Sevgili dostlar, günümüzde ya da en eski çağlarda bile insanların olan bitenden haberdar olmak isteği kendi yaratılışında vazgeçilmez ihtiyaç ve psikolojik olgudur. Nereye giderseniz gidin en küçük topluluklarda bile, bir arada bulunan insanlar olan bitenle ilgili biteviye bilgi alışverişinde bulunurlar. Bu durum öylesine kanıksanmıştır ki insanlar bunu günlük yaşantının doğal eylemi olarak yaptıkları için çoğu zaman fark etmezler bile. 

Doğal olarak kabul edilen bu eylem,  “ Haberin var mı, duydun mu, gördün mü ? “ soru cümleleriyle başlayıp hayatı ilgilendiren her konuda, bir kg. yiyeceğin fiyatını bile ilgilendiren ekonomiden tutun da siyaseti, sporu vb. kapsayan pek çok konuyu içermekte ve haber almak ve haber vermeyi gerçekleştirmektedir.

Günümüzde bu görevi gazete, dergi, mecmualar, radyo ve televizyonlar yerine getirmekte...

Toplumda hissedilen bu ihtiyacın giderilmesi yazılı ve görsel basının devreye girerek yükümlülüğünü yerine getirmesiyle ve bunu ilk fark edenin de Alman yayımcı Johann Carolus (1575 – 1634 ) olduğunu görmekteyiz. 1605 yılında Aller Fürnemmen und Gedenckwürdigen Historie adlı gazete Johann Carolus tarafından kağıt üzerine basılmış ve Dünya Gazeteler Birliği tarafından da dünyada basılı ilk gazete olarak kabul görmektedir.

1828 yılında Mısır’da Türkçe olarak yayımlanmaya başlayan Vekdyi-i  Misriye’nin dışında, Ülkemizde 1831 yılında resmi nitelikte gazete olarak yayım hayatına başlamış olan  Takvim-i Vekayi ilk gazete olmak unvanını taşımaktadır.