RECEP ARSLAN

RECEP ARSLAN

Anlayış meselesi

Batı’da dil kurumlarının geçmişi 16. yüzyılın ikinci yarısına rastlar. Bu kurumların çoğu akademi adını taşımıştır. Academy Latince bir kelime. Bütün Batı dillerinin temeli olduğundan ve Tevrat ve İncil’in Latince nüshaları olduğundan Yahudi ve Hıritiyanları rahatsız etmeyen bir kelime. Onların hiç biri Latince’yi yabancı dil saymaz, aksine ana dil, temel dil olarak kabul ederler. Çünki dinlerinin kitabı o dildedir. İbranice için de olumlu düşünürler.

Bütün bu akademilerin amacı özleştirici ve düzeltici olmaktır. 15 ve 16. yüzyıllarda kılasik, eski, yaşlı diller üzerinde  incelemeler arttı. Avrupa dillerine şuradan-buradan gelişigüzel kelimeler girmiş, bunlar milli kelime haznesinin tadını bozacak ölçüde çoğalmıştır.

Demek ki neymiş? Dillere şuradan-buradan gelişigüzel giren kelimeler , milli kelime haznesinin tadını bozarmış.

 

 

Xxxx

 

Mustafa Gazalcı Türkçe’nin bozulması,yabancılaşma nedenlerinin araştırılması için Ekrem Erdem’le  arkadaşlarının Meclis Araştırması Önegesi vermesi üzerine çelişkili durum gösteren Milli Eğitim  Bakanı’nın tutumuna dikkat çekiyor.

Bu bilgiyi Mustafa Şerif Onaran veriyor. Onun verdiği bilgilere göre;

Milli Eğitim Bakanı’nn anlayışına göre,  İster Doğu’dan, ister Batı’dan  dilimize girsin Türkçeleşmiş sözcükler Türkçe’dir.

Tamam da kelimeler Türkçeleşmiyor. Olduğu gibi alınıp, yazılıp, okunuyor. Hatta İngiliz gibi yazıp okunuyor. Sayın Bakan bu ne rahatlık böyle.

 

Xxxx

 

 Konfüçyüs’e mal edilen birkaç cümle: Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz.Düşünceler iyi anlatılamazsa, işler iyi yapılamaz. Kimse üstüne düşeni gereği gibi yapamazsa töre ve izan bozulur. Töre ve izan bozulursa  adalet şaşar. Adalet şaşarsa  halk şaşkınlaşır. İşte bu yüzden dil çok önemlidir.

Konfüçyüs’ün adı çıkmış bir kere. Ben de yıllar yılı bunları anlatıyorum. Kelimeler aynı, yüklenen anlamlar aynı, söyleyen ağızdan çıktığı değerde muhatabın kulağına ulaşırsa dil dil olur.

 

Xxxx

 

İtalyanlar dil konusunda ilk defa düzenlemeye gitmeyi akıl ettiler 1582.İlk İtalyanca sözlük bu çalışmanın ve kurumlaşmanın ürünü olarak 1612 yılında yayınlanmış. Almanlar da 1617’de bir dil kurumu oluşturdular. 1635’de Fıransa,  dil kurumu oluşturdu. İlk sözlüğünü ise ancak 1694’te yayınlayabildi. 1713’de ise İspanya dil kurumu oluşturdu.İngilizler ise ilk İngilizce sözlüğü 1755 yılında yayınladılar.

Ana dilin korunması, geliştirilmesi, ilim ve felsefe dili haline getirilmesini amaçlayan kurumlar Fıransa, Almanya,  İngiltere, Macaristan, İsrail ve Rusya’da faaliyetini sürdürmektedir.

 

Xxxx

 

Uygur Türkleri bugünde Çin hegemonyasında Sincar bölgesinde yaşamakta olan soydaşlarımız hükümran oldukları  747 ila 932 yılları arasında  yabancı kelimelere karşı bir engel koymuşlardır. Türkçeden ses ve kelime üretmeyi yeğlemişlerdir. İtiraf kelimesi yerine bilinmek kullanılmıştır.

Karahanlılar hükümranlığına 932 ila  1212 yılları arasında yeni bir din ve yeni bir medeniyet ile yaşamaya başlayan Türkler Arapça ve Farsça’nın seyelanına rastladılar. Balasagunlu Yusuf Bin Hacip Kutadgu Biliği yazmak zorunda kaldı. 1069.

Aynı tarihlerde  Kaşgarlı Mahmud da  Araplara Türkçe öğretmen arzusuyla Divan ı Lügat üt Türk 1072’de yazmıştır.

Anadolu Selçukluları 1077 ila 1302 yılları arasında hükümran oldular. Karamanoğulları 1250 ila 1487 yılları arasında hükümran oldular. Sultan Veled Divan ı Türki ile,  Karamanoğlu Mehmet bey Türkçe’yi resmi dil ilan etmesiyle

Çağataylı edebiyatçı Ali Şir Nevai de  1498’de Muhakemat ül  Lügateyn adlı eserini vermiştir.

Bütün bu çalışmalar Türkçe ile ilgili çalışmaların Batılılardan çok önce başladığını ve her zaman dil ile Türkçe ile ilgili hassasiyet sahibi olunduğu göstermektedir.

<