ATATÜRK ÜZERİNDEN RANT DEVŞİRMEK
Atatürk kimdir?
Atatürk ömrü cephelerde geçmiş bir Osmanlı askeridir. Kurtuluş savaşını yönetmiş başarılı bir komutan, Cumhuriyetimizin kurucusu, dönemini başarıyla yönetmiş bir devlet adamıdır.
Hatalarıyla, sevaplarıyla bir dönem geride kalmış, yeni bir dönem başlamıştır.
Günlük tartışmaları Atatürk üzerine yoğunlaştırmak, milleti kutuplaştırmak, Atatürk’ü ilahlaştırmak ya da yerin dibine batırmak (bunların ikisi de aynı şey) bu millete hiçbir şey kazandırmaz.
Devletler bakidir, yalnız şartlar ve sistemler değişkendir. Şartlara göre sistemin değişmesi devleti yok etmez tam tersine güçlendirir. Şartlara göre sistemini yenilemeyen devletler her zaman birilerinin kölesi olmaya mahkumdur.
Bağımsızlık Türklerin olmazsa olmazıdır. Bağımsızlık geleceği görmek ve ona göre sistemi yenilemekle mümkündür.
Geçmişe bu günün gözüyle bakmak, geleceğe de o günün gözüyle bakmak cahillikten başka bir şey değildir.
Geçmişte takılıp kalanlar, geleceğe yürüyemezler.
Sanayi devriminden, dijital devrime geçildiği bu yüzyılda konuşulması gereken şeyler uzayda herkesten önce bizim yer almamız gerektiği olmalıdır. Ve bu konuşmalar çıkarız, çıkamayız bağlamında değil, aracın teknolojinin nasıl olacağı olmalıdır.
Gündemimiz dünyada kimse de olmayan silahları yapma yarışımız, en son teknolojinin kullanıldığı milli uçak, milli araba olmalıdır.
Peş peşe icatlar yapılmalıdır.
Bilimde, sanayide ve teknolojide devrim üstüne devrimlerimiz konuşulmalı, yapılanların neden yapıldığı değil, daha da gelişmişinin neden yapılamadığı tartışılmalıdır.
Bu arada, tarihimizi, kültürümüzü, inancımızı iyi bilmeli, asla kaybetmemeliyiz. Şunu çok iyi biliyoruz ki, ne kültürümüz, ne inancımız, ne de tarihimiz bizim ilerlememize, dünyanın en güçlü devleti olmamıza engel değildir.
Zaten devletimizin zayıf olma, küçük olma lüksü de yoktur. Coğrafi konumu ve geçmişi gereği büyük devlet olmak zorundadır.
Cengiz Han’ da, Mete Han’da, Timur’da, Alpaslan’da, Osman Gazi’de, Fatih’te, Yavuz’da, Kanuni’de, Abdülhamit’te, Atatürk’te ve adını sayamadığım (ki, bizim tarihimizde oldukça fazladır) Türk Milletine liderlik etmiş, bu millete faydalı olmuş, ne kadar değerimiz varsa hepsi bizim için milli bir değerdir.
Bu değerleri birbiriyle yarıştırmak, birini diğerinden üstün tutarak ilahlaştırmak ve diğerlerini yok saymak aptallıktan başka bir şey değildir.
Geçtiğimiz günlerde Ayasofya Camii yeniden ibadete açıldı. Beklenendi, olması gerekendi. % 99’u Müslüman olan bir ülkede başka türlüsü düşünülemezdi.
Ayasofya meselesi aynı zamanda egemenlik meselesidir ve milli bir meseledir. Bunu böyle görmemek, farklı şeylere takılıp kalmak bizi nereye götürür bilemem ama iyiye götürmeyeceği kesin.
Atatürk üzerinden rant devşirmenin sonu gelmiştir. Yaşadığımız bu çağda(istisnalar olabilir) kimsenin Atatürk ve Cumhuriyet kavramları üzerinden bir problemi yoktur.
Varmış gibi göstermek, üstüne üstüne gitmek, bağırarak-çağırarak prim yapmaya çalışmak dönemi bitmiştir.
Şimdi dönem, Türk Milletini zirveye taşıma dönemidir. Bilimde, teknolojide, sanayii de , kültür ve sanatta yarış dönemidir.
Umutsuzlukların, karamsarlıkların ve korkuların son bulduğu, zirveye koşma dönemidir.
Gün birlik ve dirlik günüdür.
Rant devşirme uğruna Atatürk’ü ucuz polemiklere konu etmek, kemiklerini sızlatmak, yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Gün, Atatürk üzerinden rant devşirme günü değildir.