Özel: Ankara ve İzmir'de Rekor Bekliyoruz

Özel: Ankara ve İzmir'de Rekor Bekliyoruz
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Halk TV’de “Ankara’da rekor bekliyoruz, İstanbul’da seçimi rahat kazanacağımızı bekliyoruz. İzmir’de bir rekor bekliyoruz. İzmir’de çok kolay bir şey değil. Ama şöyle bir 30’da 30 olsa, Türkiye’de devrim olacak” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Halk TV’de “Ankara’da rekor bekliyoruz, İstanbul’da seçimi rahat kazanacağımızı bekliyoruz. İzmir’de bir rekor bekliyoruz. İzmir’de çok kolay bir şey değil. Ama şöyle bir 30’da 30 olsa, Türkiye’de devrim olacak” dedi. Genel Başkan Özgür Özel ayrıca, “31 Mart günü seçim var, 1 Nisan günü zamlar geliyor. Kemer sıkılacak, sıkı para politikası var. 1 Nisan gününe mani olmak 2 Nisan’da mümkün değil. 1 Nisan olduysa, iktidar gücünü koruyorsa, 2 Nisan’da acı reçeteyi hepimize içirecekler… 31 Mart günü sandıkta bu iktidara bir kırmızı ışık yakarsa, göreceksiniz 1 Nisan’dan sonra her şey muhalefetin, muhalefetin temsil ettiği yoksulların, işsizleri, güvencesizlerin lehine gelişecek. Eğer iktidar 31 Mart’tan güçlenerek çıkarsa 1 Nisan’dan sonra çok sıkıntılı dönem yaşanır" ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Halk TV yayınına katıldı. Özel, “Dün Antalya’da büyük bir coşku vardı. Siyasetin en zor dönemini geçtiğimiz pazartesi geride bıraktık. Belki bugün, yarın da itirazlar ve düzeltmeler var. Siyasetin en zor kısmı yöneticiler için hele hele bir partinin genel başkanı için aday belirleme sürecidir. O süreç artık tamamlandı. Adayları belirledik. Antalya gibi bir kentte adayımızı ve belediye başkan adaylarımızı tanıtmak üzere dün toplandık. Antalya’da bir ilk olacak. İlk kez Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ikinci kez üst üste seçilmeye aday ve anketlerde de bütün yapılan çalışmalarda da önde gidiyor. Kazanır” dedi. Özel, “Bugüne kadar hep değişmiş. O zorluğu dün anlattım, herkes hak verdi. Aslında öyle bir şey ki sanki Antalyalılar memnuniyetsiz ya da bütün siyasi partiler, biz dahil Antalya’yı iki, üç dönem yönetebilecek birini aday göstermiyormuş gibi anlaşılıyor. Mevzu o değil. Mevzu şu, Antalya 2,5 milyon nüfusa göre devletten katkı alıyor, 16 milyonu yabancı, 10 milyonu yerli 26 milyon misafir ağırlıyor. Beklenti, hizmet 26 milyona göre veriliyor. Ama para 2,5 milyon. Öyle olunca Antalyalılar da sürekli, ister istemez bekledikleri hizmeti alamama gibi bir durum. Ama bu sefer Muhittin Böcek, ekibi, ilçe belediye başkanlarımız 5 yıldır büyük bir mücadele veriyorlardı, şu anda Antalya’da moraller yüksek. Devam ettiğimiz belediye başkanlarımız var. Yeni adaylaştırdığımız arkadaşlarımız var. Ama birlik ve beraberlik içinde, büyük bir ümitle seçimleri sürdürüyoruz ve bu sefer Antalya’yı artık CHP’nin sosyal demokrat belediyeciliğinde tescilleyeceğiz. Bir dönem giden gelen Antalya CHP’nin artık imza attığı şehirlerden bir tanesi olacak” ifadesini kullandı.

