AYAK BACAK DİPLOMASİSİ...
Amerikan züppeliğinin İngiliz züppeliğinden aşağı kalır yönü yok! Bir farkla ; İngilizler bu konuda biraz daha incelmişlerdir. Söz gelimi bunlar bacak bacak üzerine attıklarında ayaklarını insanın gözünün içine sokmazlar. Biraz daha usturupludur. Pantolonlarını iki parmakla bir çimdik atarak düzeltirler. Kendileri pudralı, kunduraları cilalıdır, boyalıdır.
ABD’li karakol amirleri, polis şefleri ,teğmenler , muhtelif makamın yazı işleri müdürleri, kovboylar, ofis boylar vs. ise ayaklarını masaların üzerine atarak gerinirler Çamurlu ve ayak tabanlarını el aleme gösterirler.
Bundan mülhem olsa gerek bizim belediyeler, “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” misali otobüslere konuyla ilgili uyarı yazı ve resimler koyarak yolcuları edebe davet etmişlerdir. Bu uyarılar “Topla lan ayağını, neredeyse ağzımıza sokacaksın!” anlamına gelir.
DİPLOMASİDE AYAK
ABD’li ve AB’li siyaset adamları da ülkemize geldiklerinde babalarının evine postu sermiş gibi rahat ve pervasızdırlar. Devlet adamlarımızla ikili görüşmelere başlarken hemen bir bacaklarını kaldırıp diğerinin üzerine atarlar. Üstelik bir de sırıtarak bunu bir marifetmiş gibi gösterirler.
Bunun ülkemizde yerleşik görgü kurallarına uygun olmadığını söylemek gerekiyor. Görgü kurallarımıza göre, ayakları ağzın içine sokmak ayıptır.
Bu hal, modernleşme, batılılaşma ve Avrupa Birliği kriterlerini yerine getirmek için şartmış gibi bazı entel çevrelerimizde de kabul görse de genel görgü kurallarına aykırıdır.
AH ŞU GÖBEK MÜSAADE ETSE…
Uluslar arası konjönktür gereği bazı siyasetçilerimizin de bu hal üzere bacak üzerine atarak muhataplarına mukabelede bulundukları görülüyor. Ancak bu bazı diplomatlarımızın , göbeklerin müsaade etmemesi nedeniyle dönemin şişmanları aynıyla mukabelede bulunamamışlardır.
İŞİN PSİKOLOJİSİ…
ABD ve AB liderlerinin misafirin evinde rahat tavırlar sergilemeleri, bence ev sahibi üzerinde bir üstünlük kurma psikolojisinden ileri geliyor . Bu da normal. Bunların geleneksel edep ve terbiyeleri, geçmişleri , kökleri yoktur. Bunlar hırsızladıkları ülkelerin zenginlikleriyle mal sahibi ev sahibini bastıran hırsız misali utanmadan sıkılmadan halı ve kilimlerimizi pis kunduralarıyla kirlettikleri gibi bir de karşımıza geçip bacak bacak üzerine atıp ,kunduralarını ev sahibinin ağzına sokuyorlar.
ANGAJMAN KURALLARI
Bilenler bilir; uluslar arası hukukta angajman kuralları denen bir olay var. Ve hamdolsun, uzun boylu ,uzun bacaklı liderlerimiz haddini aşan misafirlerine gerekli karşılığı veriyorlar..
Liderlerimiz her şeye rağmen misafirperverdirler. Yedirirler içirirler, ağırlarlar ancak milletlerine karşı yapılan saygısızlığı asla affetmezler.
Kısacası bizimkiler de yeri geldiğinde tekmeye karşılık gelen kundura tabanlarını göstermekten çekinmezler. Bunu da bilenler bilir…
Buna uluslararası diplomasi literatüründe ne deniyor, bilmiyorum. Kim ne derse desin ; bendeniz buna ayak bacak diplomasisi diyorum.
SAYIN ERDOĞAN KARŞILIK VERİYOR
Bu diplomasiyi en iyi uygulayanların başında ise Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan geliyor. İktidar ve muhalefet, onun bu diplomasiyi en iyi uygulayan liderlerimizden olduğunda ittifak etmişlerdir. Mesela misafirin hareketine karşı son derece duyarlıdır. Mesela Obama pantolonunu toplayıp bacak bacak üzerine attığında kendisi de madem öyle işte böyle diyerek aynıyla mukabelede bulunur.
Kendisi dik yürür, düşmanın yüreğine korku salar. Alçak gönüllüdür; çekinmeden çat kapı fukara sofrasına diz çöker, ben ağayım, ben paşayım, ben zenginim, ben devletim demez. Kibir yapmaz. Söz verdi mi sözünü tutar. Bayrağı, bu milletin vesair değerlerini baş üstünde tutar. Şiir okur. Duygulanır. Yüce Yaratan’a baş eğer, dua eder. Mazlumlar için gözyaşı döker.
Millet de bütün bunları bildiğinden liderlerinin bu diplomatik ataklarını takdir ederler.