BULGARİSTAN-1 VARNA

Varna Köprüsü’nden, Karadeniz’in Karaya Girinti Yaptığı Yer

Bulgaristan’ın Karadeniz kıyılarını bir tur ile gezdik. Genelde kendi programımı yaparak gezmeyi tercih ederim, özgürce gezmek adına ama bu defa öyle olmadı. Gezmek istediğim yerler içerisinde olan Retro Müzesi, Taş Ormanı gibi yerler tur programında olmadığı için gezemedim.

Turun ilk durağı Varna’ydı. Burgaz’dan gelirken oldukça uzun ve yüksek bir köprü olan Asparuhov Köprüsü’nden geçtikten sonra Varna şehrine vardık. Köprü Karadeniz’in karaya doğru girinti yaptığı bir yere inşa edilmiş. Dolayısıyla büyük gemilerin geçebilmesi için oldukça yüksek yapılmış.

Varna yaklaşık 500 bin nüfusu ile Bulgaristan’ın üçüncü büyük şehri. Bulgaristan’ın nüfusu azalırken Varna bundan pek etkilenmemiş. Bulgarlar, Avrupa Birliği üyesi olduktan sonra, AB’nin katalizör ülkelerine giderek yaşamayı tercih ettiklerinden ülke nüfusu düşüyor. AB üyesi olduktan sonra, Bulgaristan’da yolsuzluk, hırsızlık, darp v.b. suçlar azalsa da AB ülkeleri içerisinde şu anda bu konularda başı çekiyor.

Varna Savaşı sonrası 1389 yılında Osmanlı egemenliğine giren şehir, 1878 yılındaki Berlin Antlaşması ile özerklik kazanıyor, ardından 1908 yılında bağımsızlığına kavuşuyor ve tamamen Osmanlı toprağı olmaktan çıkıyor. Yani 500 yılı aşkın bir süre Türk hakimiyeti altında kalmış bir şehir.

Kiliseler – Müzeler – Tarihi Yerler

Varna’nın adeta simgesi sayılan Varna Katedrali, Bulgaristan’ın ikinci büyük Ortodoks katedrali. 1886’da hizmete giren bina gerek devasa mimarisi gerekse içerisindeki ikon, resim, heykel ve dinsel figürlerle görülmesi gereken yerlerin başında gelmekte. Varna Katedrali’nin dışında çok sayıda kilise bulunuyor Varna’da. Bunlar içerisinde dikkat çekenler; Aziz Paraskeva Kilisesi, Aziz Athenasius Kilisesi…

Varna Katedrali (Nuray Uğur, Gülgün-Necmettin Altuntaş ile)

Arkeoloji Müzesi, sadece Varna’nın değil Bulgaristan’ın da tarihini gözler önüne seriyor. İlk çağlardan başlayan gezim rotası sizi en sonunda dinsel ögelerin ağırlık kazandığı yakın tarih Bulgaristan’ına kadar getiriyor. Müzede Traklardan, Bizanslara, Osmanlı dönemine kadar çok sayıda eser var. Müzede, Atatürk hakkında yazılmış bir kitap için tanıtım toplantısı düzenleneceğine dair afişi görünce çok mutlu olduk. Bir başka önemli müze Tarih Müzesi. Burada yakın tarihe ait eserler etnografik müze şeklinde sergilenmiş. Tarih Müzesi’nin hemen yanında Roma Hamamları bulunuyor. Buradaki restorasyon çalışmaları devam etmekte. Şehirde, sanatseverleri mutlu edecek sayıda sanat galerisi bulunmakta.