“DEMOKRASİ OLMASA BEN OLMAM”

Kritik süreçlerde partisine ve kendisine yönelik eleştirilerin olmasının son derece doğal olduğunu kaydeden Özel, “Genel yaklaşımınız açısından şunu söyleyeyim, ben 9 yıldır parti adına konuşan birisiyim. Siyaset insan ve sözle yapılan bir iş. O yüzden hatasız olmaz ve tercihtir siyaset. Bir tercih birini memnun eder, birini etmez. Sizin aklınızdaki yol haritasına göre attığınız bir adım birisi tarafından beğenilir, birçok kişi tarafından eleştirilebilir. Bir gazeteciye ‘öf’ dediğim olmamıştır bugüne kadar. Bu kadar yüksek özgüvenle. Sitem ettiğim olmuştur, dostlukla ‘Yahu hakkımızı yemişsin’ filan. Ama surat astığım, sorusunu cevaplamadığım, mikrofonuna döndüğüm, telefonunu açmadığım olmamıştır. Hatta biraz fazla bile bir gazeteci bir şey yazıyor, açıklama yapıyorum. Arkadaşlar diyorlar ki, ‘Bu kadar da fazla birebir yanıt vermeseniz mi artık’ filan. Ben gazetecilerin merak etmesini, araştırmasını ve özellikle eleştirmesini önemsiyorum. Çünkü beni burada tutan demokrasi. Demokrasi olmasa Tayyip Erdoğan yine olur. Demokrasi olmasa ben olmam” dedi. “Bu ülkeyi demokrat yapan da bir muhalefetin olması ve onun eleştirmesidir. Eleştirebilen birinin eleştirilemediği bir şeye de demokrasi diyemeyiz” diyen Özel, şunları söyledi:

“ARTIK İŞİMİZE BAKMA DÖNEMİNDEYİZ”

“Varlığımızı demokrasiye borçluysak, burası bir krallık değilse bir kere muhalefet olacak ama muhalefet de eleştiriden muaf olamaz. Eleştiriye tolerans bir liderin özgüvenini gösterir, bir partinin de demokratik bir yer olduğunu gösterir. Karşınızda AK Parti, kimse eleştirmiyor. Bak AK Partide çıt çıkmıyor. Çıt çıkmaması normal bir iş değil ki. Yanlışa çıt yok. Her şeyi yapan tek bir kişi, susuyorlar ve kendilerince ganimeti paylaşıyorlar. Demokrasi bu değil. Esas söylemek istediğim mevzuya gelmeden bunu söylemek istedim. CHP’nin içindeki demokrasi ortamını ve bu çok sesliliği bir gürültü gibi algılamamak lazım. Aslında normali tartışılabilen bir yer olmasıdır partinin ama tartışma nereye kadar olur, aday belirleme sürecinde olur, geçer ondan sonra herkes işine bakar. Şimdi artık işimize bakma dönemindeyiz, hep birlikte seçimi kazanmak için çalışacağız. Ben Hatay’da süreci kötü yönettiğimizi düşünmüyorum. En çok sevdiğim yer Manisa benim, kendi memleketim. Manisa siyasetine çok hakimiz, bütün dengeleri biliyoruz, hızlı şekilde mevcut belediye başkanlarımızın memnuniyet anketini yaptık, onları adaylaştırdık, ön seçimlerimizi yaptık, kadın adaylarımızı destekledik. Manisa’da iş belli oldu, ilan ettik ve geçtik. Manisa’da öyle ince eleyip sık dokuyacak bir durum yok. Çok iyi bildiğimiz bir yer. Tam bir mutabakat var ve hep beraber yürüdü. Hatay yanlış yapamayacağımız bir yer, Hatay’da sadece siyaset yapmıyoruz, Hatay’ın travmasına anlayış gösteriyoruz, Hatay’ın duyguları var. Siyaset duyguları yok etme işi de değil, bir yerde yok sayma işi de değil, o duygulara kapılıp savrulma işi de değil. O duyguları doğru yönetme işi. Memleketim Manisa’da bir anket yaptık, Hatay’da 5. Her şeyi anketlere bağlamak da doğru değil ama Manisa ve İzmir’e bir heyet yolladık, Hatay’a 3 farklı heyet yolladık, dördüncüsünde de son kalan aday adaylarının hepsini genel merkezde ağırladık, ilçe adayları için. Hatay Büyükşehir, Türkiye’de Hatay’ı aşan bir noktaya geldi, kendisi de depremzede olan bir belediye başkanımız, depremin ilk günlerinde yaşadığı travma, burnunun dibinde bir sürü mikrofon. İşte bir mikrofona bir söz söylemiş. Büyüdü, büyüdü bazı laflar. Ama bir gerçek var. Hatay’da biz yüzde 20-30 arası oy alabiliyorken, iki dönemdir Hatay’ı kazanan, Hatay’da bir mücadele veren bir belediye başkanı var.”

