İLTER AVCI

İLTER AVCI

ATATÜRK VE "MİLLİ MERKEZ"LER

Kardeşlerim: Rahmetli Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu alçak bir suikast sonucu şehit edildi. Onun kaleme aldığı KIRIM'DA TÜRK SOYKIRIMI adlı eserinden öne çıkan yazısını siz değerli okuyuculara sunmak istedim.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, Türk toplumuna çağdaşlaşmanın yolunu kapatan  tüm eskimiş, köhne Osmanlı yasaları terk ediyor. Hukuk alanında gerçekleştirilen yeni yasal düzenlenmelerle birlikte, devrim yasaları getiriliyor. Atatürk'ün bu oluşuma katkıları , hiç şüphesiz modern devlette olması zorunlu  düzenlemeler içeriyor.

   * Önce  " Milli Merkez"lerin sayısı artırılıyor  ve doğrudan  M.A.H  bünyesi içine alınıyor. " Kırım Milli Merkezi " , " Azerbaycan Milli Merkezi " , " Türkistan Milli Merkezi " gibi. Ayrıca, Balkanlardaki Türk azınlıkları ile ilgili merkezler de  faaliyete geçiriliyor.

   * Milli Merkezlerin asil işlevine kavuşması, ancak Türk Ocakları'nın kapatılmasından sonra mümkün oluyor. Türkiye dışındaki Türklerin sorunlarına " Turancılık " perspektifinden yaklaşan Türk Ocakları'nın bu konudaki söylemlerini " boşboğazlık " reddesine vardırması Dışişlerini zor duruma bıraktığından Atatürk Türk Ocaklarının kapatılmasını emrediyor. Yerine "Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti" ni kurduruyor.

Milli Merkezler, Atatürk döneminde, temel işlev olarak, Türk Devleti ile hedef bölgede yaşayan Türkler arasında çok yönlü bir köprü oluşturdu. Her türlü istikbari bilgiler alınmaya başlandı.

Atatürk'ün vefatının ardından , Türkiye'nin

Dış Türklere yönelik stratejisinin adeta çivisi çıkıyor. Atatürk'ün iç ve dış politikada belirleyici simgesi olan Türklük iyice ihmal ediliyor, geri plana itiliyordu.

Demokrat Parti ile başlayan siyasal süreçte   A.B.D 'nin  " Yeşil Kuşak teorisi " nin yaşama geçirilmesi uğruna Türkiye pek çok temel ilkesinden vazgeçiyor. Örneğin, laiklik ilkesi rafa kaldırılıyor. Gerçekte İslamiyetle bağdaşmayan tarikat sapkınları bu defa devlet eliyle yeşertiliyor.

Siyasal İslamcılığın hortlaması ile devlete egemen olması gereken Türklük bilinci, bir kez daha geri plana atılıyor. Türk  Devletinin gücünü, bağımsızlığını  ve egemenliğini temsil eden Silahlı Kuvvetler ve M.İ.T   gibi temel kuruluşlar , A.B.D.'nin müdahalesine açık bırakılıyor.

P.K.K , kartını aleyhimize küçük Suriye ve Irak dahil , A.B.D , İsveç  Rusya , İsviçre , İngiltere , Fransa, Belçika , Almanya gibi dost- düşman hemen her ülke pervasızca oynayabiliyor. İran , Suudi Arabistan  Libya gibi ülkeler , İslam adına kendi devletini yıkabilecek , kendi diline ve  kültürüne düşman şeriatçı kadrolara ve terörist militanlara sınırsız destek olabiliyor.

Ermeni terörüne , bölücü P.K.K . Terörüne , Dev-Yol, Dev-SOL , Tikko gibi Marksist örgütlerin teröre , Cemalettin Kaplan'ın , Hizbullah'ın, Milli Gençlik Vakfı'nın ve diğer şeriatçı örgüt ve tarikatların her türlü yıkıcı eylem ve terörüne , başta Yunanistan olmak üzere Avrupalı müttefiklerimiz , A.B.D , Rusya ve diğer bilinen ülkeler rahatça kucak açıp lojistik destek sağlayabiliyor. Komünist , faşist , şeriatçı , kapitalisti ile pek çok devlet, Türkiye düşmanlığı paydasında rahatlıkla buluşabiliyor ve işbirliği yapabiliyor .

Sonuç olarak :

Kardeşlerim  ; Her zaman yazacağım ,  GÖKTÜRK GELENEKLERİ ve ATATÜRK İLKELERİ , görüşleri , uyarıları bizim önsözümüz ve son sözümüz olmalı. Türk milleti buna dikkat etmelidir.

Elbette yüce dinimize sahip çıkarak , hurafe ve din simsarlarına dayalı şekilde yaşamayacağız ,   ilim , bilim  ile  yaşayacağız , ahlak ile yaşayacağız. 

Dinimizi siyasete alet edersek, her zaman yobaz, ihanetçi, sahtekar ve Türk düşmanı kişi veya ülkelere  ; Devletimizi ,Türk varlığınını  da teslim etmiş oluruz.

AMAN DİKKAT DERİM !

Sevgi ve Saygılarımla.

<