NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

4 elementin intikamı

Yaşam için olmazsa olmaz 4 element var…

Toprak-su-ateş-hava….

Bu dört element sayesinde yaşarız…. Birde 5. Elementten söz edilir ve ona da “esir” deniyor. Varlığı biliniyor ama tarifi pek yapılamıyor…

Kimilerine göre bu 5. element RÜZGAR..

Elbette bu bilimsel gerçeğin birde antik felsefenin tarihçesi vardır..

Felsefe tarihine karıştırdığımızda aşağıdaki notlarla karşılaşmak mümkün..

xxx

Felsefe tarihinin önemli düşünürlerinden biridir Akragas Empedokles. Olimpiyatlarda ödüller kazanan atların yetiştirici olan soylu bir aileye mensuptur ve İ.Ö 5. yüzyılın ortalarında tanınmıştır.  Aristoteles diyalektiği Zenon’un, hitabeti de Empedokles’in bulduğunu söyler.

Empedokles’in felsefi düşünceleri, özellikle doğa üzerine geliştirdiği görüşleri kendisinden önceki Ionialı düşünürlerin görüşlerinin adeta bir sentezidir. Thales’in suyu, Anaksimenes’in havası, Ksenophanes’in toprağı ve Herakleitos’un ateşi ve bu ana maddeler üzerindeki öğretileri Empedokles’in dört ana madde kuramının oluşumuna temel teşkil etmiştir. Dolayısıyla, Empedokles için “su, hava, toprak ve ateş” evrenin kökleridir. İddiasına göre, bu kökler ya da bu öğeler ezelden beri hep vardır, ancak birbirleriyle belirli oranlarda karışmış ve evrenin bu alışıldık yüzünün oluşumunu sağlamıştır. Bu dört öğeden çıkmıştır bütün varolanlar ve bu dört öğe sayesinde var olacaklardır. Ağaçlar, hayvanlar, kadını erkeğiyle bütün insanlar, havada uçan kuşlar, denizin suyuyla beslenen balıklar, yani ne kadar canlı varsa bu dört öğeye borçludur varlıklarını. Ona göre bu dört öğe birbirine örülü olarak vardır, hepsi bir aradadır, birbiriyle hemhal olmuştur. Dünyadaki çeşitlilik bu karışımın, bu bütünlüğün bir eseridir. 

xxx

Birde insanoğlunun iki önemli özelliği..

SEVGİ ve NEFRET…

Bu iki olgu da yaşamımızı şekillendiren kavramlar… Felsefeciler yaşamın kodlarını bu 6 temel üzerine kurmuşlar.

Empedokles’in dört elementi (dört öğe, dört ilke, dört kök, dört ana madde, dört arkhe ya da dört unsur) maddenin farklı farklı formlarıdır. Katı, sıvı, gaz, buz, su, ateş, vb. Bunlar aynı tözün, yani aynı ana maddenin farklı halleridir. Bu dört element, ona göre, Sevgi (Philia) ve Nefret (Neikos) karşıtlığıyla birleşir ya da ayrılır. Çünkü Sevgi, elementleri bir araya getirir, Nefretse bunları ayırır. Gün olur bu elementlerin çoğu bir araya gelerek tek bir şeyi doğurur, gün olur tek bir bütün halindeyken birçok şeye ayrılır; ve bu durum bu şekilde sonsuzca sürüp gider.