Arkeoloji Müzesi

Arkeoloji Müzesi’nin İçi

Tarih Müzesi’nin İçi

Roma Hamamı

Şehir Merkezi – Deniz Park

Araç trafiğine kapalı olan şehir merkezindeki geziye, Varna Katedralinin karşısında başladığınızda, Deniz Park’ın ana giriş kapısına kadar giderseniz çoğu önemli yeri görmüş oluyorsunuz. İlk olarak karşınıza Saat Kulesi çıkıyor. Onun yanında da Opera binası bulunmakta. Bu bina aynı zamanda Dram Tiyatrosu olarak da kullanılıyormuş. Opera binasının önündeki dev meydanda Bağımsızlık Çeşmesi var. Varna’nın sokaklarının ve binalarının güzelliklerini seyrederek bir meydana daha geliyorsunuz. Burada, yere, her ülkenin başkentlerinin Varna’ya uzaklıkları oransal olarak işaretlenmiş. Tabi ilk olarak kendi başkentinizi buluyor ve diğer ülkelerle uzaklıklarını kıyaslamaya başlıyorsunuz. Bu arada Avustralya’nın başkenti Kanbera’yı oradan ayrıldıktan sonra görüyorsunuz, sanki o alanla ilgisi olmayan bir yer gibi. Merkezi gezerken rehberimizin tavsiye ettiği bir börekçiden, Bulgaristan’ın ünlü bir Balkan böreği olan “Baniçka” isimli börekten aldık. Gerçekten de çok lezzetliydi. Sonuçta her şehirde olduğu gibi Varna’da da şehrin kalbi şehir merkezinde atıyor. Alış-veriş merkezleri, çok sayıda restoran, kafe ve tarihi mekan bu bölgede bulunuyor.

Saat Kulesi

Deniz Park, Varna şehrinin Karadeniz kıyısında oldukça büyük bir alanı kaplıyor. Park, Balkanlar’da insan emeği ile yapılmış en büyük park olarak biliniyor. Parkın şehir merkezi tarafından olan ana girişinde, sembolik bir kapı bulunuyor. Deniz Park’a girip biraz ilerlediğinizde plaja ulaşıyorsunuz. Plajda çok sayıda yazlık tesis bulunmakta. Ayrıca Akvaryum, Yunus Gösteri Merkezi var. Parkın içerisinde kükürtlü su çıkmakta. Çınar başta olmak üzere birçok asırlık ağacı bu park da görmek mümkün. Deniz Parkın sonuna doğru Deniz Müzesi var. Büyük bölümü açık havada sergilenen envanter içerisinde, özellikle deniz savaşlarında kullanılan tarihi deniz savaş araç ve gereçleri yer alıyor. Parkın yol kıyısında devasa bir Yüzme Kompleksi var. Olimpik havuzlar, yüzücülerin antrenmanları dışında halkın da kullanımına açılmış.

Bağımsızlık Çeşmesi

Başkentlere Uzaklıklar (Nuray Uğur, Gülgün-Necmettin Altuntaş)

Deniz Park’taki Plaj (Nuray Uğur ile)

Deniz Müzesi’nde Bir Gemi (Nuray Uğur ile)

Alaca Manastır - Altınkum

Varna şehir merkezine yaklaşık 17 km uzaklıktaki Alatzha Manastırı, Osmanlı döneminde Alaca Manastır olarak adlandırılmış. Manastırın girişinde manastır hakkında detaylı bilgilerin verildiği bir müze oluşturulmuş. Alaca Manastırı, bir dağ içerisindeki mağaralardan oluşmuş. Ortaçağ Hristiyanlarının merkezlerden uzakta, korunmalı alanlarda yaşamalarına örnek teşkil eden manastırlar içerisinde yer almakta.

Alaca Manastır Müzesinde Bir Eser

Alaca Manastır (Nuray Uğur ile)

Varna’ya 20 km uzaklıktaki Altınkum, Alaca Manastırı’na ise 6 km uzaklıkta. Burası sadece Varna’nın değil Bulgaristan’ın en güzel plajı. Zaten adı da buradan gelmekte. Bölgede çok sayıda otel bulunmakta. Biz sonbaharda gittiğimiz için plaj kıyısındaki tesislerin hemen hepsi kapanmıştı. Ama yaz aylarını gözümüzde canlandırabildik. Şaşırdığımız bir konu ise Karadeniz’in burada sakin olmasıydı. Türkiye’nin Karadeniz kıyıları gibi azgın dalgalar yoktu. Sanki bir Ege kasabasındaydık. Sonuçta Bulgaristan’ın Bodrum’u diyebileceğimiz bir bölge.

Altınkum Plajı

BÜLENT UĞUR

<