldılar. İyi ve güzel olan şeyleri bizlere sunmaktaki maharetleri, iyi ve güzelin ne olduğu konusunda bizleri aydınlatmaktadır.

Kendileri tanınmak istemeseler dahi, onları bilmek, tanımak hayatı boş yaşamadığınızın göstergesidir..

Hayatın tebessümle yaşadığınız her anında bilmekle ilgili bir tılsım mutlaka vardır. Çünkü bilmek, elinize aldığınız bir işi başarıyla sonuçlandıracağınızın garantisidir. 

Dolayısıyla bilen birisinden korkma, çünkü o her zaman bilgisiyle en iyi, en olumlu sonuca ulaşacaktır.

Bunları önemsemeden boş yaşamak, bir daha elde edilemeyecek olan bu hayatı düşüncesizce harcamanın ötesinde anlamamaktır ! 

Yani cahilliktir..

Değerli okurlar, cahil birisini kandırmaktan, aldatmaktan daha kolay bir şey yoktur. Çünkü insanın bilmediği bir konuda aldanması çok doğal ve kaçınılmazdır.

Onun, bir konuyu eksik ya da yanlış öğrenmesi ise insan hayatını tam anlamıyla kabusa çeviren bir felaket olur.

O durumda öğrenmekle ilgili harcamaya kıyamadığımız zamanımızdan daha fazlasını ortaya çıkan bu yanlışları düzeltmek için harcamak zorunda kalabiliriz.

Hangisi kolay ?.

Bilmek mi, bilmemek mi ?.

Esen kalın.     

<