Empedokles’in dört elementinin yapısı, Parmenides’in Küresi’nden bir karışım olduğu için ve tek bir hali olmadığı için az çok farklıdır. Bu yapı doğal olarak değişime ve harekete de olanak tanır. Ayrıca, bu elementler Sevgi ve Nefret adını verdiği müdahalelerle birleşir ve ayrılır. Bunlar etkin, kaçınılmaz kuvvetlerdir, ama her biri maddidir. Aristoteles, Empedokles’in bu kuvvetlerinin her birini etkin, maddi nedenler olarak değerlendirir. Bu dört elementin ve bu iki kuvvetin toplamı olan altılık bütün, dengelilik ya da uygunluk (veya oran, simetri) adını alır. Sevginin işlevi birlik yaratmaktır; Nefretin işlevi bu birliği bozmaktır. Başka deyişle, Nefret böler, Sevgi birleştirir. Bu iki kuvvet, “çekme ve itme kuvvetlerinin” atası sayılır. Sevginin etkisiyle elementler bir arada homojen, uyumlu ya da ahenkli ve ışıl ışıl parlayan bir küre oluşturur. Bu Parmenides’in küre şeklindeki bütünlüğüne benzer. Nefretin etkisiyle de elementler birbirinden ayrılır; ama Sevgi tekrar bu dağılanları ve kaybolan parçaları bir araya getirmeye başlayınca, varlık dünyasının bütün canlı türleri yavaş yavaş evren sahnesini doldurmaya başlar.Bütün bileşik varlıklar, örneğin, karada yaşayan hayvanlar, havadaki kuşlar ve denizdeki balıklar gelip geçici, yani ölümlü yaratıklardır. Sadece onları doğuran dört element ölümsüzdür, sonsuzdur ve bunlar sayesinde kozmik döngü, adeta nefes alır verir gibi, sonsuza değin sürer.Çünkü ölümlü olan bir şey ne var olabilir, ne de sonlanabilir. Ölüm, evrensel ritim içindeki bir ana insanların verdiği bir addan başka bir şey değildir. İnsanlar bu dört elementin birleşerek meydana getirdiği varlıkları, örneğin, hayvanları, bitkileri, vb., görünce onların doğduklarını söyler, bu dört unsurun birbirinden ayrılıp da bu varlıkların yok olduğunu gördüklerinde ise, öldüklerini söyler. Ama bunların hepsi hayali adlandırmalardır, hepsi birer görüntüden ibarettir. Asıl gerçek bu görüntünün ardındaki dört elementin birleşmesi ve dağılmasıdır. Çünkü hiçlikten hiçbir şey doğmaz (ex nihilo nihil fit). Bu dünyanın kanunudur.

 xxx

Ne anlam taşıyor bu felsefi ansiklopedik bilgi derseniz: Hatırlatalım

Güney Ege’deki orman yangınları…

Karadeniz’deki sel baskınları…

Öncelikle 4 element yaşamın ön şartı olduğu gibi kötü kullanımda da insanoğlunun sonu olabilir…

Ve biz bu 4 elementi çok hoyratça kullandık..

Şimdi bedelini ödüyoruz…

Yanan ormanlarda sadece ağaçlar yok olmadı…

O dağlar bölgenin  soluk borusuydu…Türkiye’nin oksijeni de ağaçlarla birlikte yok oldu…

Çünkü o ormanlar aynı zamanda bölgenin oksijen fabrikalarıydı…

Karadeniz’de  su: hesapsız kitapsız depolanmasının bedelini ağır ödetti insanlara…

Biz sevgiyi sadece kendi çıkarımızda kullandığımızda onu doğaya yöneltemediğimizde sonuç bu oluyor.

Doğa intikamını fena alıyor…

Doğaya karşı olan nefretimiz sadece kaçak orman kesimi değildir…

Veya çıkar uğruna olmadık yere hesapsız kitapsız HES’ler kurmakta bir nefret göstergesizdir…

Sevgisiz toplumlar farkında olmadıkları nefretlerin tohumlarını atarlar…

Şimdilerde orman yangınları  ve sel baskınları canımızı yaktı…

Nedeni konusunda havada su döven biri bilgiç laf edenler  dışında nedenini arayan yok…

Yakın bir gelecekte bu sevgisiz nefret unsurları bir başka kaosa neden olacak gibi görünüyor…

Bunu ilk işaretleri de gelmeye başladı…

Dikkat etmek gerek…

<