“SAVAŞ EN İYİ ADAY”

“Bizim yaptırdığımız bütün anketlerde Lütfü Savaş CHP’nin gösterebileceği en iyi aday. Siz de diyorsunuz ki başkasıyla kazanamaz. Hatay’da böyle bir görüş hakim partide. Ama bir yandan da belediye başkan adayımızın değişmesi yönünde hem bütün Türkiye’de, sosyal medyada, 6 Şubat’ta Hatay’a gittik orada, bir takım talepler ve tepkiler var. İki karardan birini vereceksiniz, bir yanda Suzan Şahin, enkazın başında günlerce uykusuz ağlaya ağlaya bütün komşularını, hemşerilerini kurtarmaya çalıştığını görmüşüm, size iki kere konuşmuş, herhalde benle en az 5 kere konuşmuştur, mesajlar yazmıştır. ‘Aman yanlış yapmayın’ diyor, ‘Anket yapıyorsunuz Lütfü Savaş her partiden oy alıyor.’ Lütfü Savaş doğru aday gözüküyor ama başka bir tartışma var, en nihayetinde 10 Ocak günü Lütfü Savaş’ı adaylaştırdık, üstünden geçen zamanda gördüğünüz tartışmalar oldu, en sonunda dedik ki son gün bir anket daha yapacağız, son gün bir anket yaptık, Lütfü Bey’i de davet ettik. Onun elindeki anketleri aldık, onun üstüne ne yaptık biliyor musunuz? Parti tarihinde ilk kez olan bir şeydir. Bütün ilçe belediye başkan adayları, bütün ilçe başkanları, il başkanı Hatay’la ilgili, gece 02.30’da milletvekilimiz Nermin Hanım’ın son kez fikrini aldım, aradım dedim ki, Nermin Hanım bu nasıl olur? Mehmet Güzelmansur orada. Bulunmayan bütün milletvekilleri, eski milletvekilleriyle. Gece 01.00’de telefonlaştık, aday adaylarıyla. Başka partilerle. Bir şey yapmamız lazım. Son gün baktık ve örgüt dedi ki, ankette Lütfü Savaş ve net. Eski milletvekilleri Lütfü Savaş, mevcut milletvekilleri bugünün doğrusu Lütfü Savaş, örgüt istisnasız bütün ilçe başkanları sağımda, bütün ilçe belediye başkan adayları ‘Bu seçimi Lütfü Bey ile alırız’ dedi. Lütfü bey de hem yapmış olduğu çalışmalardan hem de kendi taahhüdü ‘Ben 1 Nisan’da Hatay’ı AK Parti’ye bırakmayacağım, ben bu Hatay’ı kazanacağım, bundan emin olabilirsiniz’ dedi. Düşündük, taşındık, gece 03.00’te verdiğimiz karar Lütfü Savaş ile devam etme yönünde oldu. Ben bu kararın bu kadar ince eleyip, sık dokunulmuş olmasını kötü süreç yönetimi olarak düşünmüyorum. Ben şunu yapabilirdim, ta aralık ayında. Lütfü Savaş’ı ilan eder, geçersiniz. Bu bir yöntem. Ya da aday yapmazsınız geçersiniz. Aslında 10 Ocak’ta kapattık. Kararımızı verdik. 10 Ocak’ta ilan ettik Lütfü Savaş’ı.”

