CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

AY DOĞAR BEDİR ALLAH...

Gözlerimi açtım, gecenin ikisi...

Balkona çıktım. İrkildim. Ayağım ıslandı. Gece yağmur yağmış.

Masmavi gökyüzünde  küçücük bulutlar sürükleniyor. Bir küçücük ay parçası bulutların  arasında bir görünüp bir kayboluyor.

Saklambaç oynuyor. Bir ara bana  göz kırpıyor gibi geldi .  

Yağmurla her yer temizlenmiş. Her şey sıfırlanmış...

Radyoda Azerbaycan – Ermeni çatışmasından son dakika haberleri veriliyor.

Şimdi şu saatte eller tetikte gözler düşman mevzilerinde savaşın sonunu bekliyor.

 Bulutlar akıp gidiyor gök nehirde.

Can yakıcı ,sıkıcı yapış yapış sıcakların hükmü kalmadı .  Üşüdüm.

Aya baktım ay dolunay değil. Ben de artık o genç adam değilim. 

Ben eskiden şikayet etmezdim ayaklarımdan, dizimden.

Dilim varmıyor ama yaşlandım sanki. 

Artık  bütün emekliler gibi nadiren dışarı  çıkıyorum. 

 Çarşamba günü olmasa, pazara çıkmasam  kimsenin  varlığımdan  haberi olmayacak. 

Pazarda  herşey pahalı. Hiç bir şeyin, daha da mühimi  ağzımın  tadı kalmadı. 

 Hiçbir şey eskisi gibi değil. Farklı  bir dünyaya uyanmışım. 

Neden fısıltı halinde konuştuğuma gelince alıştım sessiz konuşmaya. Yan dairedeki komşum sesimi yükselttiğimde duvara vuruyor. 

O günden beri korkumdan  hafif konuşuyorum. 

Ayaklarıma inen kara sular  beni yavaşlattı. Otobüsten ,dolmuştan inerken  dikkat ediyorum. 

Kime söyleyeyim derdimi. Kendim söylüyor kendim dinliyorum. Pazarcılara ise bu hususlar ilginç gelmiyor. Onlar mallarını satıp akşama yetişme derdindeler.

Bu hengamede kimsenin benimle ilgileneceği yok. 

Gazeteci arkadaşın şahsıma açtığı  şu köşe de olmasa benden sonra gelecek nesil   bir zamanlar buralarda  benim gibi mühim bir figürün yaşamış   olduğunu bilemeyecek.

Yazılarım  gün ışığına kılına dokunulmadan imla hatalarıyla ve redakte edilmeden  çıkıyor. 

Her iyi vatandaş gibi iyiye iyi kötüye kötü dediğimden  yazdıklarım okunmadan kabul görüyor. 

Yazdıklarım harcıalem şeyler olsa bile  okuyanlar   bilir, ben günün adamı, hele hele her devrin adamı hiç değilim. 

Ben devrini doldurmuş bir adam olsam da mavi atlas gökyüzünü, uslu uslu geçen minik bulutları , sessiz gecede doğan bedir ayı görünce coşuyorum. Dilime takılıyor bir halk türküsü. Türkünün  iki satırı:

Ay doğar bedir Allah,

Bu sevgi nedir Allah...

<