GÜNSU SARAÇOĞLU

GÜNSU SARAÇOĞLU

AKM’den Bana Kalanlar…

AKM’den Bana Kalanlar…

Atatürk Kültür Merkezi’ndeki izlenimlerime devam edelim. Heykelleri tek tek bitirip, selfieciler ile dağılan kafamı, Refik Anadol’un dev ekrandaki “Rönesans Rüyaları” çalışması toparlayıverdi. İzledikçe izlemek geliyor insanın içinden… Dinamik, akışkan renklerin dansını seyretmek inanılmaz keyifliydi. “Dünya gözüyle bir Refik Anadol izlemedim demem artık…!”

Dönüşte biraz daha izlemek üzere asıl ziyaret etmek istediğim etkinlik alanına yürümeye başladım.

Kapısından girerken göz göze geldik afiş’te Balkan Hoca ile… Birden sesini de duydum. Kendi ses kaydından şiirlerini dinleyerek arada karşıdaki büyük ekrandan da ona bakarak yavaş yavaş okudum şiirlerini… İşte sanatçının farkı, ürettikleriyle yaşamı sürüyor. Onu var eden ne varsa o salondaydı, sanki hiç gitmemişti… Nurlar içinde uyu Balkan Naci İslimyeli…

“Bizim sohbetlerimizde yaşayacak, biz andıkça var olacak değerlerimizdensin.”

İçimde karmaşıklaşan ama çok kıymetli hislerle dönüşte kendimi yeniden Refik Anadol izlerken buldum. Renkler aktı, karıştı birbirine fondaki müziğin ritminde…

Son durak AKM fuayedeki bir başka sergi projesiydi. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali’nde Anadolu’da Yaşamış Altı Bin Yıllık Enstrümanların sergilendiği: “Altı Bin Yıllık Sesler”. Müzik aletleri yapım ustası olan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı Feridun Obul’un danışmanlığında hazırlanan serginin küratörlüğü Nilşah Ağaoğlu tarafından yapılmış. AKM fuayesinde özel bir tasarımla sergilenen, Anadolu’nun ilk medeniyetlerinden bugüne uzanan halk sazları görülmeye değer. Sergide, orijinal müzik aletlerinin yanı sıra Obul’un tasarımı olan replikalar da yer alıyor. Sümerlerden günümüze dek kullanılmış halk sazlarından seçmeler yer alıyor. Anadolu’da yaşamış orijinal eserlerin yanında Feridun Obul tarafından tarihi araştırmasını yaparak üretilmiş eserler var. Yaklaşık 6000 yılı kapsayan süreçte kullanılmış müzik aletleri mutlaka görmenizi tavsiye ederim.

Böylece AKM’ ile aktaracağım kısa anektodlarımı bu yazımda tamamlıyorum.

Sanatla kalın…

<