“HATAY’IN KADERİ MUHALİF SEÇMENLERİNİN ELİNDE”

“Açıkçası şunu söyleyeyim, ben en doğru kararı vermek isterim. En doğru kararı vermenin yolu, araştırmak, soruşturmak. En doğru karar, kendi kararın değildir. Sen ‘Hatay’ı değiştirmek istiyorum’ deyip inat edersen bu belki dışarıdan çok başarılı bir lider, verdi kararını ve kesti attı. Sen Hatay’ı kaybedersen 1 Nisan’da, işi zorlaştıran ne? Tayyip Erdoğan Hataylıları tehdit ediyor. Ben o tehdit karşılığını bulmasın istiyorum. Sen, ben yaptım birini aday geçtim. 10 Ocak’ta Lütfü Savaş’ı değil de X kişisini atadım. Arkasında durdum, kimse bir şey demez. 1 Nisan’da seçim kaybedilince Tayyip Erdoğan neyde başarılı olur, ‘Biz varsak varız ve yoksak mahzun kalırsın’ dediğinde Hatay’ı teslim etmiş olurum. Bunun yerine ben 1 Nisan günü Hatay’ı kazanmak istiyorum, sizin de söylediğiniz gibi pek çok veri ve bilgi Lütfü Beyin bu işi başaracağını gösteriyor, çok net bence kazanacak. Eğer kazanmazsa ben de çok üzülürüm, hepimiz çok üzülürüz. Bu kadar emek verdik, zorlandık. Bu kadar yorulduk. Çok üzülürüz gerçekten. Burada görev kime düşüyor? Bir AK Parti oyu var. Bir CHP oyu var. Bir ölçtürüyoruz, 3 puan geride çıkıyoruz. Bir ölçtürüyoruz, 4 puan önde çıkıyoruz. Diyorum ki, bu nasıl bir şey? Diyorlar ki, normal şartlarda Hatay ölçüm yapılamaz durumda. Hatay’da duygular hala travmatik. Bir haberle olumsuz etkilenip bir başka tercihte bulunabiliyor insanlar. Şurada bir grup kararsız ve muhalif grup var. O grup eğer AK Parti’ye Hatay’ı vermek istemezse, Hatay bizde zaten. Ama o grup, ‘Efendim Hatay’da AK Parti’yi de beğenmiyorum, Lütfü Savaş’ı da beğenmiyorum, bu yüzden de ben oy vermiyorum ya da başka bir partiye veriyorum’ dediğinde başa başız. AK Parti’nin alma ihtimali var. Hatay’ın kaderi Hatay’ın muhalif seçmenlerinin elinde. Parti adı verip adaylara saygısızlık etmek istemem. AK Parti ile CHP kafa kafaya yarışıyor. Rakamlar işte diyelim ki 35, 35. Bir 10 puan muhalif partilerde var. 20’ye yakın da kararsız, protesto seçmen var. Oy kullanmayı düşünmeyen seçmen var. Bu seçmen seçimin kaderini belirleyecek. Burada yalnız, Lütfü Savaş’ı aday göstermeseydik biz. Diğer adaylarımızda iş geriye düşüyor, buradan gelen destekle ancak yarışa girebiliyoruz. O yüzden biz madem ki Lütfü Savaş bu durumda yarışıyor. Gazeteciler sordular, Meclis’te arkadaşlarla sohbet ederken bir soruyu şöyle yazmış, arkadaşlar. Eleştirmek için değil belki de ağzımdan öyle çıktı. ‘AK Parti’ye bırakacağıma Hatay’ı, Lütfü Savaş’a bırakırım’ demişim. Bugün Ahmet Hakan şöyle yazmış. E bu Lütfü Savaş’ı kötülemek değil mi, filan. Benim söylemek istediğim şu, Lütfü Savaş’ı niye yaptın, niye yaptın? E yapmayım da AK Parti mi alsın? Kardeşim Lütfü Savaş kazanıyor seçimi. Eğer başka bir aday kazanıyor olsa, Lütfü Savaş benim babamın oğlu değil. En yakın arkadaş ve dostlarımı değiştirmişim, memnuniyet anketi düşük geliyorsa diye. Ama Hatay’da kazanma ve Hatay’ı AK Parti’ye teslim etmemek için yaptık. Bu kadar da net.”

