Aidiyet ve liyakat
İçinde yaşanan toplum, düşünce adamının laboratuarıdır. Ve düşünce adamı yaşadığı çağın güçlüklerine çözüm üretmek durumundadır.
Ciddi bir güçlükle karşı karşıya kalınan toplumda münevverler, aydınlar, mütefekkir, düşünce adamları konuşmasa da yazmak zorunda.
Konuşmak muhatabın anlayacağı seviyede olmayabiliyor. Esasında konuşmaktan çok yaşayan, yaşayarak numune olan insanlara ihtiyaç var. Hal diline, kal dilinden daha muhtaç toplumlar. Ama sayılan sıfatların sahipleri hal dili ile bir şey anlatan kişiler değil. Onlar sadece konuşarak ve yazarak anlatan kişilerdir. Hal diliyle konuşanların, yani konuşmadan misal olacak, numune olacak hayatları sergileyenlerin sıfatları başka. Onlara en azından erenler denir. Veli, evliya, meczup, cezbeli, hal ehli gibi sıfatlarla anılır onlar.
Xxxx
Daha güzeli var elbette. Mütefekkirin, düşünce adamının ehli hal olması aranıp da bulunamayan bir mükemmelliktir.
Toplum düzeni sağlanmazsa, can, mal, namus, haysiyet, şeref korunamaz. Vatan, bayrak, sınırlar, günlük hayatın insana yakışır seviyesi de korunamaz. Bu yüzden toplum düzeni mutlaka sağlanmalıdır. Bu kimin vazifesi, elbette yönetenlerin işi.
Yönetenler, yönetilenler gibi insandır ve zaaflarla mücehhezdir. Bu acziyetini aşabilen yöneticiler başarırılar. Ama her başaran yönetici toplumu saadete, huzura kavuşturur mu denilirse, cevabı bellidir. Her başarılı yönetici, mutlaka toplumu huzura kavuşturan olmayabilir.
O zaman iyi yönetici kimdir? Başarılı yönetici kendi iktidarını ayakta tutabiliyorsa hedefe ulaşmış demektir.
Xxxx
İyi yönetici çalışacağı insanları seçmede iki yol kullanabilir. Güvendiği, kendisine bağlılığından şüphe etmediği insanlarla bir yönetim ağı kurabilir. Yaptıklarını sorgulamayan, verilen emri harfiyen uygulayan, her yapılanın doğru ve isabetli olduğunu söyleyen bir takımla çalışmak yöneticiyi mutlu eder. Ama toplumu mutlu etmez.
Aidiyet insana değer kazandırır. Aid olunan öbeğin değerleri kişinin değerlerine eklenerek o kişinin değeri artar. Ama mükemmel değere ulaştığı var sayılırsa bu, altından kalkılmaz bir hata olur. Aidiyet insana değer katar ama, o insanı mükemmel yapmaz. Öyleyse, yönetici takım kurarken, yönetim kademelerine insanlar yerleştirirken aidiyetten önce liyakata yer vermelidir.
Xxxx
Esasında bir insanın aidiyeti devleti çok da ilgilendirmez. Devlet her aidiyete uzak ve her aidiyete yakın duracaktır.
Bir işi kim iyi yapacaksa, kimin eğitim-öğretim donanımı yeterli ise, mesleki tecrübesi, birikimi, basamakları kaç kadem aştığı dikkate alınırsa, buna göre insanlar takım arkadaşı olarak tayin ve terfi ettirilirse yönetici başarılı olduğu gibi toplum da mutlu ve huzurlu olur. Yöneticiler liyakat tespitinde yanıldıkları için, doğru tespitlerde bulunmak zor olduğu için aidiyeti öne alıyorlar.
İlim adamları, din adamları, düşünürler liyakatin öne alınmasını tavsiye eder. Fakat yönetici iktidara oy hesabıyla geldiği için, hangi aidiyet öbeğinin kaç oyu olduğunu hesap ederek davranır.
İşte yöneticinin bu yanılgısı toplumun huzurunu kaçırmaya zemin hazırlar.
Xxxx
Eski siyasetçiler bu aidiyet öbeklerini yok saymazlardı. Ama arada bir denge ararlardı. Kurulan hükümetler adeta öbekler topluluğu olarak ortaya çıkardı. Oy çokluğu hesaba katılarak bir aidiyet öbeğine çok fazla yer verildiğinde neler olduğunu millet hep birlikte yaşadı.
Denge arayan siyasetçiler ve yöneticiler de, dengeyi tek öbeğe feda eden yöneticiler de bu yanlıştan kurtulamadılar.
Esas olan aidiyet değil, liyakat olduğunda, aidiyetin yönetimde vazife almada önemli olmadığında, aidiyet öbekleri de söz sahibi olamayacaklar yönetimde.
Liyakatı aramayıp, şu öbek mensupları şuraya, bu öbek mensupları buraya tayin edildiğinde, oralarda devletin değil, o aidiyetin ilkeleri geçerli hale gelir. Bu da devleti bitirmeye yeter.
Xxxx
Devlet kimsenin hangi aidiyete sahip olduğunu bilmese de olur. Liyakati olan hangi öbeğe mensup olursa olsun devletin her alanında hizmete atanabilir. Başarılı yönetici iyi yönetici olmayabilir. İyi yönetici aynı zamanda başarılı yönetici olabilir. İyilik ve başarıyı arayanlar aidiyetleri atlayarak liyakate değer vermeildir.