ANNEME PIRLANTALI CÜMLELER SUNDUM..
Her yıl, Mayıs ayında bilinen gün gelir. Yaşadığımız dünyaya ve öbür dünyaya gönül kapıları açılır. Gönlümüzün gururu ve başımızın tacı, anneler, duygu zenginliği içinde coşkuyla anılır. Yaşamını yitirmiş anneler, minnettarlıkla nice duyguların tahtına oturtulur.
Her hanede değişik bir kutlama yarışı başlar.
Annemi toprağa vereli 26 yıl olmuş. Bu yıl ilk defa aziz annemi şiirleştirmek geçti içimden.. Becerebildiğim kadarıyla “duygu fırtınalarımı” şöyle dile getirdim:
Söyleme
Bilmesinler..
Şimdi,
Kimbilir, nerelerde,
Hangi
Zaman diliminde
Bulunduğunu..
Giderken,
Gözlerimde
Öyle bir “ışık hızı”
Bıraktın ki..
Yemyeşil bir
Bulut kümesine benziyordu,
Ruhunu seyrettiğim
Gökyüzü ekranı..
Hayal gözlerin,
Ana kucağının
Şefkatini yayıyordu..
Şimdi, buralarda
Gecem-gündüzüm karışık.
Geçmiş zaman türküleriyle
Avutuyorum kendimi.
Kuşlara gönlüm kırık,
Neden taşımaz beni oralara?
Masallardaki Kafdağları
Zümrüt-ü Anka kuşları,
Senin dualı ağzından
Hayallerimi süslerdi..
Aklıma kabul ettirsem ki,
Bu dev kuşlar yaşıyor..
Evliya Çelebi gibi.
Düşerim yollara,
Senin mübarek ellerini
Bir daha öpüp, dönerim diye..