“EMANETİ EHLİNE VERMEK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPTIM”

Özel, “Belediye başkan adaylıklarında emaneti ehline verdiğinizi düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Ehline vermek için elimden geleni yaptım. Yani gerçekten ve gerçekten bunu yapabilmek için en iyisini yapmaya çalıştım. Ama siyaset insanla yapılan iştir. Hatası ve eksiği olur. Bir karar herkesi birden memnun etmez. Bazen verdiğiniz kararı doğru diye verirsiniz, yanlış çıkar. Hatası, eksiği ve kusuru vardır. Ama kasıt yoktur. Ben bütün gücümle, en doğru adayların belirlenmesine katkı sağladım. Tek seçici değildim, şunu söyleyeyim. CHP Parti Meclisi 2 ayda bir toplanır, ben seçildiğim günden bugüne kadar 12 kere, 11’i özel gündemli, 11 kez Parti Meclisini aday belirlemek için topladım. Her Parti Meclisinde aday belirledik. Parti Meclisinde ismi yansıtılmayan, üzerinde söz alınmak istendiğinde, bazı adaylarda 23 kişi, 24 kişi söz aldı. 1156 aday gösterdik, 1156 adayın 1156’sı ismi okunarak, üzerine tartışma açılarak, söz talebi karşılanarak, varsa anketi gösterilerek, tercih sebebi söylenip, oyçokluğu ya da oybirliği ile oylanarak geçti. Oyluyorum, mesele bir ilde 3 isim var. Okuyoruz, birini tartışmaya açıyorlar. Uzun süre tartışıyoruz, tartışma açılmayan ikisini birlikte oyluyorum, belli ki oybirliği var. Ama yine de görüyoruz, oybirliği ile filanca ilçe diyorum, söylüyorum. 4 kişi ret diyor. 4 arkadaşımın adını söylüyorum, bu 4 arkadaşın muhalefet şerhi ile geçmiştir tutanağa. Benim getirdiğim adayların değiştiği oldu. Biz 5-6 kişilik grup olarak ön çalışmayı yaptık. MYK’ye getirdik, MYK’de değişenler oldu, MYK’den PM’ye götürdük, PM’de değişenler oldu. Geri çekilenler oldu, yeniden anket yapılanlar oldu. 1156 adayı 3 ay boyunca ince eledik, sık dokuduk. Hatası, kusuru vardır ama şöyle bir şey yok, tek seçici olarak ben listeleri yaptım, getirdim, hiç öyle bir şey yok. Biz prensip olarak aday çıkarabildiğimiz her yerde çıkaralım, CHP bayrağının dalgalanmadığı yer kalmasın, seçimde logomuzun eksik olduğu pusula olmasın dedik, geçmişte yanılmıyorsam 800’e yakın aday gösteriliyordu. Şimdi 1156 aday göstermişiz. Bu tabi kolay bir şey değil. 350-400 fazladan aday göstermek. Önemli bir şey” yanıtını verdi. Bu sürecin çeşitli zorlukları olduğunu da kaydeden Özel, şöyle konuştu:

“GEREKTİĞİ YERDE MUHALEFETE KAYBETTİRİYOR”

“Tabi şöyle zorlukları var. 2019’da HDP, şimdi DEM, öyle mi ve böyle mi denen parti. Net açıklama yaptı. AK Parti’ye kaybettirecek stratejiyi benimsiyorum, CHP’nin aday çıkardığı hiçbir yerde aday çıkarmayacağım, hatta İYİ Parti’ye de çıkarmıyordu, sonra aralarında Ahlat’ta bir sürtüşme oldu falan filan. Ondan sonra çıkardılar. AK Parti kaybetsin diye her şeyi yapacağım demişti. Çok önemli bir güç AK Parti’ye kaybettirmeye çalışıyordu, ikinci taraftan İYİ Parti, Saadet ve Demokrat Partililerle ittifak halindeydik, o partiler de CHP ile birlikte hareket ediyorlardı. Nereden baksanız, kabataslak o gün için 10 oradan, 10 oradan yüzde 20 eklediğinizde, bugünkü şartlarda anketlere yüzde 20 eklemeye kalksanız, Türkiye’yi silme, her tarafı alırız. Şu anda tek başımıza giriyoruz seçimlere, işte DEM, AK Parti’ye kaybettirmeyi bırakın gücünü gösteriyor, gerektiği yerde muhalefete kaybettiriyor. CHP’nin karşısında adaylar gösteriyor, öyle DEM’li çay filan hepsi yalan çıktı. Kent uzlaşısı şu aslında, Parti Meclislerinden DEM’in çıkardığı bir tanımlama. Biz diyor, DEM’in açıklaması, ‘Türkiye’de hiçbir parti ile ittifak yapmayacağız, işbirliği yapmayacağız, ancak kent uzlaşısı olabilir’ diyor. Sizin gösterdiğiniz adaya bakıyorlar, ‘Bu aday oy verebileceğimiz bir adaydır’ diyorlarsa ‘Kent uzlaşısı sağlandı’ diyorlar, aday göstermiyorlar. Bu çok nadir yerlerde oldu. İzmir de dahil. Ne diyorlardı? DEM ile CHP anlaştı, İzmir, Aydın aday göstermeyecek, Antalya’da ilk önce gösterdiler ve kaybettirmeye çalışıyoruz size dediler. İzmir’de aday var, İzmir’in hemen hemen bütün ilçelerinde var. İstanbul’da var, İstanbul’un 30’a yakın ilçesinde adayları var. Kent uzlaşısı şu, eğer aday DEM’in kriterlerine göre uygunsa, onlar diyorlar ki çevre, kadın, demokrasi hassasiyeti, Kürt siyasi hareketine karşı tutum, falan filan. Geçmişinde bir şey yoksa. Ama böyle varıp da protokol imzalamak, anlaşma yapmak, DEM ile sanki geçen sefer İYİ Parti ile yaptığımız gibi ittifak görüşmelerinin sonucunda bir şey üretmek filan tarzında bir şey olmadığı zaten ortada.”

