Amerika'da bir Türk vatandaşı
Geride bıraktığımız günlerde yaşadığımız bir olay ne sözlü ne de yazılı basınımızda pek yer almadı. Diyeceksiniz ki seçimlerin ve basit dedikodu haberlerinin dışında ne yurttan ne dışarıdan doğru dürüst bir haber uzun zamandan beri duyulmaz, işitilmez oldu.
Kaldı ki, bizde bazı değerlerin kıymeti, gücü de bilinmiyor.
Tek pencereden bakmağa o kadar alıştık ki, her şeyi gönlümüzün doğrultusunda görüyoruz.
Bizim iyimiz, bizim kötümüz diye bir yanlışlığın içinde yuvarlanıp gidiyoruz.
Evrensel değerleri, küresel kriterleri yok sayarak, yaşıyoruz.
İşte bu hay huy içinde, bir haberi de gazeteci diliyle atladık!
Ortodoks Türk vatandaşı bir metropolit Rum Patrikhanesi'nin temsilcisi olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne Başepiskopos olarak seçildi.
Yaklaşık iki milyon Ortodoks'un yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri'nde bir Türk'ün Ortodoksluğun en üst makamına, Başepiskoposluğu atanmış olması, ülkemiz için bir fırsattır.
İstanbul’un Bakırköy semtinde doğan Elpidophoros Lambriniadis askerliğini ordumuzda gerçekleştiren ve İlahiyat tahsili yapan bir Türk vatandaşıdır. Elpidophoros Lambriniadis tarihte ilk defa, Amerika Birleşik Devletleri'nde tüm Ortodoks ve Rum cemaatinin liderliğine getirilen bir Türk vatandaşıdır. Fener Rum Patrikhanesi'nin Sen Sinod Meclisi'nin oy birliğiyle seçtiği Bakırköylü Metropolit'e dış işlerimizin sahip çıkmasının önemine inanıyorum.
Uluslararası alemde lobicilik denilen faaliyetin varlığını ve gücünü iyi bilen biri olarak belirtmekte yarar görüyorum. Metropolit Lambriniadis'in Amerika Birleşik Devletleri'ne atanması ülkemiz için bir fırsattır. Diyalog kavramıyla Türkiye’nin sahip bulunduğu değerlerin anlatımında, uğramakta olduğumuz haksızlıkların duyurulmasında alabileceğimiz mesafeler küçümsenmeyecek ölçüdedir.
İkili ilişkilerin varlığına önem veren, inanan biri olarak Başepiskopos‘un ABD'ye atanmasını yalnız Türk-Amerikan ilişkileri açısından değil insanlık ve barış açısından iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Başepiskopos’un Amerika Birleşik Devletleri'ne atanması beni seksenbeş yıl öncesine götürdü.
Atatürk'ün Balkan Paktı'nı imzaladığı günlerdeyiz. Dönemin Amerika Başepiskoposu Athenegoras'dır. Balkan Paktı'nın imzalanmasını olumlu mütalaa ederek bir Şükran Ayin'i tertipler. Ayine Türkiye Büyükelçisi Ahmet Muhtar'ı da davet eder. New York'ta Başepiskopos’un göreve başlayacağı Holy Trinity Katedrali'nde düzenlediği Ayin de kendisinin ve katılanların imzasıyla Atatürk'e hitaben kaleme aldığı bir teşekkür mektubunu Büyükelçimize takdim eder. Ayin olsun, mektup olsun o günün dünyasında büyük yankı uyandırır.
Aynı Athenegoras daha sonra Türk vatandaşı olacak 1948 ile 1972 yıllarında İstanbul’da patriklik yapacaktır. Eklemekte yarar görürüm ki, Athenegoras'ın patrikliği başarılıdır ve Türkiye'nin imajına büyük katkısı olmuştur.
Şimdi Amerika'da bir Türk vatandaşı Başepiskopostur ve Atatürk'e teşekkür mektubunun kaleme alındığı Holy Trinity Katedrali'nde gerçekleşecek bir seremoniyle görevine başlayacaktır.
Başepiskopos Lambriniadis'in Türkiye için bir fırsat olduğu inancıyla Bakırköylü hemşerime başarılar diliyorum.