“OY ORANINDA ARTIŞ BEKLİYORUM”

“Neredeyse geçen seçimde yüzde 20’lık kendiliğinden destekten mahrum olduğumuzun farkındayım ancak oy oranında artış bekliyorum. Belediyelerde elimizdeki 11 belediyenin tamamını korumak istiyoruz, üstüne yeni belediyeler ekleyeceğiz. Büyükşehirde ilk akla gelen Bursa. Bursa’da çok iyi gidiyor her şey. Zaten üstüne titreyeceğiz. Aslında Balıkesir, çoktan hak ettiğimiz bir yer. Ben Balıkesirlilerin Ahmet Akın’ın da hakkını teslim edeceklerini düşünüyorum. Geçen seçim Ahmet Akın adaydı ve kazanmaya gidiyordu. İYİ Parti Balıkesir’i istedi. Ağlaya ağlaya Ahmet Akın’ı çektik, bir başkası istedi, oraya koyduk. O kişi hem seçimi kaybetti, hem AK Parti’ye geçti. Aslında değer verdiğim, ablam dediğim sevgili Meral Akşener, hakikaten siyaset ilişkisinin dışında yıllarca çalıştık. Hep abla ve kardeş ilişkisi içinde olduk. O bir gün şöyle bir şey söylemişti, ben o jesti hep bekliyorum. Bir gün dedi ki, Ahmet Akın oradaydı. Ahmet saygılı şekilde duruyordu. Bizi gösterdi, öyle bir tavrı vardır. ‘Bunların hiçbirine borcum yok ama sana bir borcum var Ahmet’ dedi. Ben o borcu bir gün öderim dedi. Ahmet çok üzgün duruyordu. Ahmet elinde kazandığı büyükşehri, çekeceksin dedik, genel başkanlarımız, partilerimiz böyle karar verirse çekilirim dedi. Ağlaya ağlaya Balıkesir’i verdik, büyükşehri verdikleri kişi hem çok kötü bir kampanya yapıp resmen seçimi AK Parti’ye hediye etti, sonra AK Parti’ye gitti. Böyle bir durumumuz var. Yanlış anlaşılmasın. Ben şimdi şunu bekliyorum Meral Hanım’dan. Meral Hanım bütün Türkiye’de rekabet ediyor, müstakil, kendi siyasetlerini yapıyorlar. Ama ‘Benim geçmişten bu genç arkadaşım ve Balıkesir’e bir borcum vardı, ben gereğini yapıyorum’ der mi? Benim tanıdığım Meral Hanım der. Ben böyle bir şeyi Ahmet için ve Balıkesir için bekliyorum. Yoksa bütün Türkiye var. Nerelerde ne rekabetler ediyoruz? Nasıl eleştiriler duyuyoruz? Hepsine tamam ama Ahmet Akın ve Balıkesir’e müştereken bir borcumuz vardı bizim. Şimdi tam Balıkesir ve Ahmet Akın ile helalleşme zamanı.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.